Zulüm Ne Zaman Biter? (1)

Muhittin Kandırmaz

VAN 19.12.2017 21:27:22 0
Zulüm Ne Zaman Biter? (1)
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Zulüm ne zaman biter? Şöyle bir tarihe göz atalım; ne zaman zulüm olmuş, ne zaman dünya güllük gülüstanlık olmuş.. Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş mi? Tarihi kayıtları karıştırınca bir çok toplumun adaletsizlikten dolayı yıkılıp gittiğini görüyoruz. Peki nedir bu adaletsizlik? Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: Hiç bir topluluk inançlarından dolayı yıkılmamıştır. Bir kaç topluma, medeniyete göz atalım.

Birincisi Hz. Şuayb’in peygamber olarak gönderildiği toplum. Bu toplum neden helaka duçar oldu? Bu toplum güçlü, kuvvetli bir topluluktu ve bu güçlerini, kuvvetlerini adalet için değil de vurgun, soygun, doğru tartmama yönünde harcadı. Hatta bazı kaynaklar malı alırken eksik tartan terazi, satarken fazla tartan terazi kullandıklarını söyler. İlgili ayetler den bir kaçı:

“Medyen'e de soydaşları Şuayb'i gönderdik. Ey kavmim! dedi, Yalnızca Allah'a kulluk edin! (Zira) sizin, ondan başka kulluk edeceğiniz bir ilah yoktur. Bir de eksik ölçüp tartmayın! Her ne kadar sizi şimdi refah içinde görüyorsam da, yine de ben sizi çepeçevre kuşatacak bir Günün gazabından korkuyorum!” (Hûd 11:84).

“Bunun içindir ki, ey kavmim, ölçüyle tartıyla yaptığınız alışverişte dürüst ve duyarlı olun; insanları kendi hakları olan şeylerden yoksun bırakmayın; ve kötülüğü yayarak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.” (Hûd 11:85).

“Gerçekten Eyke halkı da zâlim kimselerdi.” (Hicr 15:78). Burdaki zalim vurgusu yukardaki ayetlerde bahsedilen ahlaki çürümedir. Peki keselerine mi kaldı? Hayır.

“Onlardan da öcümüzü aldık, her ikisi de (Sodom da, Eyke de) hâlâ (yol üzerinde, gözler) ön(ün) de apaçık durmaktadır.” (Hicr 15:79). Belli ki çok yüksek derecede refah içinde olan topluluk.

İkinci topluluğumuz, fil ashabı. Hemen hepimizin az çok bildiği, başında Habeşistan valisinin bulunduğu, o günün şartlarında civarın en güçlü ordusuyla Allah’ın kutsal saydığı Kâbe’yi yıkmak için gelen topluluk. Oysa baktığınızda bunlar Allah’a inanan ama müşrik yani Allahla aralarına aracı koyan bir topluluk. Hatta Muhammed Hamidullah’ın ‘İslam Peygamberi’ kitabında okuduğum kadarıyla; Bu Ebrehe, arim selinde yıkılan barajı tamir edip yanına da dört metre boyunda bir kitabe yazdırmış ve kitabe şu şekilde başlıyormuş: Bu baraj İsa Ruhullah adına Ebrehe tarafından tamir edilmiştir. Peki neden helak oldu? Allah’ın kutsadığı bir mabedi ortadan kaldırmaya kalkışması ile ilgili ayetler:

“Rabbinin, Fil sâhiplerine ne yaptığını görmedin m? (Fîl 105:1)

Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? (Fîl 105:2)

Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi, (Fîl 105:3)

Onlara taş kesilmiş balçık türü tanımlanamayan (şeyler) atıyorlardı. (Fîl 105:4)

Derken (Rabbin) onları, yenil(erek delik deşik edil)miş yapraklara benzetti.” (Fîl 105:5)

Üçüncü olarak da; Evet Allah kullarını iddiaları üzerinden sınava tabi tutuyor. İşte iddaaları üzerinden sınava çekilmiş ve sınavı verememiş bir toplum da Semud Kavmi. Bu toplum da tarihi kayıtlara bakınca beş batın doğum yapan ve son yavrusu erkek olan devenin kulağını kesip ya da yarıp çöle bırakıyorlardı. ‘Bu deve Allah’ın devesi’ diyorlardı ve bu deveye yem ve su vermiyorlardı. Zaten Semud, suyu sınırlı olan demektir. Allah’a atfettikleri deve için Allah da “(İstediğiniz delil), işte şu (sahipsiz) dişi devedir! dedi, Su içme hakkı (belli bir gün) ona, belli bir gün de size aittir.” (Şuarâ 26:155) diye emretti. Peki onlar ne yaptı? “Semud'a da soydaşları Salih'i (gönderdik). Ey kavmim! dedi, Yalnızca Allah'a kulluk edin! Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Doğrusu Rabbinizden size açık ve net bir delil gelmiştir: İşte Allah'ın devesi; sizin için bir semboldür: O halde bırakın onu, (Allah'ın devesi) Allah'ın arzında otlasın ve sakın ona bir kötülük yapayım demeyin! Yoksa size elem veren bir azap dokunur.” (A’râf 7:73). Allah dışında hiçbir şeye kulluk edilemez deveye değil Allah a .

“Hem hatırlayın Ad'ın ardından O'nun sizi nasıl (uygarlığa) varis kıldığını ve şu malum yerde sizi yerleştirdiğini! (Siz ki) buranın düzlüklerinde köşkler inşa edip, dağlarındaki (kayalardan) evler yontarsınız. Artık hatırlayın Allah'ın nimetlerini de, kötülüğü yaygınlaştırarak ahlaki çürümeye meydan vermeyin!” (A’râf 7:74). Hiç çökmez, yıkılmaz denilen çok katlı binalar yapan hatta bazı kaynaklarda bu evlerin kapı ve pencerelerini dahi altından yapan bir toplumdu. “Büyüklük taslayanlar: Biz, sizin inandığınızı inkâr edenleriz! Dediler.” (A’râf 7:76). “En sonunda dişi deveyi işkenceyle, vahşice katlettiler ve Rablerinin buyruğuna karşı geldiler; üstelik dediler ki: Ey Salih! Eğer peygamberlerden biri olduğun gerçekse, haydi getir şu bizi tehdit ettiğin azabı!” (A’râf 7:77)

“Derken şiddetli bir sarsıntı onları ansızın yakalayıverdi ve kendi obalarında cansız donakaldılar.” (A’râf 7:78). Allah’ın koyduğu kurallara uymuyorsan en azından kendi koyduğun kurala uy.

Selam dua ve dua talebiyle.

HİLAL HABER