Yoldaki Mühendis

BU MEKTUBU OKUMAYI UNUTMAYIN!

VAN 22.09.2015 20:28:58 0
Yoldaki Mühendis
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Ey kahraman!

Bu kelimelerimi sana yazıyorum. Evet, ey başımızı yükseklere çıkaran, bu satırlarım senin için.

 

Sen ey Abdullah bergusi,

 Casusların, düşmanların ve müstekbirlerin engellemelerine; siyonizmin büyüklenmesine ve kibirlenmesine; laikliğin küstahlığına ve tekebbürüne rağmen izzetin, gururun, şerefin ve onurun kalemi ile; kırpkırmızı Filistin kanının mürekkebi ile; insanlığın yazdığı en güzel yazıları ortaya çıkaran elin mahareti ile; her tarafı kana bulanmış bir halde en harika ve en mükemmel sözlerin sahibi bir el ile; bu kelimelerimi ve cümlelerimi sana hediye ediyorum…

 

Güzide tarihin güzel kokusuyla, şehitlerimizin misk rayihalarıyla dolu kelimeleri mübarek Firdevs cennetinin sularıyla yıkanmış ve Hz. Peygamberin güzel ve hoş virdiyle dolup taşmış bu mektubumu sana gönderiyorum. Ellerini rahman ve rahim olan Allaha kaldır, sakın korkup acele etme musibetlerin ve belaların şerlerini rabbine şikâyet et, sonunun doğru ve hak olanla nihayet bulması için rabbine ve Mevlana rucu et.

 

Kardeşim!

Sen düşmanına karşı hapishanede mücadeleni verirken bende kelimelerim ve yazılarımla dışarıda savaşıyorum. Ben büyük hapishanemden dert Yanarken sende düşmana meydan okuduğun zindanında zafer marşları söylüyorsun, sen kapalı kapılar ardından zafer marşları söylerken milyonların kalplerine neşe dolduruyorsun. Anlamsız ve senin için bir şey ifade etmeyen gardiyanların yüzleri ise kızgınlıklarından kıpkırmızı oluyor. Düşmana karşı sabrın ve tahammülün haktan ve hakikatten habersiz kişilerin yüzlerine karşı hakta ve hakikatte sebatın bizleri çok sevindiriyor.

 

Kardeşim!

Ok ile seni vurduklarında, vücudunu ateşle dağladıklarında ve seni tabutla tehdit ettiklerinde sakın ola düşmana teslim olma, sakın ola geri adım atma, sakın ola başın düşmana eğilmesin. Eğer kılıç ile demir ile ölmessen ölüm araçları çok. Her ne kadar ölümü getiren nedenler farklı ve çeşitli olsa da ölüm birdir, unutma.

 

Derin yaranı tedavi et ve durmadan yoluna devam et. Gecenin karanlığında uyan ve rabbine nida et. Hazin sesinle kalplerine korku sal. Zafer ve kurtuluş, bugün veya yarın olmassa düşmanın kalelerini hedef alan binlerce kurşundan sonra muhakkak gelecektir. Rabbine dön, nida et ve tekbir getir. Allah için girdiğin bu yolda sakın korkma, aslanlar gibi kükre ve sakın pişman olma. Çünkü pişman olan bize zulmetmiştir.

 

Kardeşim!

 

Etrafını her yönden, her yerden yanan dehşetli bir ateş çepeçevre sarmış olsa da sakın savunduğun davandan vazgeçme. Eğer ömrün yetmesse al, benim ömrümde senindir. Hayatın devam etmesse al, hayatım sana fedadır. Susuzluğunu gözyaşımla gider. Fakat sakın davandan geri adım atma. düşüncelerimin en derinliklerinden sana gerekli delili al ve yoluna devam et! Sakın ola savaş meydanını terk etme. Zihnimde ve aklımda kazındığın gibi dimdik durmaya devam et. Ya bu yolda şehitsin ya da esir…

 

Kardeşim!

Bil ki zafer, kurtuluş ve izzet;  savaşmayan ve mücadele etmeyen bir elle, ilk darbede pes eden kırık dökük dişlerle gelmez. Bil ki bugün, sadece yiğitlerin ve yürekli insanların günü. Bil ki yolda yürüyecek olanlar ellerinde ve göğüslerinde Kuran taşıyanlardır. Bil ki bu dünyada hayırlı bir amel işleyenler, ahrette beklemeksizin karşılığını alacaktır. Son olarak şunu da bil ki dünyada ki bütün karanlıklar, çok küçük bir mumun ışığını ve nurunu dahi söndürmeye kadir değildir.

ESİF BERGUSİ

NOT: BU MEKTUP, ABDULLAH GALİP BERGUSİ SİYONİST İSRAİL TARAFINDAN ESİR ALINDIKTAN SONRA EN YOĞUN İŞGENCELERE UĞRADIĞI DÖNEMDE DAYANIŞMA AMACIYLA AMCAOĞULLARINDAN ESİF BERGUSİ TARAFINDAN KENDİSİNE GÖNDERİLMİŞTİ.