Yerlilerin Gözyaşları (Yerlilerin Yok Edilişinin Kısa Tarihi)

Ömer Arslan Site yazarlarımızdan Ömer Arslan, İspanya sömürge tarihindeki zulümleri konu alan 'Yerlilerin Gözyaşları' kitabını değerlendirdi.

VAN 10.12.2017 09:33:05 0
Yerlilerin Gözyaşları (Yerlilerin Yok Edilişinin Kısa Tarihi)
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Yerlilerin Gözyaşları (Yerlilerin Yok Edilişinin Kısa Tarihi)

İspanyol tarihçi ve aynı zaman da papaz olan Bartoloméo de las Casas'ın yazdığı ve ilk baskısı 2009’da son baskı da 2014'te yapılan ve İmge Yayınevi’nden çıkan kitap, 140 sayfayı bir solukta okuyacak bir tarzda yazılmıştır. Sömürgeciliğin ve köleciliğin tarihini anlatırken, aynı zaman da buna karşı çıkan ilk Avrupalı olan yazarın da hayatından kesitler sunulmakta.

Kristof Kolomb'un "Çok uysallar, kötülük ve silah diye bir şey bilmiyorlar…kılıç gösterdik, keskin kenarlarına dokunup ellerini yaraladılar…emir almaya, bize köle olarak hizmet etmeye yatkın insanlar….. Kudretli efendimizin Hıristiyanlığı kabul etmek istemeyenlerin yok edilmesine karar vermesine Kutsal İsa yardım etsin." Diyerek köleliği ve sömürgeciliğe methiyeler dizen ve yerlilerin köle olmaktan başka bir şeye yaramayacağını ifade etmesine karşı: "Yerliler, kendilerini katletmeye başlayıncaya kadar İspanyollara hiçbir zarar vermemişlerdi." diye cevap veren Casas, 16. Yüzyılın başlarında kurulan yeni dünyanın aynı zamanda ilk papazıdır. Roma'dan İspanya'ya dönen yazar, yerlilere yapılan eziyetleri İspanya kralı V. Carlos' a eleştirel şekilde anlatarak V. Carlos'un köleciliği yasaklayana bir yasa çıkarmasında başrol oynadı.

"Avrupalıların işgalleri neticesinde, birçok yerli dilin ortadan kalkması, var olmaya çalışan yerlilerin ise yaşama biçimlerin, kültürleri köklü bir değişim sonucu yok olmuştur. Bunlardan Batı Hint Adaları kimi verilere göre İspanyollar gelmeden 50 milyon civarında ki nüfus, İspanyollar sömürüye başladıktan 40 yıl sonra 4 milyon civarına düşmüştür. Bu 40 yılda katledilen 45 milyon civarı yerlinin yarısından fazlası ise Avrupa'dan gelen bulaşıcı hastalıklar neticesinde hayatlarını kaybetmişlerdir." vb bilgileri veren kitabın çevirmeni Oktay Etiman, Casas'ın bazı keşif seferlerine katıldığı için kendisine verilen encomeinda (keşif seferlerine katılan İspanyollara üzerinde yaşayan yerlilerle birlikte verilen topraklar) sayesinde İspanyolların yerlilere reva gördüğü zulmü bizzat gözleri ile görmesine ve encomeinda'sını iade ettikten sonra hayatının geri kalanını sonuna kadar yerli savunuculuğu ile geçirmesine neden olduğunu ifade etmektedir.

Yazıldığı dönemde geniş yankı uyandıran kitap, 16. Yüzyılda Fransa, İngiltere, Hollanda; 19. Yüzyılda ise Amerika tarafından İspanyolların yeni dünyadaki sömürgecilik tekelini kırmak için dayanak olarak gösterilmiştir.

Avrupalıların yerlilerle ilk münasebetlerini anlatırken, sadece yerlilerin değil kültürel varlıklarının hatta üzerinde yaşadıkları toprakların (mesela yağmur ormanlarının) da sistematik bir şekilde yok edilişlerini gördüğünü ve Avrupalıların nasıl bir yozlaşmışlık içinde olduklarını gözler önüne sermektedir.

İspanya'da "İspanyol Düşmanı" ve "Vatan Haini" ilan edilen Bartoloméo De Las Casas, 16. Yüzyılda İspanyol sömürgecileri arasında, insaf ve vicdan melekelerini dinleyerek, insan haklarının yılmaz bir savunucusu olmuştur. Yerlilerin Hıristiyanlığı kabul edecek akıl ve karakterde olmalarına karşın, bunu zorbaca yapmanın akıl alır bir iş olmadığını ve Avrupalıların medeniyet, bilim ve ilerlemesinin altında, yerlilerin kanlarının, acılarının ve gözyaşlarının yattığını tüm çıplaklığıyla haykırmaktadır.