YENİ TÜRKİYE!

'İnsana hitap etmeyen ve zaman ve mekânın gereklerini gözetmeyen hiçbir siyasal düzen kalıcı olamaz.'

VAN 16.04.2015 19:24:56 0
 YENİ TÜRKİYE!
Tarih: 01.01.0001 00:00
 YENİ TÜRKİYE!

AK Parti genel başkanı ve başbakan Ahmet Davutoğlu 2015 seçim beyannamesini açıkladı. Ülkemizde partilerin seçim beyannamelerini halkla paylaşma alışkanlığı pek yoktu.

Bu gelenekte AK Partiyle başladı, haa bu diğer partiler seçim beyannamesi hazırlamıyorlar anlamında değil hazırlıyorlar ancak halkla paylaşmak yerine kendileri çalıp kendileri oynuyor. Mesela CHP birçok konuda rapor hazırlamasına rağmen(özellikle Kürt sorunu konusunda) ama ne hikmetse hep sumen altı edilip halka açıklanmadı, açıkladıklarının önemli bir bölümünü sahiplenmedikleri gibi ilerleyen zamanlarda raporların tam aksine tavırlar takındılar. Neyse konumuz bu değil…..!

Bizde bir tabir vardır "Alıcı kuş dindiğinden(Gaga) bellidir" diye. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı seçim beyannamesi 100 başlıktan oluşuyor. Daha ilk maddesinde insanın öncelendiğini görüyoruz, hiçbir etnisitenin öncelenmediği devletten çok bireyin esas alındığını görüyoruz. "Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır"ı doğrular nitelikte olduğu da ortadadır.

Ne diyor birinci madde: "Her siyasal düşünce ve düzen, insana hitap etmek ve belli bir mekâna ve zamana dayanmak zorundadır.  İnsana hitap etmeyen ve zaman ve mekânın gereklerini gözetmeyen hiçbir siyasal düzen kalıcı olamaz."

"Her siyasal düşünce ve düzen, insana hitap etmek ve belli bir mekâna ve zamana dayanmak zorundadır. " İnsana hizmeti esas almayan düzenlerin kalıcılığının olmadığını yaşanılan, zorba düzenlerce yaşatılan kendi halklarına reva görülen yaşam modellerinin nasıl çöktüklerine tarih şahitlik etmektedir.

İşte bunun farkına varan devletten ziyade insana ve insani yatırımlara öncelik veren AK Parti iktidarı beyannamesinde mekân ve zamanın önemine de vurgu yaptıktan sonra birinci maddeyi şöyle bitiriyor. "İnsana hitap etmeyen ve zaman ve mekânın gereklerini gözetmeyen hiçbir siyasal düzen kalıcı olamaz."

İktidarın hedeflenen değişikliğin toplumda yer etmesi ve kalıcı barış ortamının sağlanması için tarihten dersler çıkartarak geleceğe yön vermek istemesinin ortaya koyması çok önemli. Bilindiği üzere, seçim beyannameleri siyasi partilerin seçim anayasaları gibidir fakat ne yazık ki seçmen çoğu zaman seçim beyannamesinden bihaber sandığa gidip oyunu kullanırdı.

Bunu değiştirmek, seçim beyannamesini seçmene anlatabilmek ve dolayısıyla vatandaşın oy verdiği siyasi partiye bunun üzerinden hesap sorabilmesini mümkün kılmak gerekiyor, ancak halkla kendi arasına duvarlar örmüş olan resmi statükonun bu anlayışı yukarıda da değindiğim gibi AK Parti tarafından yıkıldı.

Seçim beyannamesinin kamuoyuna takdim edilmesi, bu mekanizmayı işler kılmak adına noter tasdikli, yemin billâhlı siyaset tarzından önemlidir!.

Çünkü toplumda oluşan algı nedeniyle kimsenin AK Partililerden noter tasdiki, yemin billâh etmesini beklemiyor. Bunun bilincinde olan iktidar partisi Türkiye'de yaşayan halklar için zaman zemin ve halklar tarafından kendisine verilen iktidar imkânlarını iyi kullanmasını biliyor.

Beyannamenin ikinci maddesine baktığımızda: "Yeni Türkiye, Cumhuriyetimizin 100. yılına yürürken insana, zamana ve mekâna hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir yenilenmenin ve süreklilik içinde yeniden inşa sürecinin eseri olacaktır."

Türkiye'deki halkların çektikleri bütün acıların tek sebebi halkla bütünleşmeyen, halkına yabancı, halkları ötekileştiren, tek kalıba sokmaya çalışan yönetimlerden çekti. İnsanlar inandıkları gibi yaşayamadılar, etnik kimliklerinde dolayı dışlandılar. Bütün bunların yavaş, yavaş son bulmaya başladığı, resmi statükonun bitişinin ve yeni bir Türkiye'nin yolunun açıldığını/açılacağının işaretlerini bu beyannamede görmemiz mümkün.

Ve Yüzüncü madde: "Türkiye, zengin kültürel birikimi, özgürlükçü demokrasi tecrübesi, güçlü ekonomisi, insan odaklı siyaset anlayışı, sağlam sosyal dokusu, dinamik insan unsuru, etkin dış politikası ile insanlık âleminin onurlu bir üyesi ve küresel düzenin yükselen gücüdür. Bu yükseliş insan onurunu esas alan Yeni Türkiye sözleşmesi ile geleceğe taşınacaktır."

Bu beyannamenin önemini anlayabilmemiz için ulusalcı bir gazetenin manşetten verdiği bu haberde de görebiliriz. "Ahmet'in kitabında Türklüğe yer yok" evet gerçektende sadece Türklüğe değil insana yer var!...

Nasihatlerin musibetlerden evla olması gereğiyle.