YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMADA SAMİMİ OLMALIYIZ..
Ülkemizde belki de dünyanın birçok ülkesinde olmayan en güzel meziyetlerden biride paylaşma, yardımlaşma-dayanışma duygumuzdur. Her doğal afette bunu çok net bir şekilde görebiliyoruz. Bu güzel duygunun siyaset çarkları arasında farklı bir kimliğe bürünmesini istemiyoruz. Bu amaçla insanlar hayır hasanet islerini yaparken duygusal davranmamalı. Muhtaç olanlara yardımını bilfiil yapmalı. Bunu yapma imkânı yoksa güvenilir kurumları tercih etmeli. Amaç yardımın muhtaçlara ulaştırılması olmalı. Aksi halde bu gerçek anlamından ve gayesinden uzaklaşmış bir kampanya olur.
Toplumlar yardımlaşma sayesinde ayakta durabilir ve gelişebilirler. Bir değer olarak yardımlaşmaya önem veren toplumlardaki insanlar birbirlerine daha çok bağlanır.
Yardım yapan kişiyle yardım yapılan kişi arasında sevgi ve kardeşlik bağı güçlenir. Yardım sayesinde topluma kazandırılan insanlar kin, haset, düşmanlık gibi bir takım kötü huylardan kurtulur. Yardımlaşma ile sorunları çözülen insanlar daha mutlu ve huzurlu bir hayat yaşar. Bu mutluluk ve huzur toplumun geneline yayılır.
Yoksullukla mücadele etmek, birlik ve beraberliği sağlamak, ekonomik olarak kalkınabilmek, manevi duygularımızı çoğaltmak, huzur ve mutluluk içinde yaşamımızı sürdürmek ancak yardımlaşma ile mümkün olabilir.
Yardımlaşmanın sınırı yoktur. Zamanı ve anıda belirlenemez. Karşılıklı saygı kurallarına riayet ederek sevgi alıp sevgi vermekte bir yardımlaşmadır. Sevgi verelim sevgi alalım.
Aileden, toplumdan ve okuldan aldığımız eğitimin güzel düşünceye bağlı olarak içgüdüsel bir davranış biçimidir. Bunun açılımı ise maddi ve manevi yardımlaşma ve dayanışma ruhudur. Ferdin toplumda oluşacak olan mahşeri vicdana iştirakidir.
Buda görüldüğü gibi bizim milletimizde var olan yüksek bir hassasiyettir. Olumsuzluklar karşısında bir yükseliş bir irtifadır. “Gönülden verilene paha biçilmez” yapılan tüm ilgi ve alakanın ve yardımın karşılıksız olduğunu gönlümüzün ve vicdanımızın sesini dinleyerek ferdi olarak beynimizden inkişaf eden his ve duyguların milli iradenin oluşumunda halkımızın ve insanlarımızın bu anlamda göstermiş olduğu olumlu tepkiler çok önemlidir. Önemi asla küçümsenemez. Karşılığında hiçbir beklentide olamaz.
Yardımlaşma-dayanışma duygusu sadece ramazan ayına mahsus bir durum değildir. Yılın her ayı her günü vede her saniyesinde yardımlaşmayı devam ettirmeliyiz. Buna yakın çevremizden başlamamız gerekir. Vakti zamanda ekonomik olarak çok iyi durumda olanlar bir anda çok kötü durumlara düşebiliyorlar. Asıl o insanları koruyup gözetmek gerekir. Onurlarını incitmeden maddi ve manevi olarak yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz.
UNUTMAYIN SAP DÖNER KESER DÖNER, GUN GELİR DEVRAN DÖNER...
