Yalancının mumu yatsıya kalmadan sönüyor!.

Dürüstlük insanoğlunun sahip olması gereken özelliklerin en başında gelir dersem herhalde yanılmam!.

Çünkü kişi inansın veya inanmasın imanında ve inkârında eğer samimiyet(dürüstlük) yoksa onun toplumsal yaşamda da hiçbir anlamı yoktur ve hiçbir karşılığı yoktur!.

Malum seçim dönemi dolayısıyla gerek aday adaylarında gerekse toplumsal karşılığı olanlarda bir telaş almış başını gidiyor. Aday adaylarının önemli bir bölümü kendilerini sağlama almış olarak, cumhurbaşkanı başta olmak üzere başbakan ve AK Partinin üst düzey yöneticileriyle olsun veya olması dirsek temasında olduklarını sürekli medyadaki bir kısım kalemşorlar ve havarcıları vasıtasıyla kamuoyuna pompalamaya çalıştıklarını duyuyoruz.

Doğal olarak önemli bir kuvvet konumunda olan siyasetçi yapar da medyadan bir kesim ve sivil toplum örgütleri bundan geri kalır mı?..

Girişte dürüstlükten bahsetmiştim bir insanın kendisini olduğundan farklı göstermesi, yapamayacağı edemeyeceği şeyleri söylemesi, bulunduğu konumu aşan vaatlerde söylemlerde bulunması artık para etmiyor. Çünkü iletişim ve haberleşmeden dolayı yalancının mumu yatsıya kalmadan sönüyor!.

Bunu söyleyeyim beni münferit görüşmelerin dışında ne arayan olmuş ne de soran olmuştur. Bundan da son derce memnunum. Peki, soran olursa ne söylerim?

Soran olursa soranlara ilk söyleyeceğim şey bir milyonluk bir şehrin vebaline girip isimler üzerinde durmam. Kişiler üzerinde durmamadaki sebep her insan benim yanımda kıymetlidir, hangi partiden olursa olsun bu insanlara siyasal yöneticilik yapmak için bende varım diyorsa onu tebrik ediyorum, böyle bir cesaretinden dolayı.

Kanaatlerimi belirtmeye gelince ilk önce şunu söyleyeyim toplumsal karşılığı olmayan biri olmasın derim. Bundan kastım bir insanın sermayesinin olması şu veya bu şirketi yönetmesi veya herhangi bir bürokratik makamda bulunması onun toplumsal karşılığı olduğu anlamında değerlendirmek doğru olmaz.

Soranlara bunu derim bakın aday adayı olanların kaç tanesinin sırtını dayadığı makam, mal-mülk, şöhret, kariyer vs. değil de halktır. Denecek ki, bunlar halkın içinden insanlardırlar doğrudur, amma bulundukları konum sadece kendilerinin sahip oldukları yerlerdir sadece kişisel faydalarının olduğu yerlerdir.

Hangisinin gerçektende halkın derdiyle birebir dertlendiğini, halkın içine girebildiğini, halkı yakından tanıyabildiğinin, kendi bulundukları alanın dışına inerek halkla bütünleşebildiklerini gördünüz varsa böylesi meziyeti olan hiç düşünmeden atayın onu derim.

Eğer içlerinde hasta veya sakat birini gördüklerinde onun için üzülmüş yanına koştuklarını, varoşlarda yaşayan insanların kaçının hallerinden hemhal olduklarına bakın, siyasal iktidarın gücünden istifade etmek isteyen değil de bu güce güç katmak isteyen güvendikleriniz varsa verin.

Bu memleketin geleceğini siyaseten belirleyecek olanları belirlemek için görevli olanlar, makam mevkii, babadan kalma sermaye, tıpkı toprağa hızlı basıldığında havalanan toz zerrecikleri gibi zenginliği yakalayanlara itibar etmeyin.

Yapamayacağı şeyleri söyleyerek kamuoyunu ve teşkilatı yanıltarak sona ulaşmaya çalışanları iyi keşfedin yer vermeyin. Yapamayacakları şeyleri söyleyenleri görür bilirsiniz onları onlara şunu söyleyin inin bu halkın sırtından siz kendiişlerinize, kendi görevlerinize bakın bunu yapmanız başkalarının size olan güvenlerini artıracaktır, işte o zaman toplumsal karşılığınız olur söyleyin. Söyleyin onlara, doğruluk sonsuz gücüyle sahibine destek olacak muzaffer olmasını sağlayacaktır.

Haklı olanın hiçbir zaman korkmamasını çünkü haklılığı onu her zaman her yerde koruyacağını dolayısıyla zırt(yalan) atmamalarını söyleyin onlara. Evet zırttan(yalan) kimse ölmemiş amma, zırttan da pilavın piştiğini kimse de görmemiştir!..

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.