Star Gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, Deniz Baykal’a ve MHP’ye kurulan komployu anlatarak, “Eski Türkiye ile bütün bağları kopararak yürümek zamanı gelmiş, çatmıştır. Ya da Yeni Türkiye’ye ebediyen elveda diyerek eskiye dönü?
İşte Karaalioğlu’nun yazısı:
Sözü uzatmaya, komploya, dedikoduya hacet yoktur... Kaset, kayıt, dinleme, tape denilince akla kim, hangi grup geliyorsa Deniz Baykal’ın özel görüntülerinin bulunduğu videoyu çekip,
MHP yöneticileri ve milletvekillerinin aynı türdeki kayıtlarını çekip
Dün, internete
“Paralel yapı”nın demokrasimiz ve devlet sistemine yönelik tehdidi kelimelerle ifade edilecek boyutu geçmiştir. Bugün, nasıl olsa Tayyip Erdoğan’ı sıkıntıya sokuyor diye olup bitene alkış tutanlar da aynı tehditle karşı karşıyadır. Hepsinin özel hayatı yıllardır dinlenmiş, kaydedilmiş ve dosyalanmıştır. Cumhuriyet tarihinde bundan daha sistematik, daha sinsi, daha belden aşağı bir girişim yaşanmamıştır. Hedefe ulaşmak için, özel hayattan devlet güvenliğine kadar bütün kuralları ve bütün değerleri karalamayı, yıkmayı göze alan bir darbe girişiminden söz ediyoruz.
Herkes biliyor ki bu
Tehdit varsa demokrasi de var...
Hepsinden önemlisi yüksek düzeyde demokrasi duygusuna sahip, yaşananları analiz edip değerlendirme gücüne sahip bir toplum var. Kendi iradesine veya ülkenin toplam
52 milyon 690 bin seçmen, demokrasi tarihimizin en özel misyonunu taşıyarak sandık başına gidecektir. “Seçmen” olmak, demokrasinin bu en değerli imtiyazını elde bulundurmak hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. Seçmek hiç bu kadar bir tercihten fazlasını ifade etmemişti. Seçerken demokrasiyi inşa etmek, seçerken darbeyi reddetmek... 30 Mart’ı diğer seçimlerden keskin bir şekilde ayıracak özellik budur.
“Ya darbe ya demokrasi, ya hukuk ya şantaj, ya ahlaksızlık ya erdem” soruları ilk kez bu kadar keskin sorulmaktadır. İkisi bir arada olmaz; ya o ya da öteki...
Ülke, biraz darbe ve biraz demokrasiyle veya biraz hukuk biraz hukuksuzlukla bir arada yürüyemez. İkisinden birini tercih ederek ve dolayısıyla Eski Türkiye ile bütün bağları kopararak yürümek zamanı gelmiş, çatmıştır. Ya da Yeni Türkiye’ye ebediyen elveda diyerek eskiye dönüş zamanı...