VÜCUDUNUN ÜZERİNDE ABD’NİN KAFASINI TAŞIYOR

SURİYE’DEKİ, MISIR’DAKİ DE DİKTATÖR, CHP BUNU DA GÖR

VAN 8.09.2013 10:27:39 0
 VÜCUDUNUN ÜZERİNDE ABD’NİN KAFASINI TAŞIYOR
Tarih: 01.01.0001 00:00

Birkaç gün sonra 12 Eylül darbesinin 33. yıldönümü…  12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasına geçen yıl başlanmıştı; 28 Şubat darbesini yapanların  yargılanması ise yeni başladı. Biz bu konuları askeri darbelere karşı kalemiyle ve eylemleriyle gösterdiği direniş nedeniyle “efsane direnişçi” denilen yazar, düşünür Lütfü Oflaz ile konuştuk.

 

 Lütfü Bey; birkaç gün sonra 12 Eylül darbesinin 33. yıldönümü… Siz ülkemizin gördüğü bu en zalim, en gaddar darbeye karşı müthiş bir direniş göstermiştiniz. Öncelikle bundan biraz bahseder misiniz?

   Benim için en zor şey yaptıklarımı anlatmaktır. Bence bir insanın yaptıklarını kendisi değil başkaları anlatmalıdır. Kaldı ki ülkemizin gördüğü bu en zalim darbeye karşı gösterdiğim direniş yerli ve yabancı pek çok yayın organında anlatılmıştır.

12 Eylül darbesine karşı tek başıma nasıl bir direniş gösterdiğimi isteyenler internete girip, örneğin “Lütfü Oflaz tanklara direnmişti”, “Lütfü Oflaz Adalet Bakanlığı’nı bastı”, “Lütfü Oflaz darbelere direnişin destanını yazdı”, ”Lütfü Oflaz tek kişilik direniş örgütü” başlıklarıyla yayınlanan haberlerden öğrenebilir. Yine isteyenler www.lutfuoflaz.com sitesine girip hakkımda kimin ne dediğini, kimin ne yazdığını da öğrenebilir.

 VÜCUDUNUN ÜZERİNDE ABD’NİN KAFASINI TAŞIYOR

  12 Eylül darbesini yapanların yargılanması geçen yıl başladığı için bu yargılamanın üzerinde çok konuşuldu. O nedenle yargılanmasına yeni başlanan 28 Şubat darbesini yapanlar hakkında konuşalım isterseniz.  Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’ın başbakanı olduğu hükümeti deviren 28 Şubat darbesinin yargılanmasına başlanması üzerine İşçi Partisi yöneticilerince, “28 Şubat darbesi yargılanmak bir yana, bin yıl sürmelidir” diye başlayan ve 28 Şubat’taki gibi dindarların ezilmesini savunan bir açıklama yapıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

   Rahmetli Necmettin Erbakan emperyalizme karşı çıkan millici bir liderdi. Onu 28 Şubat darbesiyle devirenler Türkiye’nin başında böyle bir lider istemedi. Bu durum bize neyi gösteriyor? Necmettin Erbakan’ı devirenlerin emperyalizmin işbirlikçisi olduklarını, dolayısıyla da millici olmadıklarını gösteriyor. Zaten bilinen bir gerçektir ki ülkemizdeki bütün darbeler ABD’nin desteğiyle yapıldı. Örneğin Türkiye’deki ilk askeri darbe olan 27 Mayıs darbesini gerçekleştiren subaylar, “ABD’ye, NATO’ya bağlıyız” şeklinde bir açıklama yapmışlardı. Yine mesela 12 Eylül darbesini de ABD’nin “Bizim oğlanlar” dediği komutanlar yapmıştı. Kısacası, ordumuz NATO’ya girdiği günden bugüne millici olmadı. Ordumuzu yönetenler millici olsa, Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’ı devirmek için darbe yaparlar mı? Ordumuzu yönetenler ABD’ye, emperyalizme karşı olsa, ABD ve emperyalizm karşıtı bir başbakan olan Necmettin Erbakan’ı devirmek için darbe yaparlar mı?

Nitekim Ergenekon darbe davasında yargılanan Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, geçtiğimiz 21 Ağustos’ta Aydınlık gazetesinde yayınlanan açıklamasında bu konuda bir itirafta bulundu. İsmail Hakkı Pekin, “NATO’ya girdiğimizden beri ordu olarak milli düşünceyi kaybettik; vücudumuzun üzerinde ABD’nin kafasını taşıdık” şeklinde konuştu. Yine Ergenekon davasında yargılanıp mahkum olan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı olur olmaz yaptığı ilk açıklamada, “Türkiye ile ABD’nin işbirliğini mükemmel hale getirmek benim en önemli görevimdir” demişti. Ordumuzu yöneten komuta kademesinin buna benzer açıklamaları öylesine çok ki.

Konuştuğumuz konunun bir boyutu bu. Diğer boyutu da şu. 28 Şubat darbesini yapanlar ABD’ye, emperyalizme karşı değildi, ama dindarlara karşıydı. Oysa halkımızın vazgeçemeyeceği değerler vardır; bu değerlerin biri de dindarlıktır. Halkımızın çoğunluğu dindardır. 28 Şubat darbesi dönemindeki gibi dindarların ezilmesini savunmak ise, halkın çoğunluğunu karşınıza almaktır. Ülkemizin gerçeği buyken dindarların ezilmesini savunmak, 28 Şubat darbesinin bin yıl sürmesini arzulamak bir siyasi parti için intihardır. Siz dindar olmayabilirsiniz, ancak bu ülkede siyaset yapıyorsanız bu ülke halkının değerlerini dikkate almak zorundasınız. Sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi yaşamayan, sizin gibi giyinmeyen, kısacası sizin gibi olmayanları dışlayamazsınız. Dışlarsanız onlardan oy alamazsınız; dolayısıyla da iktidar olamazsınız. Bilinmelidir ki dindarlar, sosyalistler, Kürtler başta olmak üzere Kemalist olmayan herkesi ezen askeri darbeleri savunanlar, bu ülkede ilelebet iktidar olamazlar.

 SURİYE’DEKİ, MISIR’DAKİ DE DİKTATÖR, CHP BUNU DA GÖR

 Bizdeki askeri darbeleri konuşurken Mısır’daki askeri darbeyle de ilgili bir parantez açalım. Mısır’da seçilmiş cumhurbaşkanını deviren darbeci hükümetin davetlisi olarak Mısır’a gidecek CHP yöneticileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

   Askeri darbelere karşıysanız, askeri darbeleri yapanların kanlı elini sıkamazsınız. Diktatörlere karşıysanız, halkını katleden diktatörlerin kanlı elini sıkamazsınız. Eğer o kanlı elleri sıkarsanız, o kanlar sizin elinize de bulaşır, bunun bilincinde olmalısınız. Oysa CHP yöneticileri Suriye’ye gidip Suriye diktatörünün kanlı elini sıktı. Şimdi de Mısır’daki darbecilerin kanlı elini sıkmak üzere Mısır’a gitme kararı aldı. CHP olarak siz böyle yaparsanız, halk sizin diktatörlere karşı olduğunuza inanır mı? CHP olarak siz böyle yaparsanız, halk sizin darbelere karşı olduğunuza inanır mı? Hele de Mısır’da darbe olur olmaz ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, “Darbeyi destekliyoruz” diye açıklama yapmışsa, halk sizin emperyalist ABD’ye karşı olduğunuza inanır mı? Ya darbecilerin, diktatörlerin kanlı elini sıkma ya da “darbelere, diktatörlere karşıyım” diye palavra sıkma! Bilmelisiniz ki halk her şeyin farkında.

CHP öylesine çelişkiler içinde ki, örneğin “diktatör” dediği Tayyip Erdoğan’ı yıkmak istiyor; ama babası da, kendisi de diktatör olan Beşar Esad’ın kanlı elini sıkıyor. CHP hem “Türkiye’de bir askeri darbe olsa önce biz karşı çıkarız” diyor; ondan sonra da Mısır’a gidip halk katili darbecilerin kanlı elini sıkmaya hazırlanıyor. CHP yöneticilerinin bu ve benzeri davranışlarını gören halk, onun içindir ki CHP’nin darbelere karşı olduğuna inanmıyor. Kaldı ki halk CHP’nin ülkemizdeki 27 Mayıs, 28 Şubat gibi darbeleri desteklediğini de biliyor. CHP bilmelidir ki darbecilere yakın olan, halka uzak olur. Halka yakın olmak isteyen ise, nerede darbeci varsa ondan uzak durur.