Vicdani Ret Derneği kuruluyor

İstanbul’da vicdani retçiler ve anti militaristler, Vicdani Ret Derneği kuruyor

VAN 13.05.2013 11:24:25 0
Vicdani Ret Derneği kuruluyor
Tarih: 01.01.0001 00:00

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalamasına rağmen 'vicdani ret' hakkını tanımayan iki ülkeden birisi. Anti-militaristler ve vicdani retçiler, AİHM'de vicdani ret konusunda defalarca mahkum olmasına rağmen, bu hakkı tanımayan Türkiye'ye karşı dernekleşerek mücadelelerini sürdürmeyi amaçlıyor. Derneğin kurucular kurulunda 100 kişinin olması hedefleniyor. Kuruluş ilanı ise Vicdani Retçiler Haftası yapılacak.

Vicdani retçiler Ali Fikri Işık, Doğan Özkan, Halil Savda, Ercan Aktaş, Muhammed Serdar Delice, eski esir asker İbrahim Yaylalı, Oğuz Sönmez, Uğun Bilkay kurucular arasında yer alıyor.
 
Dernekleşme çalışmaları ve amaçları üzerine Oğuz Sönmez, ANF'nin sorularını yanıtladı.
 
Vicdani Ret Derneği kurmaya nasıl karar verdiniz? Hangi süreçler böyle bir dernek kurmak için etkili oldu?
 
Dernek kurma istek ve girişimlerimiz eskilere dayanır. Yani yıllardır yapmak istediğimiz bir şeydir. Sanırım, motivasyon ve insan unsurundaki eksiklik nedeniyle bir türlü gerçekleşmedi. Özel olarak beni dernek kurmaya iten neden özellikle de tutuklanan vicdani retçilerle dayanışma isteğidir. Bilindiği gibi bugüne kadar tutuklanan bütün vicdani retçiler askeri cezaevlerinde her türlü baskı ve işkenceyi yaşamıştır. Bizler ne kadar sahip çıkmaya çalıştıysak da bu durum sürmüştür. Özellikle de son tutuklanan vicdani retçi Ali Fikri Işık'a hiç bir şekilde sahip çıkamadık. Kendisi dışarı çıktığında yaptığımız bir toplantıda dernek konusu ortaya atıldı ve konuya sahip çıkma isteği bizi derneği kurabilme noktasına kadar getirdi.
 
Ne kadar süredir dernekleşme çalışmaları yapıyorsunuz? Derneğin kuruluşunu ne zaman açıklayacaksınız?
 
Yaklaşık 1 aydır sürdürdüğümüz çabamız sonucunda muhtemelen "15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü"nde derneğin resmen kuruluşunu yapacağız. 18 Mayıs günü yapacağımız etkinlikte (Cezayir toplantı salonunda bir panel olacak) bunu kamuoyuna açıklamış olacağız.
 
Türkiye’nin ‘vicdani ret’ konusundaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Bildiğiniz gibi Türkiye "Avrupa Konseyi" üyesidir ve 47 üye devlet içinde vicdani redde anayasasında yer vermeyen tek ülkedir. AİHM’in 2006 yılında vicdani retçi Osman Murat Ülke için verdiği mahkûmiyet kararıyla birlikte Türkiye devleti yasalarını değiştirmeye çağırılmıştır. Anayasanın 90. maddesi gereği AİHM kararları uygulanmak zorunda olan kararlar olmasına rağmen hiç bir zaman uygulanmamıştır. 2011 yılı Temmuz ayında Ermenistanlı vicdani retçi için AİHM’in verdiği mahkûmiyet kararıyla birlikte vicdani ret AİHS’nin ‘din ve vicdani özgürlüğü (9.madde) sine’ dâhil edilmiş ve tüm ülkeler için zorunlu hale getirilmiştir. Yani "zorunlu askerlik" uygulamakta olan ülkeler "alternatif sivil hizmet" yasası çıkarmak zorundalar. Bu çerçevede Türkiye’ye 2011 yılı Aralık ayına kadar süre verilmiş ancak Türkiye bu karara da uymamıştır. Bu açıkça Avrupa Konseyi’ni hiçe saymak ve anayasayı ihlal etmektir.
 
Dernek ne tür faaliyetler yürütecek? Vicdani Ret Derneği’nin çalışma alanları konusunda bilgi verebilir misiniz?
 
Dernek öncelikle tüm bu hukuksuzlukları ortaya serecek, biran önce son bulması için kamuoyunu bilgilendirip harekete geçirecektir. Daha önce de söylediğim gibi vicdani retçilere uygulanan baskı ve zulme dur diyecektir. Onlarla her türlü dayanışma içinde olacaktır. Zorunlu askerliğin mağduru olan askerlere sahip çıkacak, askerlerin de insan hakları olduğunu gösterip savunacaktır. Her türlü kamu hakkından yoksun, "sivil ölüm"e mahkûm edilen yüz binlerce asker kaçağına sahip çıkacaktır. Küfür, dayak, işkence askerin kaderi olamaz. "Şehit", "intihar", "kaza" vb şekilde gerçekleşen şüpheli asker ölümlerinin üzerine gidecek, hiç bir hukuksal norma uymayan askeri yargının kaldırılması için mücadele edecektir. Vicdani ret savaşın insan unsuru olmamaktır. Dernek savaşın bütün unsurlarının karşısında olacak, vicdani reddi savaşın bir alternatifi yapacaktır. Savaş sonrasını bile tehdit altına alan patlayıcılar ve mayınların yok edilmesi için mücadele edecek, silahlanmaya ve transferlerine karşı çıkacaktır. Toplumsal yaşamın bütününü ablukasına alan militarizme karşı "barışçıl yaşam"ı hedefleyecektir...