VANLI'NIN ÇİLELİ YOLCULUĞU!

Memleketimin güzel insanı bölgede yaşanan şiddet ortamı ve işsizlik yüzünden batı illerine yoğun bir şekilde göç etmiş.

VAN 24.03.2017 19:38:31 0
VANLI
Tarih: 01.01.0001 00:00
Herkesin oralarda yüzlerce belki binlerce akrabası var. Bu durum da karşılıklı yoğun bir geliş-gidişi beraberinde getirmiştir. Doğal olarak halkımız gezmek ve seyahat etmek mecburiyetinde kalmıştır. Aslında gezmek ve seyahat etmek de güzeldir. Ve her insana seyahat hürriyeti, adıyla doğuştan tanınmış bir haktır.

Hatta Allah Resulü, "Seyahat ediniz ki, sıhhat bulasınız." hadisiyle bizleri seyahate teşvik etmiştir. Çünkü insan ruhu, evrende geçerli olan hareket kanununa tabi olarak, hareket etmekle rahatlar ve mutlu olur.

Buraya kadar her şey doğal ve normal gibi gözüküyor. Ama insan Van’dan otobüse binip, batı illerine seyahate başlayınca, bu işin hiç de kolay ve mutluluk verici olmadığını görmesi, fazla uzun sürmüyor.

Polis ve askerin onlarca arama noktasında durduruluyorsunuz.. Hele Tatvan, Bitlis ve Erzurum gibi yerlerde ise bazen bir saate yakın bekletiliyorsunuz. Otobüsün içinde pisikolog edasıyla bir polis memuru girip herkesi önce gözleriyle süzüp, kendince tok bir sesle, "Herkes bilet ve kimliğini çıkartsın." dedikten sonra, istisnasız tüm yolcuların biletleri elinde olmasına rağmen, "Nereden gelip, nereye gidiyorsun, ne iş yapıyorsun?" diye sorular soruyor. Yolcu bu kısa sorulara cevap verince, bu sefer kendisini pisikolog sanan polis memuru gözlerini gariban yolcunun gözlerinden ayırmadan, "Yaptığın işin belgesi var mı?" diyor.

Hasılıkelam, tüm yolcular bu sorgulamadan geçtikten sonra, kendince suçlu pisikolojisinden çok anlayan polis memuru, yolcular içerisinden rastgele dört-beş tanesine "sen, sen ve sen eşyalarınız ve bagajınız varsa alın, aşağı inin." diyor. Ardından memleketimin bahtsız insanı aşağıda tam bir suçlu muamelesi gördükten sonra, üzerinden bir suç unsuru çıkmayınca tekrar otobüse getiriliyor.

Bu muameleye maruz kalan yolcular, polis kendilerini şüpheli görmüş ya, bu sefer otobüsteki çoğu kişi de kendilerine yol boyunca şüpheli gözüyle bakıyor. Bu söylediklerim uygulamaların genel bir özeti olup tamamı da değildir. Yani anlayacağınız bölge insanı olarak polis ve askerlerin arama noktalarında rencide ediliyoruz.

Polis ve asker halkın kanını akıtan ve huzurunu bozanları yakalayıp, kamu güvenliğini sağlamalıdır. Buna kimsenin itiraz edecek hali yok. Ama, polis ve asker de bu işi yaparken bölge halkının hepsine suçlu gözüyle bakmamalı ve kişileri toplum içerisinde rencide etmemelidir.

Ben güvenlik uzmanı değilim. Lakin Devletin kontrol noktalarındaki aramaları da bana pek mantıklı gelmiyor. Yol kontrolleri herkes tarafından bilinen, binlerce yıl önce uygulanan ilkel bir yöntemdir. Doğu ve Güneydoğu’da --- abartısız yüzlerce arama noktası var. Devletin asker ve polisi de bu arama noktalarında suçlular ayağımıza gelsin, bizde yakalayalım mantığındadır.

Demek istediğim, halkın güvenliğinden sorumlu görevliler kaş yapalım derken göz çıkarmasınlar. Güvenliği sağlamak için daha farklı modern çağa uygun yöntemler geliştirsinler.

Hükümet yetkilileri de bu arada bunu bilsinler ki, bölgemizdeki polis ve askerin arama noktaları halkımızı canından bezdirmiş durumda.

Bu hal ise sadece hükümet aleyhine propaganda yapan Hayır’cıların işine yaramaktadır.