|
Van TSO’da düzenlenen panele, Vali Yardımcısı Ömer Faruk Canpolat, Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Tuşba Belediye Başkanı Salih Akman, Edremit Belediye Başkanı İsmail Say, Van TSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fevzi Çeliktaş, Van TSO Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu üyeleri katıldı.
KATILIMIN AZ OLMASINDAN YAKINDI
Açılışta konuşan Van TSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Çeliktaş, Van YYÜ ile birlikte düzenledikleri panelin önemine değindi.
Çeliktaş, Van’ı ve havzayı kuraklık açısından ilgilendiren çok önemli bir panel olmasına rağmen ilgili kurumların katılmamasına ve vatandaşın da duyarsız kalmasına dikkat çekti.
“SORUMLULUĞUMUZ VAR”
Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli de, yaşanan kuraklık ve su problemiyle ilgili olarak yönetenlere büyük bir sorumluluk düştüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Bu paneli toplumsal fayda amacıyla Van TSO ile düzenledik. Küresel ısınmayla mücadelenin iki boyutu var, bir uluslararası boyutu, bir de yerelde üzerimize düşen sorumluluklar. Uluslararası boyutta ülkemiz geçtiğimiz günlerde Paris İklim Anlaşmasını imzaladı. Tabi bir de yerel boyutu var, son bir yıldır ilimizde ciddi bir kuraklık yaşanıyor. Van Gölü’nün çekilmesi, kaynak sularımızın dip seviyeye inmesi biz yöneticilere sorumluluklar yüklemiştir. Bugün de bilim insanlarımız bu konuda bilgilendirmelerini yapacaklar. Bu çalışma bir farkındalık oluşturacak. Katılımlarınızdan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum”
“ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ”
Vali Yardımcısı Ömer Faruk Canpolat da açılışta yaptığı konuşmada panelin sonuçları bağlamında üzerlerine düşecek görev için hazır olduklarını belirterek, şunları ifade etti:
“Böyle anlamlı bir programda aranızda bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Küresel ısınmanın dünyadaki bütün su kaynaklarını tehdit ettiği günümüzde, ülkemiz de etkilenmektedir. Van Gölü havzası da bundan etkilenen kaynaklardan biridir. Bu nedenle suyu doğru yönetebilmemiz hayati öneme sahiptir. Özellikle inci kefalinin yaşamını sürdürmesi için göle akan suların devamlılığı önemlidir. Tarımsal konuda da çok önemli olan bu panelde ortaya çıkacak sonuç doğrultusunda üzerimize düşeni her zaman yapmaya hazır olduğumuzu belirtiyorum. Bu anlamlı panelde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum, hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
PANELE GEÇİLDİ
Moderatörlüğünü İnşaat Mühendisi Faruk Görünüş'ün yaptığı panelde yapılan açılış konuşmaları ardından sunumlara geçildi.
İlk sunumu Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, "Van Gölü Havzasının Su Bilançosu ve Nüfusun Gelişimi" konusunda yaptı.
“KARAR VERİCİLERE GÖREV DÜŞÜYOR”
Van Gölü havzasına ilişkin görsel üzerinden bilgiler veren Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, sürecin yönetilmesi gerektiğini söyledi.
Sondaj konusunda hor davranıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, şunları aktardı:
“Van Gölü kapalı bir havzadır. Etrafında yerleşim yerleri var. Son 50 yılda yağışlar sürekli azalıyor, sıcaklıklar ise sürekli artıyor. Bu nedenle her yıl kötü bir tablo karşımıza çıkıyor. Sıcaklıklar nedeniyle yaşanan buharlaşma gerçek bir buharlaşma, su ve göl kaynakları buharlaşıyor. Van Gölünde 700-800 yıldır sürekli yükselen bir periyod var ama küresel ısınmayla beraber şimdi sürekli düşüyor. Havzaya ne kadar suyun girdiğini, nereye aktığını bilmiyoruz ya da az biliyoruz. Bunun yanında da nüfus sürekli artıyor. Bu sürecin yönetilmesi gerekiyor. Karar vericilerin en önemli görevi bunu yönetmesidir. Sondaj zor gün dostudur. Önümüzdeki 10 yıl içinde sorun olmayabilir, ama böyle devam ederse gelecekte çok ciddi bir susuzlukla karşı karşıya kalabiliriz. O nedenle hemen sondaja başvurmamamız gerekir. Ama bu kimsenin umurunda değil, neden çünkü böyle bir soruna inanmıyoruz.”
“RİSK YÖNETİMİ OLUŞTURULMALI”
Van YYÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Kemeç ise, "Van Kenti Mekansal Dönüşümü Van Gölüne Etkileri" konusunda sunum yaptı.
Havzada sanayi, tarım ve turizmin kuraklıktan büyük oranda etkilendiğini belirten Doç. Dr. Serkan Kemeç, “Van Gölü havzasında 2006 yılından bu yana sarı alanlar sürekli artıyor. Orman ve sulak alanlar sürekli azalıyor. Yapay alanlar artıyor, doğal alanlar azalıyor. Sanayi, tarım ve turizm kuraklıktan etkileniyor ve ekosistem risk altında. Kayıtsız yapılaşma çok. Buradaki çözüm, kıyı ve çevre yolu, afet konusu yeniden düzenlenmeli. Kentsel yaşam kaliteli hale getirilmeli. Risk yönetimi oluşturulmalı.” diye konuştu.
SUYU AZ KULLANACAK YÖNTEMLER
Van YYÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Demir de, "Tarımsal Kuraklıkta Alternatif Çözümler" konusunda sunum yaptı.
Kuraklıkla mücadelede kullanılacak yöntemlere örnekler veren Prof. Dr. Semra Demir, şu çözüm önerilerinde bulundu:
“Havzadaki kuraklık bitki boyunun kısalmasına, balık ölümlerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Yeraltı suları diğer suları besleyemeyecek duruma geliyor, kuraklık oluşuyor. Yanlış sulama yöntemleri, vahşi sulama suların eksilmesinde büyük etkendir. Bunun terk edilmesi gerekiyor. Çözüm olarak kuraklığa dayanıklı bitkiler arpa, buğday çeşitleri tercih edilmeli. Akuaponik sistem uygulanabilir, su akvaryumda daha ekonomik kullanılabilir. Mikorhiza yöntemi uygulanabilir; mantar bitki ile beraber yaşıyor, suya gübreye ihtiyaç yok. Yaklaşık 50 yıldır bu uygulama var, yeni bir şey değil. Suyu az kullanacak yöntemlere gidebilirsek çok fazla zorlanmayacağımızı düşünüyorum. Bunları çiftçilerimize önermeliyiz.”
“BİLİNÇLENMEK GEREKİYOR”
Van YYÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk, "Van Gölü'nün Tarihsel Dönemlerdeki Seviye Değişimleri" konusunda sunum yaptı.
Van Gölü’nün tarihçesi ve yapısı hakkında bilgiler aktaran Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk, “Van Gölü 6 bin yıl önce oluştu. Daha önce Beyüzümü bölgesinde 170 metre yukarıdaydı, yani Van kenti su altındaydı, giderek bugünkü duruma gelmiş. Kuraklıktan en az etkilenecek yerlerden biridir, bir an önce bilinçlenmemiz gerekir.” dedi.
“BÜTÜNLEŞİK YÖNETİM MODELİ”
Van YYÜ Erciş İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Menaf Turan da, "Su Yönetiminde Politika Modelleri" konusunda sunum yaptı.
Suyu yönetim modelleri hakkında bilgiler aktaran Prof. Dr. Menaf Turan, panele olan ilgisizlikten yakındı.
Havzada suyun yönetimi için önerilerini sunan Prof. Dr. Menaf Turan, şunları söyledi:
“Düzenleme, katılımcı ve piyasacı model olmak üzere su yönetiminde üç yönetim modeli var. İlki yönetenlere düşüyor, katılımcı model ise toplumun tamamıdır, piyasacı model ise girişimci kesimdir. Van Gölü için ‘Van Gölü Havzası Bütünleşik Yönetim Modeli’ öneriyorum. Acil eylem planı oluşturulmalı. Bunun paydaşları belediyeler, VASKİ, Çevre Şehircilik, Tarım İl ve diğer ilgili kurumlardır ama ne yazık ki bu önemli panelimizde bunlar aramızda değiller.”
Haber: Adil HARMANCI
|
