Van Ziraat Odası Başkanı Lütfü Özgökçe, 2011 yılında meydana gelen depremlerden dolayı yıkılan Et Balık Kurumu (EBK) ve Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) şubesinin kurulması gerektiğini belirtti.
İlke Haber Ajansına özel açıklamalarda bulunan Başkan Özgökçe, bölgede tarımın gittikçe zayıfladığına dikkat çekti.
“Bölgemizde kuraklık etkisi sürüyor”
Sonbahar ve Kış’da kar ve yağmurlar olmadığı için kuraklık beklendiğini söyleyen Özgökçe, “Kuraklığın etkisi sürüyor. Fakat bu son aylardaki yağışlardan dolayı biraz ümitlendik. Ama verim alıp almayacağımız hala belli değil, almayı ümit ediyoruz. Bu yıl beklenen yağışlar olmadı. Sonbahar ve Kış’ın yağmur ve kar gelmediği için yer altı suları hemen hemen kesilmiş durumda. Yer altı suları olmayınca nem oranı da düşük oluyor. Yalnız son zamanlarda gelen yağmurlar ekinleri biraz güçlendirdi. Kendisini kurtarabilir gibi görünüyor.” diye konuştu.
“Bölgemizde hayvancılığa dayalı tarım yapılıyor”
Bölgedeki tarımın gittikçe zayıfladığını söyleyen Özgökçe, “En büyük gelirimiz hayvancılığa dayandığı için hayvancılığa dayalı tarım yapılıyor. Hayvancılıkta da pazarlama sorunu var. Hayvan yetiştiricileri hayvanlarını satmakta zorluk çekiyor. Et Balık Kurumu depremde yıkıldığı için hayvan alımını az yapıyor. Kesimlerini belediye mezbahanesinde yapıyorlar ve az yapıyorlar, yeteri kadar kesim yapmıyor. Onun için acilen bölgeye hitap edebilecek bir Et Balık Kurumunun yapılması gerekiyor. Ayriyeten buğday ve arpa içinde Toprak Mahsulleri Ofisinin de burada şubesinin açılması lazım ki alım garantisi olsun. Çiftçilerimiz ürettiği malı kime satacaklarını bilmediği için ‘Bir ürün gelsin Allah Kerim’dir’ dediği için bu sefer de ürün ellerinde kalıyor ve aldığı mahsulleri de yarı fiyatına satıyorlar. Bu şekilde tarım bölgemizde gitgide zayıflıyor.” ifadelerini kullandı.
“Şimdilik ürünlerden ne kadar verim alacağımız belli değil”
Çiftçilerin son zamanla gelen yağmurla kısmen verim alabileceklerini söyleyen Özgökçe, “Tarımın bilhassa Doğu Anadolu’da, hatta il bazında da bölgesel bir program olması lazım, ne ekiyoruz, ne biçiyoruz bilmemiz gerekir. Ektiklerimizi nereye satacağız? Maliyeti nedir, satacağımız nedir, aradaki fark çiftçiyi kurtarıyor mu kurtarmıyor mu? Bunun hepsi için bölgesel bir kalkınma programının yapılması lazım. Ondan sonra çiftçiliğimiz düzelebilir yoksa bu şekilde rastgele tarım yapmakla olmaz. Çiftçilerimiz bu yüzden çiftçilikten soğuyor. Son aylarda gelen yağmurlarla kısmen verim alabilecekler. Çünkü bölgesel yağmur yağdı, her yere eşit bir şekilde yağmadı, bazı yerlere çok yağmur yağarken, bazı yerlere de çok az yağış düştü. Ortalama olarak ekinler her yerde normal değildir. Şimdilik ürünlerden ne kadar verim alacağımız belli değildir bu ayın sonuna kadar ne kadar verim alacağımız belli edecektir.” şeklinde konuştu.
“Hayvancılıkta verilen destekler yeterli değil”
Desteklemelere de değinen Özgökçe,“Gübre, ilaç, doğum, hayvan başı üretim parası gibi birçok destek vardır. Bizim bölgemizde bizim ektiğimiz buğday, arpa, şeker pancarı vardır. Buğday, arpa, şeker pancarı pirim desteği vardır. Dediğim gibi primler kurtarmıyor. Primler veriliyor, mazot, gübre, analiz parası veriliyor fakat bunları alan çiftçilerimiz buğday ürettiği zaman kime satacak? Devlet ne kadar destek verirse versin, alım garantisi olmayan bir iş yapılmıyor. İlimiz uzak olduğu için başka illere de gidemiyoruz. Onun için de ayrı bir nakliye parası lazım. Burada Toprak Mahsulleri Ofisi olmadığı için çiftçilerimiz ürünlerini satmakta sıkıntı yaşıyorlar. Bundan dolayı acilen ilimize Et Balık Kurumu ve Toprak Mahsulleri Ofisi açılması lazım. Bölgesel çapta çiftçilerimize destek vermeleri lazım. Son olarak Doğu Anadolu, hayvancılık bölgesi olduğu için hayvancılıkta verilen destekler yeterli değildir. Bölgesel kalkınma olması lazım. Köylerimizde yetişen ürünlere göre, bölgenin şartlarına göre destek verilip ona göre bir kalkınma yapılması lazım.” ifadelerini kullandı.
