VAN MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ’NE AÇIK MEKTUP

A.Baki KARACA

VAN 10.04.2013 10:34:04 0
VAN MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ’NE AÇIK MEKTUP
Tarih: 01.01.0001 00:00
VAN MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ’NE AÇIK MEKTUP
 
Sayın Müdür;
 
Evvela yeni görevinizi tekrar tebrik eder başarılar dilerim. Zor, netameli ve dirayet isteyen bir birimin başında bulunmanız dolayısıyla kolaylık, direnç ve hayır dileklerimi bilmenizi isterim. Bu ülkenin genel ve kronik bir sorunu olan eğitim meselesi, özelde ilimizin temel ve can yakıcı sorunlarından biri. Bu sorunu nasıl görüyor, nasıl algılıyor ve ilimizin eğitim performans ve seviyesini nasıl makul bir seviyeye çıkarırsınız, nasıl bir proje ve programa sahipsiniz, bilmek isteriz. Çünkü son üniversite sınavlarında ilimiz açısından ortaya çıkan tablo hepimiz için acı ve utanç verici.
 
Daha konunun başında sizi suçlamak ya da sorumlu göstermek gibi bir niyetimin olmadığını, dahası, ilimize daha yeni geldiğiniz için bu tür ithamlara maruz kalmanızı gerektirecek ne bir yanlış icraat ne de yeterli zaman geçirmediğinizi bilerek ifade etmeliyim. Bu birkaç aylık çalışma sürecinizde ilin yapısal ve kurumsal özelliklerini, işleyişini, çalışma arkadaşlarınızı ve ekipman imkanlarınızı tanıma aşamasında olduğunuzu, gözlem ve analiz süreci içinde bulunuyor oluşunuzu da hesaba katarak ifade ediyorum.
 
Sayın Müdür;
 
Yıllardır bu memleketin çocukları, eğitim açısından hep mağdur ve mazlum oldular. Gerek eğitim olanakları gerekse de eğitim politikaları ve bunların özelde biçimlenmiş uygulamaları bu mağduriyetin ve mazlumiyetin kaynağı oldular. Bunun sistematik ve yapısal sorunlar olduğunu, dolayısıyla da sizi aşan şeyler olduğunu açıkça söylemek lazım.
 
Evvelemirde eğitim felsefesi olarak sağlıklı bir eğitim nosyonuna sahip olmayan, eğitimin ne olduğu konusunda dahi yeteri kadar malzemeye sahip olmayan bir toplum ve devlet yapısından kaynaklanan bir kısırdöngü var. Yine eğitim sosyolojisi olarak kendi gerçeği ile bağdaşmayan bir gerçekdışı bir eğitim anlayışı ve müfredat söz konusu. 12 Eylül askeri darbesi ile biçimlenmiş bir anayasanın eğitim perspektifi ile beslenen bir pedagoji ve formasyon sistematiği hala devam ediyor. Bilgilerin hızla değiştiği ve yenilerinin eklendiği bir çağda palyatif değişimlerle eğitime getirilmeye çalışılan yenilik ve yöntemler darbe anayasasının düşünme biçiminden bağımsızlaşabilmiş değil. Devletin bütün kurumlarında olduğu gibi eğitimde de, sorun çözmek değil sorun yönetmek ahlakı ve yöntemi hâkim. Tabiî ki bu sadece sistemin dayatmaları ve yönlendirmesiyle birlikte, aynı sistemin ürettiği bireylerin, başına geçtiği kurumlarda bunun sonuçlarını tahsil etmesinden kaynaklı bir durum.
 
Okullarda hayatın gerçeğine değmeyen doktriner şeyler öğretiliyor. Eğitim müfredatı ve Talim-Terbiye aynı mantıkla işliyor ve sadece elbise değiştirip makyaj yapılarak güncelleniyor. Öğrenciler bilgiyi ve öğrenmeyi değil belli davranış kalıpları içine sokularak belli amaçlara hizmet edecek mamuller olarak görüldüğünden, okullar da birer fabrikasyon rolü oynuyor. İnsanı ve değeri değil belli ideolojik çıkarları özümsemiş kurşun askerler imal etme amacı her şeye rağmen sistematik olarak devam ediyor. Öğrenme, araştırma, kütüphane değil askeri tektip ve tek zihin anlayışı hala devam ediyor ve insanların irade beyan etme, karar verme hakları olduğu hala görmezden gelinerek nasıl giyineceklerine kadar standartlar getirilerek devam ettiriliyor.
 
Sayın Müdür;
 
Bunlar genel olarak görülen ve birlikte acılarını çektiğimiz kapalı zihniyetlerin ürünü olan kangrenleşmiş sorunlar. İl özeline taşıdığımızda, yerelin imkân ve imkânsızlıkları ile birlikte kültürel ve sosyal unsurların da devreye girmesiyle başkalaşan ve kendine has yeni sorunlar olarak beliren sıkıntılar söz konusu.
 
İl bazında yıllardır devam eden başarısızlık ve düşük düzeyin ekonomik, sosyal, kültürel ve özellikle politik sonuçlarını açıkça görmek lazım. Eğitim kadrolarının ve özellikle öğretmenlerin yetersizlikleri gözle görülecek kadar belirgin. Aynı şeklide okul ile dershane arasında parçalanmış bir öğrenci bilincinin aile ve çevre tarafından baskılanması bir başka sorun olarak önünüzde durmaktadır. Üniversiteye girme hedefi bilim üretmek ve yetenekleri ile ilgili alanlarda yetkinleşmek, bilgi ve değer konusunda derinleşmek değil, bir iş bulma sertifikası edinme düzeyine düşmüştür. Çıkarcı, kaygılı, bencil, kolaycı ve tüketici bir insan profili üreten fabrikalar gibi işlev gören okul ve okullaşma sistemi toplumu her geçen gün daha da sefihleşmeye itmektedir. Gençliğimiz her geçen gün daha da bozulmakta ve geleceğe dair ümidimizi ve enerjimizi tehdit etmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin bu memlekette sözde kaldığını görmek için mikroskop kullanmaya gerek yok. Öğrenim yaşının önemli bir yekûnunu aştıktan sonra anadil sorunu dolayısıyla ancak belli kalıpları öğrenmek zorunda kalan öğrencinin altında bulunduğu baskı, onu kendisi olmaktan başka her şeye zorlamaktadır. Depresyona girmiş, gelecek kaygısı taşıyan gençlik, insanlığını ve değerini birkaç saatlik bir sınava bağlayacak kadar bir bunalıma sürüklenmiştir. Her şeyi bir sınav formatında algılamakta ve gerçekdışı bir yaşamın ruhsuz ve tatsız ıstıraplarıyla kıvranmaktadır.
 
Sayın Müdür;
 
Sistemden kaynaklanan ve yapısal çokça arızalar içeren bir durumu bir memur olarak düzeltmenizi ne talep ediyor ne de bu yönde bir beklenti içerisinde olmadığımızı bilmenizi isterim. Ancak bu son üniversite sınavında Van’ın sıralamada sonlarda bulunmasının sebeplerini bir idareci, bir amir, bir öğretmen, bir baba ve bir insan olarak araştırma ve sorgulama sorumluluğunuz vardır. Aynı olduğu iddia edilen (ki ben aynı olduğu düşüncesinde değilim) koşullarda bulunan diğer şehirlerle kıyaslandığında, ilimizin giderek dibe vuran bu eğitim fecaatini izah etmeniz icabı vardır. Okullarda verilen eğitimin kalitesini ve başarı durumunu arttıracak yetkiniz ve imkânınız görev tanımızda bulunmaktadır. Bu konuda bir sorumluluk içerisinde hareket edeceğinizi, basın ve kamuoyu olarak beklentilerimizi cevaplamak ve arzu ettiğimiz araştırmaları yaparak bunu açıklamanızı bekliyoruz.
 
Size karşı herhangi bir önyargı taşımaksızın, aksine herhangi bir olumsuzluğunuz görülmediğinden hüsnü niyetle başında bulunduğunuz kurumun ve sizin itibarınız açısından bu beklentiyi karşılamanız herkes için olumlu ve hayırlı olacaktır. Samimi, sorumlu, dikkatli ve titiz bir çalışma ile ilimizdeki eğitimin bir tablosunu çıkarmanızı, neler yapılabileceğini ve aksak yönlerin açık yüreklilikle teşrihini gerçekleştireceğinize dair talep ve umudumuzu paylaşacağınıza inanıyorum. Aynı şekilde okul çevrelerinde türemiş çeteleri, velilerin kaygılarını, öğrencilerimizin altında bulunduğu çevresel tehditleri, sosyal paylaşım mekânlarını okullarla sınırlı eğitim kapsülü içinde değerlendirmeyeceğinizi ve buralardan kaynaklı sorunları da teşhis ederek çözüm üreteceğinize dair beklentilerimizi de ifade etmek gerek. Başarısızlık nedenlerine dönük tespit ve teşhislerinizin sadece sınıflardan ibaret olmadığını, geri dönüşümlü olarak bunun toplum çerçevesinde değerlendirilmesi gereğinin farkında olduğunuza eminim.
 
Bir basın mensubu, bir veli, bir baba ve bu toplumun bir bireyi olarak yapacağınız çalışmalarda üzerime düşen sorumluluğu üstlenmeyi ve her türlü yardım ve katkıyı esirgemeyeceğimi şahsım adına taahhüt ediyorum.
 
İnsanla uğraşmanın ve insan yetiştirmenin zorluğu malum. Bu zor işinizde tekrar başarı ve hayır dileklerimi ifade ediyor ve elinizde bulunan imkân ve yetkinin gereğini layıkıyla yapacağınıza dair inancımı ve beklentimi tekrar ediyorum.
 
Allah kolaylık versin.