Van Gölü nefes aldı

Van Gölü'nün yüzey suyu sıcaklığının 4 dereceye düşmesi ile yüzey ve dip suları değişimi başladı. Geçen yıl havaların sıcak gitmesi nedeniyle gerçekleşmeyen bu döngünün, bu yıl olması sevinçle karşılandı. Ekolojik olar

VAN 12.02.2019 10:29:06 0
Van Gölü nefes aldı
Tarih: 01.01.0001 00:00

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, konuyu gazetemiz aracılığıyla şu şekilde değerlendiren bir yazıyı kaleme aldı;

“VAN GÖLÜ YAŞAYAN BİR ORGANİZMADIR, YILDA İKİ KEZ NEFES ALIR!

Van Gölü çok şanslı bir göldür aslında. Adı nerede geçse herkes pür dikkat kesilir. Hele hele bilim dünyasında Van Gölü veya İngilizcesiyle “Lake Van” adı geçince bilim insanları bilirler bu gölün mucizeler gölü olduğunu. Denizden 1650 m yüksekte yer alan bir denizdir adeta Van Gölü ve tarih boyunca farklı medeniyetler onun kıyılarında hayat bulmuştur. Dünyada sadece burada yaşayan endemik Van Gölü inci kefali bu muhteşem gölde yaşar. Dünyanın bilinen en büyük mikrobiyalitleri namı diğer Van Gölü mercanları bu gölde bulunur.
Dünyada iklim değişimi denildiğinde ilk akla gelen yerdir Van Gölü. Çünkü kapalı havzadır, suları dışarı akmaz ve tuzlu-sodalıdır. Bu yüzden ne kimse tarlasını sulayabilir Van Gölü suyuyla ne evde kullanılabilir tuzlu-sodalı sular. Gölün su varlığı yıllık yağış ve akarsuların taşıdığı sulardan oluşurken, kayıplar sadece buharlaşmayla meydana gelir. Göl dibindeki çatlaklardan hem gelen hem giden su vardır ve bu yüzden pek hesaba katılmaz bu gelen ve kaçan su.
Van Gölü’nün su bütçesi hassas bir iklim saati gibidir. Eğer yıllık gelen su miktarı, buharlaşmayla kaybolan su miktarından fazlaysa su seviyesi yükselir, azsa düşer. Yani yağışta, su debilerinde veya buharlaşmada meydana gelen en küçük bir değişim hemen göl su seviyesine yansır. Bu yüzden dünya iklim bilimcilerinin gözü hep Van Gölü’ndedir. Yaklaşık 10 yıl önce dünyanın dört bir tarafından benim de içinde bulunduğum 300 bilim adamı iklim değişimini modellemek için Van Gölü’nü bir laboratuvar gibi gözlemek, modellemek amacıyla bir proje bile geliştirdi. Ancak bütçe çok yüksek olduğu için proje ertelendi. Ümidim odur ki bir gün mutlaka bu proje gerçekleşecek ve dünyanın en ücra köşelerindeki insanlar bile iklim değişimi denildiğinde Van Gölü’nü biliyor olacak.
Van Gölü su seviyesi gibi su sıcaklığındaki değişim de aslında mikro ölçekte havzanın ikliminin hem belirleyicisi hem habercisi niteliğinde. Malum sular karalardan beş kat daha fazla enerji depolayabilir. Çünkü su yavaş ısınır ve yavaş soğur. Tersinden söylersek hızlıca soğuyamadığı için Van Gölü, göl çevresinde kışlar, bulunduğu rakıma göre daha ılık geçer. Hemen yakınımızdaki Hakkari, Ağrı, Muş gibi iller bizden çok daha sert geçerken Van’ın ikliminin kışları yumuşak olmasının nedeni budur. Yıllık olarak değişse de Van Gölü yüzey suyu sıcaklığı ortalama 1.5 C ile 23 C arasındadır.
Kış aylarında nadiren 1.5 C’ye kadar düşse de Van Gölü yüzey suları genelde 3.5 C civarındadır. Bu esnada dip suları yüzeyden daha sıcak olup 4.5-5 C civarında seyreder. Bu yüzden inci kefali kış aylarında yüzeyde değil daha çok diplerdedir. Baharla birlikte havalar ısınır ve yavaş  yavaş göl suları da ısınmaya başlar. Göl yüzey suyu +4 C’ye çıktığında yüzeydeki su, dipteki sudan daha ağır hale gelmiştir. Çünkü sular +4 C’de maksimum yoğunluğa ulaşır. Bu yüzden dipteki nispeten daha hafif su yüzeye çıkar ve yüzeydeki daha ağır su dibe iner. Böylece Van Gölü, ilkbaharla birlikte ilk nefesini almış olur. Dip suları yüzeye çıkarken yanlarında ışıksız bölgede birikmiş besinleri de yüzeye, ışıklı bölgeye çıkarır. Böylece biriken besin elementleri göldeki plankton üretiminde kullanılır ve inci kefallerine yem olur. Van Gölü’nun ilkbaharda meydana gelen karışımı genelde mart ayı sonuna doğru olur. Karışımdan sonra yüzeyden dibe doğru üç farklı su tabakası oluşur. Bu karışım aslında inci kefali için de göçe başla mesajı niteliğindedir. Göçten sonra da inci kefali sıcak yüzey tabakada kalır ve derinlere inmez yaz boyunca.

Van Gölü’nün yaz boyunca ısınan suları ekim ayından itibaren soğumaya başlar. Soğuma kıyılardan derinlere doğru oluştuğu için inci kefalleri de kıyıdan derine doğru gitmeye başlar bu aylarda. Otuz yıllık ortalama göl yüzeyi su sıcaklığı ölçümlerine göre kasım sonu aralık başında göl yüzey suları +4 C civarına kadar soğur. Su en ağır halde +4 C’de bulunduğu için ağırlaşan yüzey suları, dipteki 4.5-5 C civarında olan sularla yer değiştirir. Yani ikinci kez nefes alır Van Gölü. Bu ikinci nefesle birlikte ilkbaharda oluşan üç farklı sıcaklıkta olan su tabakaları kırılır ve yüzey ile dip arasındaki sıcaklık farkı iyice azalır.
Yılda iki kez gerçekleşen bu mucize nefes alışlar, sadece Van Gölü’ne mahsus değildir. Bütün ılıman iklim kuşağında yer alan göllerde gerçekleşen bir durumdur. Bir yönüyle doğadaki üretkenliğe katkı sağlayan bir adetullah kanunudur. Eğer Van Gölü yılda iki kez tekrar eden bu nefes alışları yapamazsa dipte biriken, ışık olmadığı için göl ekosisteminde üretime katılamayan besinler dipte kalmaya devam eder. Eğer bu durum birkaç yıl üst üste devam ederse göl ekosistemi besin elementleri yönünden fakirleşmeye başlar. Bizim gölümüz için inci kefali popülasyonu yeterince beslenemez örneğin.
Diğer taraftan göldeki bu nefes alışların zamanı, varlığı veya yokluğu iklimsel değişimlerin bir göstergesidir. Eğer kış başındaki nefes alışlar olmaz veya çok geç olursa kış ılık geçerken ilkbahar geç gelir. Ya da tam tersine eğer erken soğuma olur ve nefes alma erken gerçekleşirse bu kez de kış sert geçer ve ilkbahar yağmurları az olur anlamına gelir. Yıllardır biz Van Gölü inci kefalinin göç başlangıcını Van Gölü’nün sonbahardaki karışım zamanına yani kış başındaki nefes alışına göre en az 4 ay önceden tahmin edebiliyoruz. Veya yazın kurak geçip geçmeyeceğine ilişkin ilkbahar başında göl yüzey sularının dibe inerek dipteki suların yüzeye çıktığı tarihi dikkate alarak tahminler yapabiliyoruz.
Örneğin geçen yıl Van Gölü yüzey suları bir türlü kış aylarında 4 C’ye kadar soğuyamadı. Bunun sonucunda kış nispeten ılık geçse de ilkbahar yağmurları gecikti. Hatta haziran sonunda halen yağmurlar devam etti. Bu da tarımsal üretim yapanlar açısından bazı sorunlar ortaya çıkardı. Mesela tahıllarda başaklanma zamanı değişti, hasat tarihi şaştı ve beklenmedik bazı bitkisel üretim zararları ortaya çıktı. Bu yıl Van Gölü geçte olsa +4 C’nin altına indi ve göl nefes aldı. Bu yıl Van için mevsim normallerinde bir kış mevsimi yaşanıyor. (Daha ayrıntılı veri görmek isteyenler Meteoroloji Genel Müdürlüğü web sayfasından ilgili analizlere bakabilirler https://mgm.gov.tr/). Eğer ilkbahar nefeslenme zamanı da beklediğimiz gibi mart sonunda gerçekleşirse ilkbahar ve yaz ayları da Van için mevsim normallerinde seyredeceği tahmini yapılabilir.
Doğa, tüm parçaları birbiriyle uyumlu mükemmel bir orkestra gibi. Orkestrada hangi enstrümanın hangisini takip edeceği belli olduğu gibi doğada da her değişimin arkasından neyin geleceği çok net belli. Bize düşen bilimsel olarak onları görmek, göstermek, buradaki mükemmelliğe dikkat çekmek ve bu düzenin bozulmaması için yapılacakları anlatmak.
Van Gölü’nün asırlardır devam eden döngüsüyle oluşmuş olan inci kefali başta tüm ekosistemi, bizim Van Gölü’nü korumamızla varlığını devam ettirebilecektir. Burada anlattığımız her şey insanın hoyrat müdahalesi ile göl ekosisteminin zarar görmemesi şartına bağlıdır. Mesela göl çevresindeki tüm evsel ve endüstriyel atıklar arıtılmadan göle atılmaya devam ederse bu düzen bozulduğunda ağlamaya, sızlamaya hakkımız olmayacaktır. Veya zihni sinir projeleriyle göl sularını Dicle Nehri’ne boşaltmak veya Urumiye Gölü’ne aktarmak, hatta bu esnada enerji üretmek gibi deli saçmalarıyla gölün milyonlarca yıldır oluşmuş su bütçesini bozarsak sonra başımıza geleceklerden bizim sorumlu olacağımızı unutmayalım.
Son söz dünyada başka Van Gölü yok! Van Gölü’nü bir bütün olarak koruyalım, kirletmeyelim, tanıtalım ve Van dünya doğa turizminin başkenti olsun!”
Haber: Umut Tarhan

Kaynak: (Prestij Haber Merkezi) - Prestij Haber Merkezi

Van Gölü nefes aldı