Ergin Sarı yazdı...
En son ne zaman, ne yazdığımı hatırlamayacak kadar uzak kaldım.
Sorumluluklar, zorunluluklar bahane oldu hep.
Bu bahaneler yüzünden uzak kaldım.
O yüzden bir ‘merhaba’ gerektirir yeniden yazmaya başlamam.
‘Benden size zarar gelmez’ manasında olan bu merhabayı tam da o manada söylüyorum.
Ki; 10 yıldır yazmaya çalışan biri olarak kimseye zarar vermek gibi bir niyetim hiç olmadı, çok şükür.
Bundan sonrası için de aynı durum geçerli.
Manipülasyon olmadı bu köşede bundan önce, bundan sonra da olmayacak.
Yanılgı olabilir, yanlış ifade edilebilir; ancak bu yanılgı veya yanlışın peşinden özür de gelir.
Bu yanılgı ve yanlışları bilerek, isteyerek yapmak ahlaksızlıktır zaten.
Yeniden başlamadan bunları hatırlatmak istedim.
İstedim ki, bunların dışına çıktığımız andan itibaren gerekli uyarıları sizden alayım.
* * *
Van gündemi, baktığınız yerden kaynaklı, ya çok kısır bu aralar ya da fazlasıyla meşgul.
Giderek ısınan Van Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri var yakın gelecekte mesela.
Bu seçimler bir iki hafta sonra kulislerden çıkıp gazete haberlerine, köşe yazılarına konu
olacak.
Umarım bu sefer de bundan önce her türlü seçimde yaptığımız yanlışı yapmayız.
Kişisel beklentilerden ziyade aday olacakların memlekete sağlayacağı faydaları göz önünde bulundururuz.
Konuyla ilgili haber ve yorum yapacak arkadaşlarımızın, aday kişilerin profillerini bu bakımdan iyi irdelemeleri gerekiyor.
Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığına aday olacak kişinin taşıması gereken özellikler var elbette.
Bu özellikleri başka bir yazı da tartışma hakkımı saklı tutarak, olmazsa olmaz ilk özelliğini belirtmek istiyorum.
Van’ı ve bölgeyi iyi tanıyacaklar.
Bildiklerinin kahve muhabbetinin ilerisinde olması gerekir, bununla birlikte kahvede ne konuşulduğundan da haberdar olmaları beklenir.
Diğer tüm özellikler bundan sonra gelir ki, bunu bilmeyenin başka ne bildiği de o kadar önemli değildir aslında…
Değerlendirmeyi yapacak arkadaşların bu meslek odasına aday olan kişinin ilk sorgulaması gereken vasfı da budur, bu olmalıdır.
* * *
Kürt sorunu-meselesi de elbette her zaman gündemimizdeki yerini koruyor.
Kısa bir süre önce yeniden başlayan KCK operasyonları ile seçilmiş insanların illegal oluşumlar içinde oldukları iddiasıyla gözaltına alınmaları ve sonrasında tutuklanmaları gündemdeki sıcak yerini koruyor.
Bu olayın neyle nihayetleneceğini tam olarak kestiremiyoruz.
İlgili operasyonların gerçekten iddia edildiği gibi illegal örgüt yapılanmalarına yönelik mi, yoksa karşı tezin sunduğu şekilde birer ‘siyasi’ operasyon mu, mümkün mertebe objektif bir gözle bakmaya çalışanların cevap bulamadığı sorulardır.
Ancak, bu operasyonların Kürt sorununun çözümüne katkı sunmak bir tarafa, yapılmaya çalışılan olumlu şeyleri de gölgelediğini görüyoruz.
Süreç güzel şeylerin olacağına dair bir umut taşıyanların canını çok sıkıyor.
Açık olan bir şey daha var: Hem devletin geriye dönüşü ifade eden politikaları hem de Kürt siyaset egemenlerinin takındıkları tavır, kullandıkları söylem yakın zamanda çözümün uzağında kaldığımızı gösteriyor.
Bu karşılıklı anlaşamamanın buralarda beklenen huzur ortamına darbe vurduğunu, bu şekilde bir restleşmenin kimseye bir fayda sağlamayacağını nedense kimse görmüyor veya görmek istemiyor.
* * *
Van’ın yakın gelecekte büyükşehir olması da gündemin bir başka konusu.
Bu haliyle Van büyükşehirden ziyade ‘büyük köy’ olabilir ancak, burası gayet açık.
Resmiyette kullanılacak büyük şehir ibaresinin gerçekten de taşıdığı özelliklere sahip olabilmesi için zihniyetlerin değişmesi lazım ki, bu zihniyetin değişeceğine inananların sayısı bir elin parmağını geçmez.
Ne olacak, nasıl olacak?
Kimsenin gerçekten bir şey bildiği yok.
Büyükşehirden ne anlaşıldığını zaman içerisinde görme imkanımız olacak belki…
Daha büyük siyasi yalanlar, daha büyük rantlar…
Şuanda mevcut zihniyetlerin algımıza işlemiş durumu bu çünkü…
