Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) tarafından, Van’da meydana gelen depremin ikinci yıl dönümünde “2013 Uluslararası Van Deprem Sempozyumu” adı altında bir sempozyum düzenlendi.
Sempozyuma Van Valisi Aydın Nezih Doğan, Van AFAD il Müdürü Cafer Giyik, Van Emniyet Müdürü Ümit Yurdakul dışında Türkiye başta olmak üzere Japonya, Kanana, İran ve İsviçre gibi birçok ülkeden de bilim adamları katıldı.
Bir otelde düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal yaptı. Battal, Van Depremi'nin ardından yaptıkları çalışmalarla ilgili kısa bilgi verdi.
Prof. Dr. Battal deprem sonrasında paniklemeden verilen kararlar ve yapılan çalışmalarla depremi avantaja çevirdiklerini kaydederek: “ Doğal afet eğitiminde önce sabrı öğretmek gerekir, panik yapmanın gereğinin olmadığı yaşadığımız son örnekte de görülmüştür. Biz paniklemeden, sabırla kararlar verdik ve sonuçta verdiğimiz kararların doğruluğu da ortadadır. Depremlerde afetzede olmayan, dışarıdan gelen ekiplerin daha başarılı olacağı kanısındayım. Sonuçta biz yöneticiler de depremzede ,oluyoruz. Üniversite olarak depremi avantaja çevirebilen bir kurum olduk. Üniversitemiz deprem öncesine göre altyapı, personel, yurt, lojman, öğrenci sayısı gibi birçok alanda çok daha iyi bir durumdadır” şeklinde konuştu.
Rektör Battal’dan sonra konuşan Van Valisi Aydın Nezih Doğan ise, doğal afetlerin sadece Van'a ya da Türkiye'ye has bir olay olmadığını, tüm dünyayı ilgilendirdiğini açıkladı. Türkiye'de depremle ilgili en son acı tecrübeyi 1999 yılında yaşadıklarını anımsatan Doğan, 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Van Depremi'yle 1999 Depremi'ni mukayese ettiklerinde afetlerle ilgili tecrübe birikimlerinin ne kadar geliştiğinin ortaya çıktığını aktardı.
Son yıllarda afetlere müdahale konusunda çok önemli gelişmelerin yaşandığını ve Türkiye'nin dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Doğan, "Aslında temel problemimizin afete nasıl müdahale edildiği değil, afete nasıl hazırlanmakla ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Afetle ilgili temel problemimizi yapı stoğumuzun yeterli teknik şartları taşımaması, imar planlarının istenilen teknik şartlarla muhafaza edilememesinde aramamız gerekiyor. Temelde bu eksikleriniz varsa olası bir afete nasıl hazırlanırsanız hazırlanın toplumsal memnuniyetsizlik riskine hazır olmanız lazım. 1999 ve sonraki depremlerin bize öğrettiği afetlere müdahalede yüksek tecrübe ve kurumsal birikim sağladık. Hem devlet ayağında AFAD gibi kapsamlı bir organizasyon kurduk hem de sivil toplum ayağında çok ciddi bir gelişme sağladık ama bu afet olduğunda insanların kurtarılmasıyla ilgili bir şey. Bizim birinci önceliğimiz, mutlaka afete hazırlık aşamasında kentlerimizin rehabilite edilmesi. Orada başarılı olamazsak afet müdahalelerde başarılı olsak da istediğimiz neticeleri almamız imkânsız" ifadelerine yer verdi.
Dünyaya örnek olan ikinci uygulamanın da depremin birinci yıl dönümünde insanların kalıcı konutlara yerleştirilmesi olduğunu aktaran Doğan, şöyle konuştu:
"Afetin birinci yılında insanların kalıcı konutlara yerleştirilmesi dünyada önemli bir örnektir. Büyük küçük hiçbir ülkede devlet eliyle böyle bir yapılaşma bu kadar kısa sürede sağlanmamıştır. Hayatın normalleştirilmesi konusunda sıkıntılarımız var, bunları gidermeye çalışıyoruz. Normalleşme dediğimiz şey, ekonomik hayatın eskiye oranla daha iyi yürütülmesidir. 23 Ekim 2011'de Van ekonomisi hangi düzeyde ise 2 yıl sonra bunun üzerine çıkaramadıysak ekonomik anlamda hayatın normalleştiğini söyleyemeyiz. Ancak bu konuda da önemli gelişmeler yaşıyoruz. Kentte yeni iş alanlarının oluşturulması konusunda özellikle özel sektörün önemli çalışmaları var. Depremden sonra birçok fabrika üretime başlarken, onlarcasının da inşaat çalışmaları devam ediyor. Bunlar kent için önemli gelişmeler" dedi.
Sempozyumun açılış töreni Van depremi fotoğraflarından oluşan fotoğraf sergisinin gezilmesi ve ardından toplu fotoğraf çekimi ardından son buldu. Mehmet Aldemir
