Yaklaşık 10 gün önce gerçekleleştirilen Mezopotamya Ekoloji Hareketi Van İl Ekoloji Meclisi Oturum Toplantısı'nın sonuç bildirgesi yazılı olarak açıklandı. 80 kurum ve 200 kişinin katılımıyla gerçekleşen Van Ekoloji Meclisi Oturum To
UYARILAR
Sonuç bildirgesinde önemli uyarılar da yer aldı. Bildirgede şöyle denildi;
* Ekolojik sorunlar dikkate alınmadan hayata geçirilmeye çalışılan projeler Van'ın ekosistemini bozmaktadır. Projeler ve hizmetler ekolojik tahribatı en aza indirecek şekilde olmalıdır. Belirtilen tahribatlara yönelik yerel yönetimlerle görüşülmesi gerekmektedir.
* Van Gölü havzasındaki 19 dereden Van Gölü'ne akıtılan kanalizasyon ve atılan çöplerle Van Gölü'nün ekosistemi hızla bozulmaktadır. Derelerin iyileştirilmesi sağlanarak, gölün kirlilikten kurtarılması amacıyla arıtma tesislerinin hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.
* Doğal su kaynakları bakımından zengin olan Van'ın, içme suyunun arsenik oranı bakımından Türkiye'nin en kirli sularındandır. İçme suyuna yönelik acil ve kalıcı çözümlerin planlanması gerekmektedir.
* 2008 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Van Gölü Havzası Koruma Çevre Eylem Planı'nın acilen uygulamaya konulması gerekmektedir.
* Kapitalist zihniyetler Van Gölü tabanında bulunan uranyum rezervleriyle ilgili çalışmalarını devam ettirirken gölün kirliliğine göz yumularak, göl cazibe merkezi olmaktan uzaklaştırılmaktadır.
* Van Gölü ve Erçek Gölü çevresinde bulunan kuş türlerinin korunması biyolojik çeşitlilik bakımından çok önemlidir.Türkiye'de bulunan 430 kuş türünün 230'unun burada yaşadığı Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. Kuş ve bitki türlerinin çalışmaları devam etmektedir. Van yöresine ait bitki ve hayvan türlerinin korunmasıyla ilgili projeler geliştirilmelidir.
* Van'da yapılması planlanan 31 HES, 2 güvenlik barajı ve çok sayıda kalekol inşası doğayı yok etme ve insansızlaştırma amaçlı olarak yapılmaktadır.
* Muradiye Şelalesi dünyanın sayılı doğal güzelliklerinden iken yapılan HES'lerle suyu kurutulmaktadır. Müküs, Çatak, Gürpınar gibi ilçelerin akarsularında yaşayan kırmızı benekli alabalık türünün yok olma tehlikesi de HES'lerin ekolojik tahribatlarından sadece biridir.
* Enerji odaklı ekolojik tahribatların önlenmesi için yenilenebilir enerji kaynakları özendirilmelidir.
* Van Gölü balığı olarak bilinen İnci Kefali endemik bir türdür. Av yasağı döneminde denetiminin yetersizliğinden kaynaklı ve dere alanlarının ilaçlanması gibi yanlış uygulamalar balık popülasyonuna zarar vermektedir. İnci kefalinin korunması ve kurumlarca gerekli tedbirlerin alınması aciliyet arz etmektedir.
* Van Gölü kıyısında bulunan sazlıklar filtre özelliğiyle göl suyunu temizlemektedir. Bu sazlıklar sivrisineklerin, balık ve kuşların beslenme alanı olduğu halde taşla doldurulup, ilaçlanıp, yakılıp yok edilmektedir. İlgili kurumlara ve vatandaşlara sazlıkların önemiyle ilgili bilgilendirme yapılarak, koruma çalışmaları başlatılmalıdır.
* Van Gölü sahilleri kıyı kanuna riayet edilmeden birçok kamu kurumu ve kişilerce işgal edilerek halkın kullanımına kapatılmış, sahil rant alanına çevrilmiştir. Gerekli mevzuatın işletilerek kaçak yapıların yıktırılarak yeni kaçak yapılaşmalarında ilgili kurumlarca önüne geçilmesi için planlama çıkartılmalıdır.
* Vahşi çöp depolama alanlarının bertarafı sağlanarak, katı atık bertaraf tesisleri oluşturularak, geri dönüşüm uygulamalarıyla çöpten enerji üretim sistemi hayata geçirilmelidir.
* Taş ve kum ocaklarının çalışma kriterlerine uyulması sağlanarak canlı yaşam alanlarına zarar verilmesi önlenmelidir.
* Dünya genelinde kişi başına düşen yeşil alan miktarı 10 metrekare iken, bu oran Van' da 2,7 metrekaredir. Ağaçlandırma ve yeşil alan oluşturma çalışmalarının hızlandırılması önemlidir.
* Tarımsal faaliyetlerde toprağa zararlı GDO'luürünler (tohum, gübre, ilaç, hormon) kullanılmaktadır. Bunun yerine organik tarımı esas alarak, gelenekten gelen yerel tohumların tohum bankaları oluşturularak yeniden tarımda kullanılması özendirilmelidir.
* Mevcut eğitim müfredatı ekolojik bilinci geliştirmede yetersiz kalmaktadır. Toplumda ekolojik bilincin oluşması ekoloji okuryazarlığı eğitimlerinin geliştirilmesi için akademiler ve halk meclisleri üzerinden toplumsal ekolojiyle ilgili eğitim atölyelerinin planlaması yaşama geçirilmelidir. Bu doğrultuda ekolojik bir sanat anlayışının geliştirilmesi gerekliliği de hedeflenmektedir.
* Örgütlü, güçlü bir halk mücadelesiyle doğamıza sahip çıkmalıyız."
/ Haber Merkezi
Kaynak / Editör: Prestij Haber Merkezi - |