UYAN VAN HALKI HAKKINI ARA...

HER ALANDAKİ PİSLİKLERİN TEMİZLENMESİ İÇİN BİR FIRSAT...

VAN 2.01.2014 11:54:16 0
UYAN VAN HALKI HAKKINI ARA...
Tarih: 01.01.0001 00:00
NEYDİNİZ NE OLDUNUZ?
Aslın da iki haftadır yazı yazmıyorum; Sebebi ise ülke gündeminde dönen kirli oyunlar. Erken yatışır dedim ama bu kirli senaryonun çok uzunca süreceği görünüyor. Tabi AK partinin içinde yolsuzluğa burnuna kadar bulaşanların olduğunu duyuyoruz biliyoruz. Mal varlıklarını çok ayrıntıları ile son 15 yıl üzerinden açıklanırsa çok şeylerin ortaya çıkacağı kaçınılmazdır. Ama şuan ki mesele yolsuzluk meselesi değil kesinlikle değil. AK parti üzerinden İslam’ a ve Müslümanlara saldıran çoklu ittifakın olduğu ortadadır. Bu operasyon aynı zamanda Kürt sorununun çözülmesini istemeyenlerin ittifakıdır. Bu konuda en çok duyarlı olması gereken BDP lilerdir. Ben her türlü fırıldak oyunlara rağmen yani alçakça saldırılara rağmen AK partinin bu oyundan güçlenerek çıkacağını düşünüyorum. Bu operasyon, hem AK partinin,  kendi içerisindeki çürüklerin temizliği için önemli bir fırsat, hem de ülkedeki pisliklerin temizliği için önemli bir süreç olduğunu ve sayın başbakanın bunu başaracağını umut ediyorum.
Bu konuyu şimdilik burada bırakıyorum, yine Van ilindeki yerel seçimlerin sürecine ilişkin düşüncelerime geçiyorum.
Belediyeler halka hizmet kurumlarıdır. Ödenekleri devlet tarafından tahsis edilir. Kişi başına her ay hizmet için para ayrılır. İller bankası üzerinden belediyelere aktarılan para ile herkese eşit hizmet etmesi istenir. Tabi sadece istenir. Bu belediye hepimizindir. Yani Kürtçe tabiriyle Belediya meye…
Yani kundakta ki bebekten, en yaşlı dedeye, Türkün’ den Kürdü’ ne, dinlisinden dinsizine herkesin hakkı vardır o parada. Bir ilde yaşayan herkes yol, kaldırım, su, park ve bahçe işleri yapılsın diye belediyeye para gönderir. Belediye bunun hesabını halka vermeden, şeffaf olmadan harcama yetkisi ve salahiyetine sahip değildir. Peki, bizde böylemidir? Ya da ben size sorayım hiç böyle olduğunu duydunuz mu? Gördünüz mü? Hayır, bu paralar bizde aksine çok Fuzuli yerlere çar çul edilir. Nasıl edilir onu da anlatayım istiyorum. Hani klasik bir ifade var ya çok zaman kullanılır.
Ancak velâkin gelgelim uygulama böyle mi acaba? Tabii ki hayır.  Benim ve sizin yani halkın adına gelen para hangi çikolataya, çelenge, çöreğe, böreğe, bozulan kaldırıma, işe yaramaz direğe verilir? Bu halkın paraları başkalarının özel keyifleri için harcanıyor. Allah kabul etmesin.
Aile reisi aldığı kazancını nasıl ki tek başına harcayamaz ve kendi ailesini yüzüstü bırakamazsa, belediye reisi de tüm halk adına gelen ödeneği kafasına göre har vurup harman savuramaz.
Mesela, Van’da o kadar hizmet eksiği varken, trafik, park bahçe, otopark, imar gibi… Buna rağmen siz kalkıp Başkale, Özalp, Muradiye, Bostan içi, Çelebi bağı Belediyeleri ile Hakkâri’nin Esendere, Bingöl’ün Karlıova belediyelerine binlerce lira nakdi ve ayni yardımlar yaparsanız abes olmaz mı?
Ayrıca Van merkeze bağlı Yeşilköy’ün 50 bin TL’lik elektrik borcunun ödenmesi hangi akılla izah edilebilir. O zaman tüm köyler sıraya girsin ve belediye meclisi tek tek borçlarını ödesin, yoksa her köye aynı hizmet yok mu? Bu siyasi oyunları yapanlar bir de biz özgürlük ve insan hakları diyoruz diyerek bir şeyler yapıyorlar ya, hiç inandırıcı gelmiyor. Çünkü yaptıklarınızla konuştuklarınız birbirini tutmuyor, yani teori ile pratik birbirini aynı değil. Hem de bu ne yaman çelişki diyecek boyutta. Yazdığım konular ile ilgi haberlerin aynen linkini veriyorum okuyun.
Bu verilen örnekleri göz önüne seren haberlerden sadece birkaçıdır. Bunlar devede kulak diyebilirsiniz ancak dostlar, ben kulaksız deveyi neyleyeyim. Bugün kulağı yarın ise deveyi götürmeyecekleri ne malum.  Aslında kulak bahane asıl giden deve yüklü şahane…
Efendim, mevcut belediye yönetimi buna karşın diyebilir ki; siz Burhan Yenigün dönemine bakın. Amenna ona da baktık,  en ağır eleştirileri yaptık Van halkı bunu çok iyi biliyor. Buna da bakacağız. Kim yaptıysa haksızlığı, vurgunu, talanı bizim gözümüzde aynıdır. Yetimin hakkı zehir olsun. Bu beytülmal boğazında kalsın yiyenlerin. Ancak sizler o borçları dillendire dillendire belediyeye geldiniz. Ama maalesef hiçbir tutarlı belge gösterilemedi. Sadece söylentide kaldı.
Madem söylentilerle secim kazanılıyor, o zaman şimdi de sizin için aynı söylentiler var. Saadet Partisi Van İl Başkanı da BDP’li belediyenin yaklaşık 800 trilyon borçlu olduğunu iddia ediyor. Buna bir cevap gelmedi. Bizim de kamuoyu adına bunu talep etme hakkımız var. Hodri meydan seçim arifesinde gelin dosyaları tek tek halka açıklayın. Gerçi geçen belediye bütçesi meclis toplantısında açıklandı. Çelişkilerle dolu konular var, tabi bunları zamanla yazmaya çalışacağız. Abdurrahman Doğar beyin onlar anlaşılan hala dayak yememiş ifadesini çok kaba çok yanlış ve yakışıksız buldum. Hele bunu söyleyen Doğar gibi medeni bir insana hiç yakıştırmadım. Burası dağ başımı dayak atmayı mı düşünüyorsunuz. Ayıp ayıp hem de çok ayıp. Barışı istediğini ifade edenlerin bilinçaltında şiddeti kin nefret üzere sürdürmeleri hiç de hayra alamet değil doğrusu.
Hepimizin bizim paraların nereye harcandığını öğrenme hakkı var. Benim adıma geliyor ve bana harcanmıyorsa bunda bir sorun var. Hiç lafı sağa sola atmanın anlamı yok. Ortada çok önemli iddialar var ve daha önceki yazımda da dedim başta sayın başkan KAYA sonra belediye yetkilileri kamuoyunu bu söylentiler üzerine aydınlatma gibi mecburiyetleri var. Siz yönetensiniz ahkâm kesme hakkınız olamaz bunu bilesiniz. Aksi halde bütün söylemleriniz ve dedikleriniz ile çelişirsiniz ki şu an maalesef öyle görünüyorsunuz.
Halen en iyi parklarımız 1977 yılında seçilen bağımsız Belediye Başkanı Tayyar Dabbağolu tarafından yapılan Kurtuluş parkı, Dabbağolu ve Şehir Parkı(Fekyi Teyran) ise, en son şehir içi yolumuz. Mustafa Çohaz tarafından açılmış İkinisan Caddesi ise, Altyapı Kolektör hattı bir km dahi ilerlememişse ne demeli. Sözle fırtınalar koparmakla olmuyor beyler, gerçeğimiz ortada köy kenette yaşatıyorsunuz bizleri. Ama ne acıdır ki sizlerde çok büyük iddialarla geldiniz. Vay zavallı Van halkı biz kime güvenelim? Öyle ki, ezilmiş dili elinden alınmış, gayri insanı muamelelere uğramış, horlanmış, dışlanmış, göçe zorlanmış, birçok boykota maruz kalmış insanlar bile bu halkı yönetmek için birçok yalan konuşarak halkı aldatmışlardır acıların en büyüğü bu olsa gerek.
Yeni bir oda ve ev inşa etmiyorsanız sadece olanı boya badana yapıp “aa bakın ne güzel oldu, nasıl güzel yaptık” demek iş midir iş yapmak mıdır? Allah aşkına.
Bir de Belediyenin asli çalışmaları haber oluyorsa halen bunda da bir gariplik yok mu? Benim paramla gelen ödenekten yapılan çalışmayı böbürlenerek anlatmak ayıp olmuyor mu? Bu sizin asli göreviniz değil mi? Yani ben bir aile reisi olarak, evime ekmek, gıda ve meyve aldığımda, “ey komşular duyun bakın, ben bunlara neler aldım neler” desem bana demezler mi, sen görevini yaparken her gün madalya mı bekliyorsun. O zaman her gün temizlik işçisini haber yapalım. Başkanın ve müdürlerin işe geliş gidişlerinde katlandıkları zahmeti de haber yapalım. Bu değil beyler, hizmet bu değil. Kısaca dostlar belediye hepimizin evi olmalıdır öyle görmeliyiz kimsenin ideolişik saplantılarının cirit atacağı yer değildir ve olmamalıdır.
 
“Üstelemek başarının temel unsurudur. Kapıyı yeterince uzun süre ve yüksek sesle çalarsanız, birilerini uyandıracağınızdan emin olabilirsiniz.” Henry Wadsworth Longfellow