ULUSLARARASI İSLAM DÜNYASI STK’LARI FUARI

Yasin AYDOĞAN

 

İslam Dünyası STK'ları Birliği (İDSB), Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı'nın (TGTV) iş birliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle düzenlenen ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirmeyi hedefleyen 3. Uluslararası STK Fuarı 17-18 Kasım tarihleri arasında Yenikapı Avrasya Gösteri ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Biz de Akabe Vakfı olarak iki gün boyunca fuarda bir stand açtık.

40’ın üzerinde ülkeden 190 civarında STK’nın katıldığı fuar bir çok yönden hayırlı bir çalışma-organizasyon oldu.

Değişik ülke ve bölgelerden katılarak İslam ailesini oluşturan Müslümanlar olarak sadece yapabildiklerimizi, başarabildiklerimizi ilan etmeye çalıştık, aynı yolun yolcusu kardeşlerimizden dua almak-dua etmek için üretimlerimizi, planlarımızı, projelerimizi, programlarımızı (Salih amel) birbirimize sunduk. Biz faaliyet yaparken, alanda–sahada çalışırken, hayırlı etkinliklere imza atarken, Kerim Kitab’ın emrine istinad ederek hayr’da yarışıyoruz, Salih amellerimizi ilan ediyoruz, insanları hayra teşvik ediyor, hayrın ziyade olması için gayret ediyoruz.

Salih amel olduğu tartışılmaz bilgi birikimlerimizi paylaşmamızı, kurumsal tecrübelerimizi taşımamızı,  kıtalara yönelik seyahatlerimizi, fizibilite çalışmalarımızı, ziyaretlerimizi, açtığımız su kuyularını, yetimlere kol kanat gerişimizi, açtığımız hastaneleri, öğrenci destek çalışmalarımızı, hasta ziyaretlerimizi, açlara-yoksullara el uzatışımızı, mağdur coğrafyalara umut olmaya dair çırpınışımızı, eğitim ve kültür amaçlı etkinliklerimizi, erzak kumanyalarımızı, kurban faaliyetlerimizi ve daha ilave edilebilecek onlarca etkinliğimizi sayabiliriz ki bunların tümü Salih ameldir.

Biz geniş çaplı organizasyonlarda aynı mescidde, aynı kıbleye müteveccih, imamın kimliğine, meşrebine, mektebine bakmadan namazı eda ediyoruz ki İslam’ın ruhuna uyanda budur. Mikro planda ittihadı mukayyed zamanlığına da olsa başarıyoruz. Birbirimizi, standları ziyaret ediyor, tebessüm ediyor, selam veriyoruz, ikram alıyor ikram ediyoruz, hediyeleşiyor, birbirimize  hayr dualarda bulunuyoruz, kardeşlik hukukuna riayetle her türlü cedel, münakaşa, nizalaşmadan beri durabiliyoruz.

Saymaya çalıştığım bu hususlar makro planda da bir vahdetin, ittihadın olabileceğini ortaya koyuyor.
İslam dünyası olarak içimizi (kalb-niyet) temizlersek işimizin de daha temiz olabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. İçimizi ve işimizi temizleyebildiğimizde tüm dünya insanlığının umudu olacağımızı, cazibe merkezi haline gelebileceğimizi, kaliteyi uygun bir rakamla hizmete dönüştürme imkanı yakalayacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.

İslam dünyası olarak, içimizdeki beyinsizleri (hain-uşak) uydu liderleri sadık, adil özgün kimliklerle değiştirebilirsek gidişatımızın çok daha iyi olacağını rahatlıkla dillendirebiliriz.

İçimizdeki hain ve uşak liderlerin alternatifi olabilecek kanaat ehli, sade yaşamayı prensip edinmiş, şehvete, paraya, şöhrete, üne, menfaate, asla tamah etmeyen özgün-örnek kimlikler inşa etmeyi ve çıkarmayı başarabilirsek demokrasi maskesine bürünmüş silah üreten-satan ve savaş çıkaran ikiyüzlülerinde maskesini düşürebileceğimizi rahatlıkla dillendirebiliriz.

İDSB fuarı okuyabildiğim-anlayabildiğim kadarıyla hayra vesile olmuştur. Emeği geçenlere ben müteşekkirim