TÜRKİYE-ABD İŞBİRLİĞİNİN SONUÇLARI

ARTAN TEHDİTLER VE TÜRKİYE’NİN DEĞİŞEN BAKIŞI

VAN 7.08.2015 11:26:04 0
TÜRKİYE-ABD İŞBİRLİĞİNİN SONUÇLARI
Tarih: 01.01.0001 00:00
 AK Parti ve Erdoğan, ABD ve Batılı ülkeler açısından Türkiye söz konusu olduğunda yakın ve orta vadede çalışılabilecek en realist aktör ve muhatap olarak görülmeye başlanmıştır.
Yenişafak/ Prof. Dr. Birol AKGÜN
ABD ve Türkiye arasında yaklaşık on ayıdır devam etmekte olan görüşmeler 7 Haziran seçimleri sonrasında aniden ivme kazanarak sürpriz bir şekilde kapsamlı bir anlaşmayla sonuçlandı. ABD Başkanı Obama’nın DAİŞ ile mücadele özel temsilcisi John Allen başkanlığındaki heyet Ankara’da Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay yetkilileriyle uzun görüşmeler yaptıktan sonra ortak mutabakat antlaşması imzalandı. Buna göre, başta İncirlik olmak üzere ABD ve diğer müttefikler Türkiye’deki hava üslerini DAİŞ hedeflerini bombalamak için kullanabilecekler. Türkiye ise hem DAİŞ ile mücadeleye etkin destek verecek. Bunlara karşın Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki Cerablus’tan Afrin’e kadar uzanan bölgede fiili bir güvenli bölge oluşturmasına da ABD destek verecek.
Antlaşmanın hemen ertesinde Türkiye bir yandan DAİŞ mevzilerine karşı sınırlı hava ve operasyonları düzenlerken, diğer yandan Türkiye’nin farklı illerindeki DAİŞ, PKK ve bazı marjinal sol örgütlere karşı son yılların en kapsamlı operasyonlarına girişti ki, şimdiye kadar 1300 civarında şüphelinin gözaltına alındığı açıklandı. Bu süreçte Suruç’ta 31 kişinin hayatını kaybettiği ve DAİŞ’e atfedilen terör saldırısının ardından PKK, Türkiye’nin DAİŞ’i desteklediği gerekçesiyle önce 2 polisi şehit etti; ardından da asker ve polislere yönelik bir dizi terör saldırısına girişti. TSK ise PKK saldırılarına cevaben Kuzey Irak’taki terör kamplarına karşı son yılların en geniş kapsamlı hava operasyonlarını başlattı. Böylece çözüm süreci nedeniyle iki buçuk yıldır devam eden ateşkes böylece fiilen bitti ve Kürt sorununda yeniden çatışmacı ve belirsiz bir dönem başladı. ABD ve AB, TSK operasyonlarına siyasi destek vererek PKK’ya kayıtsız şartsız silah bırakma çağrısında bulundu.
Peki, tüm bunlar ne anlama geliyor? ABD-Türkiye mutabakatının Suriye’nin içindeki güç denklemi için sonuçları neler olabilir? Türkiye’nin ABD’nin beklentilerini karşılar şekilde DAİŞ ile daha etkin bir mücadeleye girmesinin iç siyaset ve Ak Parti açısından anlamı ne olabilir?
ARTAN TEHDİTLER VE TÜRKİYE’NİN DEĞİŞEN BAKIŞI
Öncelikle bu mutabakatı zannedilenin aksine Türkiye’den çok ABD’nin uzun süredir talep ettiğini hatırlatarak başlayalım. 11 Eylül 2014’te Obama’nın ilan ettiği DAİŞ ile küresel mücadele koalisyonuna Türkiye siyaseten destek vermekle birlikte, o zaman için Musul’daki konsolos çalışanlarımızın rehin alınmaları nedeniyle Ankara hava operasyonlarına katılmadığı gibi kendi topraklarının saldırı için kullanılmasına da izin vermemişti. Zira Türkiye için Suriye’deki birinci tehdit kaynağı DAİŞ değil, Esed rejimiydi ve öncelikle müdahale edilecekse Şam yönetimine askeri operasyon düzenlenmeliydi. Ayrıca 2 milyon Suriyeli göçmenin yerleştirileceği ve diğer sivillerin de korunacağı güvenli bölgeler kurulmalıydı. Bunlar yapılmadan DAİŞ ile mücadele bataklığı kurutmak değil, sineklerle mücadele etmekti.
Ancak geçen zaman içinde Türkiye’nin Suriye’ye bakışı kısmen değişti. Bir yandan PYD’nin ABD ile kurduğu DAİŞ ile mücadele temelli ittifak ilişkisine dayanarak Türkiye’yi kuşatırcasına doğu-batı eksenli bir fiili Kürt koridoru oluşturması, diğer yandan DAİŞ’in Türkiye sınırına yakın bölgeleri işgal etmesi ile oluşan tehdit ve nihayet Türkiye’nin Suriye’deki müttefiki olan ÖSO’nun kontrol ettiği ve Türkmenlerin de yoğun olarak yaşadığı Cerablus-Halep hattındaki insani yardım koridorunun giderek daralması Türkiye’yi harekete geçirdi. Bölgeye ciddi bir askeri yığınak yaparak tek taraflı müdahale edebileceği sinyalini verdi. İşte ABD ile mutabakatın imzalanma süreci biraz da Türkiye’nin değişen tehdit algılamalarının bir sonucu olarak görülmelidir.
MUTABAKAT SURİYE İÇİNDEKİ DENGELERİ DEĞİŞTİRİR Mİ?
Türkiye ve ABD arasındaki antlaşmanın Suriye’deki çatışma sürecini çok boyutlu olarak etkilemesi kaçınılmazdır, ama kendi başına sonucu belirlemesi zayıf ihtimaldir. Öncelikle, ABD ve müttefikleri DAİŞ hedeflerine karşı artık saatler içinde değil, dakikalar içinde müdahale edebileceklerdir. Türkiye de koalisyon içinde aktif yer alarak Esed rejimi, DAİŞ veya PYD kaynaklı tehditlerle Türkiye’ye göçe zorlanan siviller için Suriye sınırları içinde bir güvenli alan yaratma şansına sahip olacaktır. Ancak bu ittifak Suriye’de Şam rejimine veya DAİŞ’e karşı top yekun bir askeri kara operasyonuna dönüşmediği sürece, ne yazık ki bu ülkedeki iç çatışmaları bitirebilme anlamında bir “oyun değiştirme” etkisine sahip olmayacaktır. Şu kadar var ki, Esed rejimine başından beri sınırsız askeri-siyasi destek veren Rusya ve İran ekseni için ABD-Türkiye ittifakı yeni bir hamle olarak görülmekte ve onları rahatsız etmektedir.
Son olarak aslında Türkiye ve ABD mutabakatının Türkiye, Ak Parti hükümeti ve Erdoğan liderliği açısından da önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Biraz da Türkiye’nin içindeki Erdoğan karşıtı cephenin dünyaya servis ettiği iddialarla, son yıllarda Türkiye haksız yere DAİŞ’i destekleyen ülke ithamına maruz kalmaktaydı. Şimdi Türkiye açıkça ve fiili olarak DAİŞ ile aktif mücadele eden ülke konumuna gelmiş olup, bu ithamlardan kurtulmuştur. İkincisi, bu antlaşma Ak Parti hükümeti ve Edoğan’ın Batı tarafından gözden çıkarıldığı iddialarına karşı da tersine bir delil olarak okunmaktadır. Bu gerçekler ışığında Ak Parti ve Erdoğan, ABD ve Batılı ülkeler açısından Türkiye söz konusu olduğunda yakın ve orta vadede çalışılabilecek en realist aktör ve muhatap olarak görülmeye başlanmıştır. Bu yaklaşım batı dünyası ile Ak Parti ve Erdoğan arasındaki ilişkilerin karşılıklı olarak yeniden tanımlandığı bir sürecini başladığına işaret etmektedir. Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde yapacağı ABD ziyaretinin bu anlamda yalnızca bölgesel ittifaklar açısından değil, Erdoğan ve Ak Parti’nin iç siyasetteki konumunu güçlendirmesi açısından da kritik sonuçları olması muhtemeldir.
- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/turkiye-abd-isbirliginin-sonuclari/#sthash.3je47W88.dpuf