Turğut: Amaç, cezalandırmak yerine topluma kazandırmak olmalıdır

Uyuşturucu madde kullananlarla ilgili ailelerin yapması gerekenlere dikkat çeken Hayatın Renkleri Solmasın Derneği Başkanı sosyolog Osman Turğut, “Aile, durumu fark ettiğinde suçlamak ve yasaklamak yerine, çocuğu destek almaya yönlendirmel

VAN 5.03.2022 11:37:37 0
Turğut: Amaç, cezalandırmak yerine topluma kazandırmak olmalıdır
Tarih: 01.01.0001 00:00

Yeşilay Haftası dolayısıyla açıklama yapan Hayatın Renkleri Solmasın Derneği Başkanı sosyolog Osman Turğut, sigara ve benzeri uyuşturucu madde kullananlar konusunda çevre ve ailelerin rolüne değindi.  

BAŞLAMADA ÇEVRENİN ETKİSİ

Uyuşturucuya ilk başlama konusunda çevrenin rolüne dikkat çeken Turğut, şunları söyledi:
“İnsanlar uyuşturucuya genellikle kullanılan bir ortam içerisinde başlıyorlar. Çevrelerinde onları özendiren bir arkadaş ya da arkadaş grubu oluyor. Özellikle küçük yaşta, güvendiği ve sevdiği bir arkadaşının uyuşturucu madde kullandığını gören çocuk, bunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyor. Özellikle ergenlik çağında düşünmeden karar verme durumu baskın oluyor. İçindeki merak ve dürtüye yenik düşen gençler, uyuşturucu kullanımına uygun bir ortama denk geldiklerinde kullanmayı tercih ediyorlar. Ayrıca arkadaş ortamına uyma isteği, dışlanmaktan korkma, arkadaşları arasında asi biri olarak tanınma isteği de gençleri kullanmaya itebiliyor.”

KULLANAN NASIL ANLAŞILIR?

Uyuşturucu kullananların nasıl tespit edilebileceğiyle ilgili ailelere ipucu veren Turğut, şöyle dedi: 
“Ebeveynler, aile bireyleri ya da öğretmenler, bir kişinin uyuşturucu kullanıp kullanamadığını hem fiziksel hem de davranışsal değişikliklerinden anlayabilir. Uyuşturucu kullanmanın etkileri vücutta kısa ve uzun dönemli görülebilir. Bu etkiler maddenin cinsine göre değişir. Bazı maddeler uyuşturmaya yönelikken bazıları uyarıcıdır, yani daha hareketli ve yerinde durmaz olurlar. Bu nedenle uyuşturucu kullanımını sadece vücudun uyuşması olarak görmemek gerekir. Genel olarak sarhoşluk hali, gözlerde kızarıklık, gevşeme, bazı uyuşturucu maddelerde gözbebeklerinde büyüme ya da küçülme, nefes almada zorluk, çarpıntı, iştah kaybı, çok uyuma, alışılmadık kokular, vücutta özellikle ellerde istemsiz titremeler, terleme gibi etkiler gözlemlenebilir. Uyarıcı etkisi olanlarda ise aşırı hareketlilik yerinde duramama ve akabinde çökkünlük, durgunluk görülebilir. Uzun dönemli kullanımlarda ise ani kilo kaybı, saç dökülmesi, ciltte yaralar gibi etkilere rastlanabilir. Kişinin öz bakımını ihmal etmeye başlaması, okul ya da iş yaşamında başarısında ani düşüşler olması, kişinin arkadaş çevresinin değişmesi, normalde ilgi gösterdiği etkinliklere ilgi göstermemeye başlaması, herhangi bir şeye dikkatini vermemesi vb. Bunların dışında kişi uyuşturucu kullanımını rutin hale getirdikçe, dış dünyadan uzaklaşmaya ve içine kapanmaya başlar. Her zaman yaptığı aktiviteler ve görüştüğü arkadaşlarından uzaklaşır, uyuşturucu ortamında daha fazla vakit geçirir. Bu durumu aile ve yakın çevreden saklamaya çalıştığı için yalan söylemeye, dolayısıyla göz kontağı kurmadan konuşmaya, sık sık borç istemeye başlayabilir.”

AİLELER NASIL YAKLAŞMALI?

Çocuğunun uyuşturucu kullandığını öğrenen ailelere tavsiyelerde bulunan Turğut, şunları kaydetti: 
“Henüz sorun yaşanmadan konuşarak bilgi verebilir, uyuşturucunun zararlarını anlatılabilir. Açık iletişim ailede çocuğun kendisini güvende hissetmesini sağlayacağı için, çocuk dış dünyada uyuşturucu gibi bir problemle karşılaştığı zaman bunu aileden saklamak yerine dile getirmeyi tercih eder, böylece erken müdahale edilebilir. Madde kullanımını fark eden aile, çocuğun kullanımına sebep etkenleri anlamaya çalışmalı. Ailede yaşanan bir sorun, stres kaynağı, çevre değişikliği, arkadaş ortamının etkisi ya da bazen sadece merak ve kolay ulaşılabilir olması bir etken olabilir. Aile, durumu fark ettiğinde suçlamak ve yasaklamak yerine, çocuğu destek almaya yönlendirmelidir. Öncelikli amaç, suçu cezalandırmak yerine bu çocukları tekrar zararsız bir ortama çekmek ve topluma kazandırmak olmalıdır.”
Haber: Adil Harmancı