VAN TSO’dan yapılan açıklamada; “Irak, Suriye ve özellikle Kobani’de yaşanan insanlık dramı hepimizde derin etki yaratmıştır. Yaşanan bu insanlık dramına hiçbirimizin kayıtsız kalması mümkün değildir. Gelinen süreçte yaşanan bütün olayların hepimizin ve ülkemizin geleceğini doğrudan etkileyeceği aşikardır. Ülkemize yakın coğrafyada yaşanan gelişmeler, ülkemizin geleceği açısından dikkatle takip edilmeli ve önyargılardan arındırılarak politika aracı haline getirilmemelidir ve çözüme yönelik politikalar geliştirilmelidir. Özellikle devam eden çözüm sürecinin sekteye uğraması konusunda bazı kesimlerin ısrarcı tavırlarının olduğu görülmektedir. Çözüm süreci ülkemizin geleceği açısından cumhuriyet tarihinin en önemli projesidir.
Bu projenin başarıya ulaşabilmesi, ancak herkesin sağduyulu açıklamalarına ve samimi davranmalarına bağlıdır. Özellikle siyasetçilerimizin açıklamalarına en fazla dikkat etmeleri gereken bir dönemden geçmekteyiz. Toplumu gerecek ve çözüm sürecini akamete uğratacak açıklamaların yapılması ülkeye ve ülke insanına yapılacak en büyük ihanettir. Kobani’de yaşanan insanlık dramına kayıtsız kalınması mümkün değildir. Bu sorunun ülkemizin sorunu olmadığını iddia etmek haksızlık olur. Kobani’deki gelişmelerin tamamı bizleri doğrudan ilgilendirmektedir. Ülkemizin politik tavrı bu sorunun çözümü noktasında olmalıdır. Yaşanan olaylarda ne yazık ki 36 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, çok sayıda insanımız yaralanmış, yine çok sayıda iş yerimiz hasar görmüştür. Beklentimiz hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın faili meçhul listesine eklenmeden faillerinin kısa zamanda bulunmasıdır. Unutmamalıyız ki hiçbir gerekçe insan ölümünün önüne geçemez. Irkçı ve şiddet içeren olaylarda tüm kesimlerin karşı durum sergilemesi ve yapılan provokasyonlara karşı sorumluluğunu yerine getirmesi gerekmektedir. Özellikle insanlarımız arasında düşünsel farklılıkların çatışmaya dökülmesi en büyük tehlikelerden biridir.
Herkesin siyasal zeminde mücadele vermesi en doğal haktır. Bu hakkın engellenmesi izah edilebilecek bir durum değildir. Yaşanan gelişmelere karşı toplumsal hak arayışlarının demokratik teamüller çerçevesinde gerçekleştirirken, insana ve ortak değerlere zarar verilmemelidir. İnsanımızın canına ve malına verilen zararlar asla hak arayışı anlayışı ile açıklanamaz. Bu nedenle hak arayışı başkalarının haklarını engellemeye hizmet etmemelidir. Yaşanan olaylar nedeniyle günlerdir işyeri kapalı olan esnaf ve tüccarımızın zararı milyonları bulmuş, ödemeler yapılamaz hale gelmiştir. Birçok işyeri tahrip edilerek yakılmış, zararın boyutları hepimizi derin bir maddi-manevi tahribata sevk etmiştir. Tüccar ve esnafımızın zaten kötü durumda olan ekonomik yapıları yaşanan olaylar ile birlikte daha da kötüleşmiştir. Bu çerçevede olaylarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralı vatandaşlara acil şifalar diliyoruz. Olaylarda işyeri zarar gören tüm tüccar ve esnaflarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, tüm kesimleri sorumluluk bilinci ile sağduyulu olmaya davet ediyoruz” dedi.
