Toplumumuzda sevgi ve paylaşımın yerleşmesi,

Allah birçok sıfatını kulları üzerinde görmek ister

VAN 27.06.2015 00:59:02 0
Toplumumuzda sevgi ve paylaşımın yerleşmesi,
Tarih: 01.01.0001 00:00
 HALKIN SOFRASINDAKİ İDARECİLER

Devleti yönetenlerin düşünce ve yaşamları ister istemez her kesimi etkilemekte toplumun çeşitli katmanlarında bulunan gerek idarecilerden olsun gerekse yöneticilerden olsun uyulmayı ortaya koymaktadır.

Dolayısıyla, en iyi yönetimler kötü bir idarecinin elinde bir şey ifade etmeyebilir. Fakat en kötü yönetimler iyi idarecilerin ellerinde bir şeyler ifade edebilir, bir şeyler yapılabilir. Bunu tarihin derinliklerinde görmek mümkündür!.

Rahmet ayı, içinde kur-an indiği için kur-an ayı olarak anılan, Resulullah(sav)’ın ifadesiyle şeytanların zincirlere vuruluğu, nefislerin terbiye edildiği ve insanların merhamet duygularının kabardığı ay olan ramazan…

Allah birçok sıfatını kulları üzerinde görmek ister bu nedenle insanlara birçok imkânlar bahşeder. Acıma, merhamet etme, elindeki rızkı imkânları başkasıyla paylaşma vs. gibi…

Allah rahmet ve merhamet sahibidir yeryüzüne indirdiği rahmetini ve merhametini insanların elleriyle tecelli etmesi için fırsatlar ve bu fırsatları kullanmak için zamanlar ve mekânlar tayın etmiş.

Toplumumuzda sevgi ve paylaşımın yerleşmesi, bürokrat vatandaş kaynaşması, varlıklı insanların ellerindeki imkânlarla fakir, kimsesiz ve yoksul vatandaşları gözetmeleri için ramazan ay'ı iyi bir fırsattır.

Halkın sofrasına girmeye başlayan, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri, valiler, belediye başkanları, siyasi parti başkanları halkın arasına girmeye, yaşadıkları villalardan, oturdukları sitelerden, emirler yağdırdıkları koltuklardan bir aylığına fedakârlık ederek varoşlarda yaşayan yoksul kimsesiz insanların nasıl yaşadıklarına ne yiyip içtiklerine birebir şahit olmaktayız.

Bütün bunlar insanlık açısından insanımız açısından çok önemli ve güzel gelişmelerdir. Ramazan ayının bereketi, ramazan ayının hürmetine binaen ortaya çok daha fazla anlamlıdır.

Denebilir ki, daha önceki dönemlerde ramazan ayının bereketi yok muydu? Evet, vardı, ancak bu ayın hürmetini anlayacak idareciler yoktu! İnsanın değil devletin kutsallığı ön plandaydı.

Halkı yöneten idarecilerin kendilerini halkın efendisi yerine koyduklarından dolayı halktan uzak olarak yaşamaktaydılar, halktan uzak yaşadıkları için halkın sofrasından habersizdiler.

Şimdiye kadar sistemi yönetenlerce ülkemiz insanına reva görülen kopukluk psikolojisi hiçbir zaman ne devleti yönetenlerin ne de vatandaşların hayırlarına olmadı.

Devleti yönetenler tarafından uygulanmaya başlanan bu davranış sosyal yönü büyük olan bir davranış ve aynı zamanda çok önemli bir ikazdır. Buradan özellikle yereldeki yöneticilere zenginlere işadamlarına bürokratlara seslenmek istiyorum.

Bu ramazan ay'ında en lüks hizmetlerin yapıldığı dış ülkelere lüks otellere değil artık içeride kendi ülkenizde kenar mahallelere, fakir ve yoksulların bulundukları yerlere kendi aranızda turlar düzenleyin her gün bir mahalleye, bir ev konuk olun. Paylaşın onların sofralarını bakın ne yiyip ne içiyorlar.

En azından empati yaparak onların yerinde biz olsak ne yapardık diye düşünün. Fakirlikle beraber maneviyatı, açlıkla beraber ahlakı korumanın ne demek olduğunu görün. Bakmayın, bir ömür boyu elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan yaşayıp, Sonra da bol keseden atanlara ve yüksek perdeden ahkâm kesenlere, uymayın onlara girin halkın içine paylaşın onların sofralarını. Göreceksiniz bu halk sizi daha fazla sevecek daha fazla kucaklayacak sizleri, kazanan yine sizler olacaksınız!...

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.