Toplam Kalite

Ömer Öcal

VAN 8.12.2012 14:57:51 0
Toplam Kalite
Tarih: 01.01.0001 00:00

Bir zamanlar bakanlığın “Toplam kalite” adıyla tertip ettiği bir seminere katılmıştım. Gerçi adı ile içeriği arasında ilgi kuramamış, onu da bu tür akıl verme işlerini iyi bilen bir arkadaştan öğrenmiştim. Meğer “Toplam kalite” A dan Z ye kalite demekmiş.

Toplam kalite semineri,  Dünya’nın ileri ülkelerinde uzmanlık alanları ile ilgili gözlemler yaparak kendini yetiştirmiş iki hocanın dönüşümlü dersleri ile tamamlandı. Toplantıya katılmamın imza ile kanıtlanması dışında bir beklentim olmadığı için dersleri pek iyi hatırlamıyorum. Her halde “başarı nedir?”, “insan kendini nasıl gerçekleştirir?” gibi sorunlar üzerine zihin açıcı konuşmalar yapılmıştır. Fakat resimleri hatırlıyorum: Biri,  elinde kitap ve boynunda kravatla başarı merdivenlerini tırmanan bir öğrenci; diğeri, elinde sopası ile tahtada ders anlatan kısa kollu tişörtüyle bayan öğretmen.

Seminerin son günü,  programda, kardeş kurumu ziyaret ve kurumun ziyafetine katılmak vardı. Bu sefer ev sahibi bizdik. Ziyafetin arkasından, yüz yaşını aşkın çınarların gölgesinde, semaver çayı yudumlamaktaydık ve artık hocalarla rahat bir konuşma imkânımız doğmuştu:

* Hocam siz konuştunuz biz dinledik; ama sanmayın ki bütün sözlerinize katılıyoruz. Diyorsunuz ki İsveç’te böyle gördük, Belçika’da şöyle yapıyorlar. Jung’un görüşü şöyledir Yahut Nice böyle buyurdu… Naklettiğiniz bütün sözler batıdan ve verdiğiniz bütün örnekler batı ülkelerinden. Bunların dışında sözü anılmaya değer bir adam yok mu? Yararlı olabilecek bir uygulama bulunmuyor mu? Ya da sizin kendi düşünceleriniz yok mu? Söyledikleriniz kendi fikriniz değil, sadece naklediyorsunuz. Bunun ne önemi var? Bir kültürün çözümü, başka bir kültür için geçerli olabilir mi? Biz Avrupa dışında başka bir kültürüz. Bir zamanların ünlü dizisiydi Columbo, maktulün kocasından şüpheleniyordu. Eve gitti, araştırma yaptı, evde kadının fotoğrafı yoktu. Demek ki karısını sevmiyordu. O halde şüpheleri yerindeydi. Katil koca olabilirdi(…) Bizim evde de fotoğraf yok. Yoksa bende mi eşimi sevmiyorum? Acaba yakında karımı öldürecek miyim?

* Her kültürün çözümü farklıdır bu doğru. Zaten çözümleri alalım demedik, yararlanalım dedik. Peki, Avrupa’dan Amerika’dan örnek vermeyip nereden verseydik? Bu gün gelişmiş ülkeler bu ülkeler…

* Geliştiler, insanlarını eğittiler… İşgaller, cinayetler, yeri göğü saran vahşet ve sapıklıklar ne o zaman? Batıyı örnek almak zuldür. Asıl onların iyi örneklere, adam olmaya ihtiyacı vardır. Hocam! Avrupa’nın ortasında otuz bin Boşnak kadına tecavüzü gördüğün halde, Irakta Ebu Gureyb’i gördüğün halde, hala onlara hayransın.  Adapazarı depreminde yardım için gönderilen ekmek yığınlarını gördün. İlaç alan koştu. Halkımız yardımseverdir ve senin örnek aldığın Avrupalılardan bin kat daha insandır. Oralarda iki saat elektrik kesilse dükkânlar yağmalanır. Amerika’da Katrina Kasırgası oldu. Felaket sırasında beyazları kurtardılar, zenciler kaldı; yardıma değil, yağmaya koştular. Yağmacıları vurma kararı çıktı.

* Ama Adapazarı’nda da hırsızlar vardı...

* Seminerde söylemiştin “Öğrenmeye en çok direnenler öğretmenlerdir.” diye, ben de diyorum ki: “Daha fazla direnenler, öğretmenlere öğretmenlik yapanlardır.” ikna olmak istemediğin anlaşılıyor, olsun bir gün gelecek bu sözlerim sana lazım olacak.