'Teröriste Ağlamayan İnsan Değildir!'

'Kelle uçaracak' bu sözlerin ardından 3 başkan birleşti. Emniyet Müdürü Recep Güven’in sözlerini Eyüp Can değerlendirdi: Dinlemeden asmayın!

VAN 10.10.2012 11:30:44 0
Tarih: 01.01.0001 00:00

Eyüp Can, Emniyet Müdürü Recep Güven’in "Teröriste Ağlamayan İnsan Değildir!" sözlerinin ardından başlatılacak olası linç girişimini Radikal'deki köşesinde değerlendirdi:

Asmadan önce dinleyin

Ankara nihayet bir konuda uzlaştı!

CHP, MHP ve AK Parti liderleri Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in önceki gün bir basın toplantısında ettiği bir cümleye hep birlikte hayli sert tepki gösterdi.

Neydi o meşum cümle…

“Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz…”

Dadadadan…

Vay sen misin bu lafı eden!

Niye ettin, nerede ettin, ne zaman ettin, ne kastettin?

Hiçbir önemi yok.

Dürüst olalım…

Sürekli manşet peşinde koşan biz gazeteciler için de.

Manşetler üzerinden siyaset yapan politikacılar için de!

* * *

Maalesef ilk oku Kemal Kılıçdaroğlu attı.

“Bu söylem başlangıçta insani gibi görünse de toplumu bölen bir söylemdir. Şehit aileleri ne diyecek buna?”

Devlet Bahçeli geri durur mu? Müdürün hemen görevden alınmasını istedi:

“Mademki teröristlere ağlamayan insan değildir, o halde bu salonda insan da bulunmamaktadır!”

Derken Başbakan Erdoğan da girdi tek cümlelik bu tartışmaya:

“Biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için ağlamayız. Herkes kendi görevini yapsın. Bırakın siyaseti siyasetçi yapsın.”

* * *

Tamam siyaseti siyasetçi yapsın.

Atanmış bürokratlar öyle zırt pırt her konuda açıklama yapmasın.

Herkes kendi görevini yapsın, yapsın da…

Eleştirmeden önce biz de görevimizi yapalım.

Güven’in ne dediğini tam anlayalım, sonrasında varsa bir söyleyeceğimiz yine söyleyelim.

Pazar günü açıklamayı ilk duyduğumda açıklamanın kendisi kadar bir emniyet müdürü olarak Güven’in neden böyle bir çıkış yapma ihtiyacı hissettiğini merak ettim.

Kendisini aradık ve o gün sadece Diyarbakır’da ettiği sözleri değil, nedenini de dinleyerek Radikal’e manşet yaptık.

Açıkçası üç siyasi parti liderinin verdiği tepkiye bakınca bırakın bu açıklamayı neden yapma ihtiyacı hissettiğini, açıklamasının bile tam olarak okunmadığı kanaatine vardım.

Güven bölgede yıllarca çalışmış, geçmişle yüzleşmekten yana, sıradışı bir emniyetçi.

Gelin ortalık toz dumanken biz de görevimizi yapalım; tek bir cümleyle onu linç etmeden önce açıklamasını baştan sona okuyalım.

Sonra elimizi vicdanımıza koyup soralım:

Haksız mı?

Çünkü daha açıklamasının başında ‘iki cümle arasında gidip geliyorum’ diyor.

O çok tepki çeken cümleyi 2005 yılında bir üniversitede katıldığı toplantıda dile getirmiş. Ardından ikinci bir cümle daha kurmuş.

Ne mi ona gel-git yaptıran ikinci cümle? Buyurun…

* * *

Keşke yaşanmasaydı dediğim yıllar

“1991-96 yılları arasında Diyarbakır’da görev yaparken can güvenliği nedeniyle saat 16.00’dan sonra sokaklar boşaltılırdı. ‘Keşke yaşanmasaydı, hiç olmasaydı’ dediğimiz bir süreçte Diyarbakır’da hizmet vermeye çalıştık. Ben Polis Akademisi’nde tiyatroyu kuran insanım. Ufak tefek şiirler de yazardım. Diyarbakır’da ne tiyatroya gidebildim, ne şiir yazabildim, ne Ahmed Arif’i okuyabildim. Ankara’ya gidince Diyarbakır yavaş yavaş çıkmaya başladı. Bastırılmış duygu, hüzünlerim, belki hafif bir travma. İnsanların çektiği acıları biz de yüreğimizde hissettik. Boşaltılan her köyün aslında geleceğimize tehdit olduğunu, meçhule giden insanların herhangi bir sisteme tabi olamayacağını biliyorduk. Belki mecburiyet, acil bir karardı. Geçmişi eleştirmek diye bir olumsuzluğa girmek istemem. Ama bugün yaşadığımız sorunun temelinde bu var.”

Haklısın Hasan Cemal ama...

“Ailem 1958 yılında Üsküp’ten gelmek zorunda kaldı. Annemi 47 yıl sonra bu kente götürdüm, aile mezarlığımızı bulamayınca orada yıkılıp, oturup ağladı. Geçmiş çok önemli. Zorunlu göç Doğu’da ciddi travmalara yol açtı. Kimimiz susarak, kimimiz uygulayarak, kimimiz kaçarak, kimimiz vurarak bu sorunu karşılıklı büyüttük. Kendi insanımızla aramızda kocaman sorunlar çıkardık. Şimdi toparlanma ve normalleşmeye çalışıyoruz. Yükümüzün çok büyük olduğunu, sadece polisle çözülmeyecek bir sorun olduğunu biliyorum. Güvenlikçi yaklaşımlarla bu işin çözülmeyeceğini en iyi bilenlerden biriyim. 20 yıl istihbaratta görev yaptım. Hasan Cemal’in ‘Barışa emanet olun’ kitabını okuduktan sonra arkasında fotoğraflar bölümüne şerh düşmüştüm. ‘Haklısın, ama biz çok küçüktük. Biz o zamanki sistemin hem mağduru hem mahkûmu hem mecburu olmuştuk. İnşallah bundan sonra elbirliğiyle bu hale getirdiğimiz sıkıntılardan çıkmaya çalışırız.”

O iki cümle

Bahçeşehir Üniversitesi’nde 2005 yılında katıldığım bir konferansta, “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” dedim. Ama eline silah alan, çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış teröristi enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz. Ben bu iki duygu arasında gidip- geliyorum. Benim yitik evladım dağa çıkmış. Keşke ulaşabilseydim, ona normal bir hayat sunabilseydim, onun terörize olmasına mani olabilseydim diye ağlarım. Ağlarım yani. Her teröriste de içim ezilir. Diyarbakır’ın kaderi gözyaşı ve kan olmamalıydı. Bu coğrafya o kadar güzel insan yetiştirmiş. Fakat şimdi canavarlar üretiyoruz. Denetimsizlik, kontrolsüzlük, insana ulaşamadığımızdan, insan odaklı hizmet veremediğimizden. Başka bir şey değil. Bunda hepimizin payı var.”

Keşke geç kalmasaydık

“Önce vatan değil, önce insan. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. İnsanı yaşatmıyorsak, hiçbir anlamı yok. Düzenimizin anlamı yok. Evet; özeleştiri, hem de eleştiri. En büyük sorun annelere ve çocuklara ulaşmak. Onlara belki ulaşamadığımız, çok geç kaldığımız için sorun bu halde. Polis olarak yapabileceğimiz belki mevcut öğrencinin ve annenin yüzde 1’ine ulaşmak olur. Kurum olarak tek başına becerebileceğimiz bir şey değil. Tetikleyici olabiliriz ama topyekûn çözüme ancak bu kadar katkımız olabilir. Projeler zinciri başlatmayı düşünüyoruz.”

MÜDÜRE KARŞI MÜTTEFİKLER!

Diyarbakır ’a atanan Emniyet Müdürü Recep Güven, Meclis’teki üç partinin liderinin de hedefi oldu.

İlk CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , önceki gece CNN Türk’te Güven’in açıklamalarıyla toplumu böldüğünü iddia etti. Ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , Güven’in “Dağda ölen teröriste ağlamayan insan değildir” sözünü kastederek, “Eline silah alıp masum insanları katleden teröristlere karşı ‘iyi çocuklardı’ açıklamasını yapan hiçbir anlayışa prim vermeyiz ve onları da savunamayız” dedi. Yine grup toplantısında MHP lideri Devlet Bahçeli de sert çıktı: “Mademki teröristlere ağlamayan insan değildir, o halde bu salonda insan da bulunmamaktadır. Güven görevden alınmalıdır.”

Güven, geçen pazar günü gazetecilerle bir toplantı yaparak, dağda ölenler için de üzülmek gerektiğini, önce vatanın değil insanın geldiğini söylemişti. Bu sözler kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Pek çok kesimden Güven’e destek mesajları geldi. Ne var ki Güven, Kürt sorunu konusunda bugüne kadar bir noktada uzlaşamayan üç partinin uzlaştığı tek konu oldu.

(Radikal)