Taşgetiren'in elindeki rapor!

2014 yerel seçimleri öncesi bölgede AK Parti ve BDP'de son durum ne? Hizbullah önemli bir aktör olur mu?

VAN 28.11.2012 11:53:11 0
Taşgetiren
Tarih: 01.01.0001 00:00
Hizbullah ve Siyaset Raporu

Doğu ve Güneydoğu’da en akut boyutta yaşanan, ama bütün Türkiye’nin kimyasını etkileyen “Kürt sorunu” konusunda, Hizbullah eksenli gelişmeler hangi seviyede? Hizbullah ne oldu, Mustaz’aflar Hareketi ne yapıyor, siyaset girişimi nerede duruyor ve yarınlar nasıl etkilenecek?

Bir rapor aldım. Bölgenin insanı, bölgeyi iyi takip ediyor ve politikanın içinde. AK Parti bünyesinde. Adını vermeyeceğim. Bir “Müslüman gözü” ile hareketin gelişme seyrini incelemiş, muhtemel yansımalarını tahlil etmiş. O rapordan bazı alıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Hizbullah örgütü 1998’de Beykoz ardından gelen büyük operasyonlar sonucu ciddi bir darbe yemiş, tutuklamalar ve yargılamalarla adeta dağıtılmıştır. Yerelde Hizbullahçı olarak bilinip de o süreçten sıyrılan olmadığı gibi, aksine birçok masum yok yere zarar görmüştür. Uzun süre silahlı olarak can çekişen örgüt, 2002 sonrasında kendi iradesi ile silahlı mücadeleye son verip legal alana adapte olmaya çalışmıştır.”

“AK Parti iktidarının ilk yıllarında sessiz sedasız toparlanma süreci yaşayan örgüt, 2004’ten sonra sosyal birtakım adımlar atarak ilk defa hem siyaset hem de sivil toplum alanında görünür olma belirtileri göstermiştir. 2005’te bölgede mensuplarının AK Parti teşkilatlarında görev almasına da müsaade etmiştir. Bu tarihte ve sonrasında ilki Mustazaflar Derneği olmak üzere değişik isimlerle birçok dernek kurulmuştur.”

“Yine bu süreçte cezaevi süreci yaşayan tabanlarının ailelerine yönelik yardımlar yapılarak grup içi dayanışma en üst seviyede tutulmuştur. Zamanla bu yardımlar farklı ve kendilerinden olmayan ailelere de ulaşmış, böylelikle imajlarını düzeltmede mesafe almışlardır.”

“Bu yardımlar sayesinde AK Parti siyasetinin bir türlü hâkim olamadığı kenar semtlerde varlıklarını doğal bir şekilde korumuşlardır. Yine kenar semtlerde Kur’an kursu, medrese benzeri yapılarla çok çalışarak genç kuşağı cemaatlerine kazandırmaya devam etmişlerdir. Dünyanın herhangi bir yerinde Peygamber/Kur’an aleyhine yapılan eylemler protesto edilmiş, Peygamberimizin (sav) kutlu doğumu münasebeti ile yüz binleri aşan kitleler bir araya getirilebilmiştir.”

“Bu faaliyetler hem geçmişi unutturma açısından önem kazanmış hem de geçmişi bilmeyen gençler daha kolay/fazla etki alanına girebilmiştir.”

“Diğer İslami kesimlerin PKK-BDP’ye karşı net ve yüksek sesli bir şekilde tavır almamaları nedeniyle bölgede örgüte karşı muhalefet eden tek kesim olmaları kendilerine olan desteği artırmıştır. AK Parti’nin yerel aktörlerinin bile aktif ve yüksek sesli muhalefet etmekten özenle imtina etmeleri (ki bu konuda Başbakanın veya AK Parti genel merkezinin söylemleri ile yetinilmekte) bu desteği artırmaktadır.”

“Toparlanma sürecine giren örgüt cemaatleşme ve legal alanda örgütlenmenin getirdiği etkiyle beraber AK Parti’ye destek vermiş ve 2007 seçimlerinde güçlü bir şekilde sandığa gitmiştir. Cemaat tarihinde sistem ve sistem aracı olan siyasi partilere en sert şekilde yürütülen muhalefet belki de ilk kez bu seçimlerde oy kullanma ile kırılmıştır.”

“2009 yerel seçimleri öncesi Türkiye’nin birçok ilinde hukuki alt yapısı yetersiz ve bireysel mağduriyetlere yol açan Hizbullah operasyonları yapıda reaksiyona yol açmış ve AK Parti’ye ilk tepkiler belirmeye başlamıştır. Ardından gelişen süreçlerde örgütün AK Parti’de görev alan mensupları/sevenleri bölge genelinde geri çekilmişlerdir. 2009 yerel seçimlerinde sandığa gitmeyen hareket üyeleri bu şekilde yürütülen yargısal operasyonları protesto etmişlerdir. 2009 yerel seçimlerinde AK Parti’nin bölgede BDP’ye nazaran gerilemesinin etkilerinden biri de bu faktördür.”

“AK Parti ile olan bağların zayıflaması hareketin siyasallaşma eğilimini güçlendirmiş ve bağımsız siyaset, hareket içerisinde tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışma, özünde kendilerini ciddiye almayan AK Parti’ye yönelik bir ders verme maksatlı başlatılmıştır.”

“Hareket, Mustazaf Der’in kapatılmasını fırsat bilerek uzun süredir hazırlığını yaptığı siyasileşme sürecini ilan etmiştir.”

“Kendileri, Türk ve dünya kamuoyunda Kürtlerin yasal ve meşru temsilciliğinin BDP/PKK uhdesine terk edildiğini belirterek sistem nezdinde meşrulaşmak, AK Parti nezdinde ciddiye alınmak, Kürtlük ve Kürtler adına meşru bir temsilci/muhatap olabilmek, meydanı da PKK/BDP’ye bırakmamak için partileştiklerini ifade etmektedirler.”

“Hareket bünyesinde şu an her ilde ortalama 10 sivil toplum kuruluşu, ulusal yayın yapan bir televizyon, bir gazete ve yardım kuruluşları mevcuttur.”

“Kurulacak parti pratikte İslamcı bir Kürt partisi sınırlarını aşamayacaktır. Bunu öngören yeni partiden, basit bir ifade ile “AK Parti’den İslamcı, BDP’den Kürtçü” bir program bekleyebiliriz.”

“Mesela Kürtçeyi 2. resmî dil olarak talep etmek, belki federasyon sistemini istemek gibi Kürtleri şaşırtacak isteklerle karşımıza çıkabilir.”

“İslami olarak kız çocuklarını ilköğretime başörtülü olarak göndermek gibi sistemi kilitleyen meşru/pasif eylemliliklere girebileceklerini de öngörebiliriz.”

“Özellikle Kürt sorunu konusunda BDP/PKK’dan daha duyarlı ve ileri mesajlar vereceklerdir.”

“Bu partinin en büyük sorunu, 90’lı yıllardaki şedid, insani olmayan, dar örgütçü kafayla yapılan, 98’de mezar evleri, domuz bağları ile afişe olan geçmişleri olacaktır. BDP bu geçmişi en sert şekilde kullanacak ve tüketecektir.”

“Hareket, geçmişi değerlendirmekten kaçınmakta, deyim yerinde ise unutturmaya çalışmaktadır.”

“Bu partileşme bölge siyasetini adeta yeniden kuran bir etki oluşturacaktır.”

“Devletin resmi birimleri Batman için 10-15 bin kişilik kemik bir seçmen kaynağından bahsetmektedirler.”

“Hareketin şu anda bile uluslararası alana çıkıp başta İhvan olmak üzere sair İslami hareketlerle diyalog kurmaya çalıştığını da bilmekteyiz.”

“Yeni Partinin kendi kemik tabanı dışında ilk hedefinin AK Parti ve Saadet Partisi tabanı olacağı açıktır. AK Parti’den alacakları oy miktarının yüzde 5’i geçmeyeceğini düşünmekle birlikte politik etkisinin çok daha yüksek olacağını görmekteyiz.”

“Kurucuların kendi aralarında ‘Hükümetle ilişkileri nasıl kazasız belasız yönetiriz? Acaba partileşmeden önce onları da ziyaret etsek mi?’ diye tartıştıklarını da bilmekteyiz.”

“PKK/BDP’nin sokak hakimiyetini AK Parti’ye karşı acımasız olarak kullandığı, girişi yasak mahalleler oluşturduğu (özellikle 2011 seçiminde her ilde birçok mahalleye AK Partili siyasetçiler girememiştir), fiili saldırılar düzenlediği dikkate alındığında aynı yöntem ve baskıyı, özellikle bazı illerde, bu yeni partiye karşı kuramayacakları açıktır. Dolayısı ile gerek sokakta, gerekse de sandık başında BDP hakimiyeti kırılacaktır. Siyasal gerilim artık 2 parti yerine 3 parti arasında paylaşılacaktır.”

“PKK/BDP’nin AK Parti’ye karşı uyguladığı alan baskısı ve şiddetini bu hareket kabul etmeyecektir, buna tevessül edilmesi halinde misliyle cevabını vermekten ve sonucu ne olursa olsun kavga ve çatışmaya girmekten kaçınmayacaklardır.”

“Bu partinin oluşturacağı yeni söylemin zaten var olan Kürtlerdeki kimlik bilincini katlayarak artıracağı, sorunun bir an önce kalıcı olarak halledilmemesi halinde bölge ile merkez arasındaki kopuşu sert biçimde besleyeceği öngörülebilir.”

“Bugüne kadar Kürt İslamcılar bir şekilde Türkiye merkezli cemaatlere eklemlenmiş idi, bölgesel cemaat sayısı çok az idi. Bu hareketle birlikte bırakın Kürt İslamcılığı, Kürtçü İslamcılığı tetikleyecek bir tablo ile karşılaşabiliriz.”

“Yine meydana gelecek olumsuz bir etki de AK Parti’nin söylem ve kadro olarak alan hakimiyeti, konuya vukufiyeti bulunmayan aktörlerde ısrar edip Kürt meselesini çöz(e)meyip Uludere benzeri devletçi bir pratiğe hapsolması halinde; AK Parti’den bu harekete seçmen geçişi de kaçınılmaz olacaktır.”

Raporun son bölümünde “Ne yapmalı?” diye bir başlık konmuş. Bu bölümde AK Parti’ye şöyle bir öneride bulunuluyor:

“Bölge teşkilat ve temsilcilerinin özgürlükçü, demokrat, başta İslami cemaatler olmak üzere farklı kesimlerle özgüven içerisinde iletişimde bulunacak kişilerden oluşturulması, merkezi söylemde Uludere benzeri vahim hatalardan kaçınılması orta vadede seçmen geçişini engelleyecektir.”

Ben oldukça objektif buldum bu raporu. Bence hükümetin, devletin oturup her kelimesini değerlendirmesinde sonsuz yarar var.

Ahmet Taşgetiren - AKSİYON