Partisinin genel merkezinde Kamu Taşeron Şirket İşçileri’nin temsilcilerini kabul eden Kamalak, bu işçilerin durumlarının çok acı olduğunu söyledi.
Taşeron işçilerinin durumlarının ne hukuken, ne de insani olarak kabul edilmesinin mümkün olamayacağını belirten Kamalak, “Taşeron işçilerin durumu tabi çok acıdır. Ben onların durumlarını incelemiştim. Çağdaş kölelik olarak görüyorum. Taşeron işçi, eşittir çağdaş köle. Ne yazık ki kamu taşeron şirketlerinde çalışan işçilerin durumu çağdaş kölelikten farklı değildir. Çünkü işveren, patron istediği zaman işe alıyor, istediği zaman atıyor, hiçbir tazminat hakkı bile tanımadan kapı önüne koyabiliyor. Çoğu kez ancak karın tokluğuna çalıştırılıyor taşeron firmalardaki işçiler, emekçiler. Patron işçiyi kâğıt üzerinde veya sözleşmesinde, iş akdinde yazılı olan işin dışında herhangi bir işte de çalıştırabiliyor. Samimiyet ilkesinden uzak, hiçbir hukuk kaidelerine uymayan bir çalıştırma biçimi ile karşı karşıyadır taşeron şirket çalışanları. Bu hukuksuzluğun mutlaka düzeltilmesi lazımdır. Ama mevcut iktidardan böyle bir düzeltmenin çıkacağını sanmıyorum. Çünkü bu kanun kendilerinin zamanında çıkarılmış bir kanundur. 10 yıldan beri de iktidardalar. Herhalde bu aksaklıkları ilk defa görüyor veya duyuyor değiller” diye konuştu.
AKP, iş hukukunu suijenerist duruma getirmiştir
AKP iktidarının iş başına geldiği zaman İş Hukuku’nda yaptığı değişiklikler nedeniyle kamu işçilerinin yanı sıra taşeron şirket işçilerinin de pek çok hakkını kaybettiğini hatırlatan Kamalak, bu alanın patronların insiyatifine bırakıldığını söyledi. Ne yazık ki mahkeme kararlarının uygulanıp, uygulanmamasının da patronların merhametine terkedildiğini vurgulayan Kamalak, aksaklıkların düzeltilmesinin yolunun da kapatıldığını kaydetti. Anayasa’nın 138. Maddesinin çalışanların haklarını almaları noktasında çok önemli bir madde olduğuna dikkat çeken Genel Başkan Kamalak, “Anayasa’nın 138. Maddesi’ne göre; mahkeme kararları yasama ve yürütme organlarını ve idareyi kesin olarak bağlar. Ancak maalesef iş hukukunda bu madde bile askıya alınmış durumdadır. Maalesef bu aksaklıkların Yargıtay yoluyla düzeltilmesi aşamasını da ortadan kaldırdılar. Yargıtay’ın İş Hukuku’na bakan dairesinin verdiği kararlar kesindir. Karar düzeltme yoluna başvurulması mümkün değildir. Nerden bakarsak bakalım; İş Hukuku mevcut iktidar zamanında suijenerist bir duruma getirilmiştir. Yani, hukuka aykırı düzenlemelerle doldurulmuştur. Kabul edilemez bir durumdur. Mutlaka İş Hukuku’nda düzeltilmesi gerekir. Yeniden ele alınması icap eder” şeklinde konuştu.
