Ömer Naci Yılmaz
Göçenler terki diyar ederken mirasçıları yıkıla kakıla da olsa bayrağı devralıp dikilmesi gereken burçlara dikmeyi başardılar. Kutlu ülkü her şeye rağmen düşülen yerden kalkmayı başarmak ve yola devam etmesini bilmek ve aziz milleti devletsiz bırakmamaktır. Tarihimiz bunun örnekleriyle doludur.
Anadolu topraklarının son kutlu devleti olan Türkiye Cumhuriyeti son çeyrek yüz yıldır tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş bir kıskaca alınmak istenmektedir. Uzun ömürlü bir devletin başına gelebilecek her türlü felaket, son çeyrek yüzyılda bu devletin ve aziz milletimizin başına getirilmek istenmiştir. Bunların en sıkıntılı olanı ise 15 Temmuz 2016’daki hain kalkışma ve işgal girişimidir. Eli kınalı yiğit kadınlarımızın, eli nasırlı mert delikanlıların şahadete değil de cennete koşarcasına verdikleri kutlu mücadele ile bu bela defedilmiştir.
Bu oyun bir yerden tanıdık geliyor. Biz millet ve devlet olarak başımızı dik tuttuğumuz müddetçe bu sıkıntılar bizden uzak kalmayacaktır. Tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. Bunu anlayanlar ve bir de anlamayanlar var. İstiyoruz ki bunu herkes ve özellikle de gençler bilsin. Zihinsel gelişimini sosyal medyadan gidermeye çalışan genç kardeşlerimizin geçmişe dönük okumalar yapması lazım. Olaylar arasında bağlantılar kurması lazım. 24 Haziran 2018 seçimleri sadece bir seçim değildir, 15 Temmuz işgal girişiminin bir rövanşıdır.
Rövanşist oyunlar zaman zaman bu ülkenin başına büyük belalar açmış, bu belaların başımıza örülmek istenmesinin gönüllü taşeronları hep içimizden çıka gelmiştir. Bizi yıllarca hainlik ettiler diye Araplara sövdürenler, bir ırkın temsilcilerine topyekün küfrettirenler içimizdeki tek bir hainden veya hainlerden bahsetmediler. Bir Araplara sövdürdüler, bir de Osmanlıya sövdürdüler. Şerif Hüseyin Arapların hain başı, Vahdettin Osmanlının hain başı olarak bu milletin evlatlarına küfrettirildiler. Bütün bunlar oyun ve bir zoka idi ve bunları bu aziz milletin evlatlarına yutturdular. Yutmak istemeyenleri ya siyaseten katlettiler ya da hayatlarına son verdiler.
Rahmetli Erbakan hocamızı neden alaşağı ettiklerini ve bin yıl süreceğini iddia ettikleri 28 Şubat darbesini anlamak istemez isen,
Rahmetli Turgut Özal’ın neden öldürüldüğünü anlamak istemez isen,
Bizden olduğu günlerde Demirel’in 12 Eylül 1980 askeri darbesine neden maruz kaldığını anlamak istemez isen,
Menderes ve iki bakan arkadaşının ipte sallandırılarak verilmek istenen mesajı anlamak istemez isen,
Kurtuluş Savaşı sırasında insanlar cephelerde can verirken birilerinin arazi çevirmesini anlamak istemez isen,
Abdülhamit’e Çırağan baskını yapan İngiliz hesabına çalışan Türkleri ve Fetoşvari dincileri tanımak istemez isen,
Sultan Abdülaziz’in katledilerek intihar süsü verilmesini, onu katledenlerin omuzlarına yaslanarak poz vermelerini, o pozla birlikte verdikleri mesajı anlamak istemez isen,
Sultan Genç Osman’ın yedi kule zindanlarında anasına küfredilerek ve taciz edilerek katledilmesini anlamak istemez isen,
Kanuni Sultan Süleyman’a isyan etmek isteyen fırıldakçıları anlamak istemez isen,
Fatih Sultan Mehmet Han’ın 12 yaşındaki zekasını hazmedemeyen ve Bizans adına onu kontrol altına alamayacağını anlayınca askeri ona karşı isyana teşvik eden Çandarlızadeleri tanımak istemez isen,
Hasan Sabbah ile başlayan ve devletin belini kıran Haşhaşileri tanımak istemez isen ben sana daha ne anlatayım oğul…
Sen ki atalarının verdiği kutlu mücadeleyi takdirden uzak isen, oynanmak istenen bunca oyunun farkına varmak istemez isen, aynada sinek izi var diye sineklerle kavga edersen sen bu ülkeyi inan ki hak etmiyorsun. Senin hak ettiğin ülke ve devlet birilerinin keşhanelerinde her akşam yeniden kuruluyor.
Bizim ipe sapa, çakallara yedirecek ve yem edecek ne bir liderimiz, ne de bir devletimiz var. Oynanmak istenen oyunları da, oyuncuları da, onların gönüllü taşeronlarını da çok ama çok iyi tanıyoruz ve ona göre gereğini yapmaya devam ediyoruz.
Ömer Naci YILMAZ