Tapeler, ‘örgüt lideri’ ve süreç uyarısı

Kurtuluş TAYİZ

VAN 12.02.2014 11:36:14 0
Tapeler, ‘örgüt lideri’ ve süreç uyarısı
Tarih: 01.01.0001 00:00
TAYİZ kurtulus.tayiz@aksam.com.tr

Partilerin dünkü grup toplantısı ülkenin sıcak gündemini yansıtması bakımından önemliydi. Başbakan Erdoğan’ın paralel yapılanmaya ilişkin eleştirileri dün yeni bir boyuta taşındı. Erdoğan, Amerika’da yaşayan Fethullah Gülen’den “örgüt lideri” olarak bahsetti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise grup toplantısında siyasi tarihe geçecek bir hata yaptı. Gizli bir soruşturma dosyasında yer alan tapeleri canlı yayında okuyarak, 17 Aralık’a ilişkin “siyasi operasyon” değerlendirmelerini haklı çıkardı. BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın gündeminde ise çözüm süreci vardı. Hükümete sert eleştiriler yönelten Demirtaş, kendilerine “süreci bitirin” baskısı yapan medya aktörlerini de “savaş kışkırtıcılığı” yapmakla suçladı.
Hükümeti hedef alan 17 Aralık soruşturması, Başbakan Erdoğan’ın öncelikli gündemi olmayı koruyor. Denilebilir ki, paralel devletle mücadele Erdoğan’ın en büyük seçim kozuna dönüşmüş durumda. Paralel devletin sadece AK Parti iktidarını değil, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarını da bozmaya çalışan bir yapı olarak değerlendiren Erdoğan, bu konuyu her fırsatta işlemeye devam ediyor. Özellikle dinleme kayıtları ve sosyal medyaya düşen kasetler üzerinden Gülen Cemaati’ne yüklenen Erdoğan, bu eleştirilerini dünkü grup konuşmasında daha ileri bir noktaya taşıdı. “40 yıl boyunca devlete sızan bir yapı söz konusu” diyen Erdoğan, Gülen’i kast ederek, şunları söyledi: “Örgütün lideri ABD’den birilerinin izlendiğini, ses kayıtlarını dinlediniz, bunu engellediğini, buna benzer başka vakaların kendisinde olduğunu itiraf ediyor. Bizim dışımızda da kimse gidip hesabını sormadı. Gazeteciler, hukuk, yargı hiç duymuyor. Bunlar suç teşkil etmiyor mu?”
Gülen için “örgüt lideri” ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, “Bunlar suç değil mi” diyerek, Yargı’ya da açıkça bir soru yöneltiyor. Yargı’nın bu konularda harekete geçip geçmeyeceği ise anlaşılan daha uzun süre merak konusu olmaya devam edecek.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısının gündeminde yine 17 Aralık soruşturması vardı. Ancak bu kez Kılıçdaroğu, soruşturma dosyasında yer alan “şüpheli” isimlerle ilgili haberleşme kayıtlarını okudu. Gizli soruşturma evraklarının CHP grup toplantısında ifşa edilmesinin sakıncası bir yana, Kılıçdaroğlu, bu tapeleri grup toplantısında okuyarak, 17 Aralık soruşturmasının Yargı kaynaklı siyasi bir operasyon olduğu eleştirilerini de teyit etmiş oldu. Geçmişte askerin yanında saf tutmakla eleştirilen CHP’nin, bu kez de Yargı bürokrasisi üzerinden seçim sonuçlarını etkilemek amacıyla geliştirilen bir müdahalenin parçası haline gelmesi affedilir bir hata değil. Kılıçdaroğlu, partisini paralel devletin arka bahçesine çevirerek, yeni CHP hayalini de toprağa gömmüş oldu.
BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın grup konuşmasına çözüm süreciyle ilgili uyarıları damgasını vurdu. Hasta tutsakların serbest bırakılmasıyla ilgili çabalarının hâlâ sonuç vermediğini belirten Demirtaş’ın eleştirilerini paylaşmamak mümkün değil: “Biz çözüm süreci bitmesin diye canla başla çalışıyoruz. Bu şekilde gidebilecek mi? Göreceğiz. Süreç kopmasın diye hükümet ile her gün görüşüyoruz, çaba sarf ediyoruz. Buna karşılık AKP ise tek bir hasta tutsağın serbest kalması için bile kılını kıpırdatmıyor.”
Demirtaş’ın kendilerine “süreci bitirin” baskısı yapan kesimlere verdiği mesaj da yerindeydi: “Biz AKP’nin kerameti hürmetine bu sürece girmedik. Türkiye’ye demokrasi gelsin, gençler ölmesin, halklar özgür olsun diye bu sürece girdik. BDP bu süreci bitirsin diye bize baskı yapacağınıza AKP adım atsın diye ona baskı yapsanız belki adım atardı. Süreci bitir
Kürtlere değil, süreci sürdürmesi için AKP’ye baskı yapacaksınız.”