Şu bizim “Kılavuz” meselesi…

İlhami Atmaca

VAN 6.05.2015 09:50:44 0
Şu bizim “Kılavuz” meselesi…
Tarih: 01.01.0001 00:00
 “Böyle bir mesele mi var yâ hu!” dediğinizi farzediyorum.
Olmaz mı?
Öteden beri vardı ve hâlâ var.
Olmaya da devam edecek.
Kılavuz deyince, akla hemen yol göstericiler geliyor.
Kılavuz dediğin de zaten bunu yapar.
Yol gösterirler… Yordam gösterirler mi?
Buna gerek de yoktur, ihtiyaç da.
Siz, kendi yordamınızla ve meşrebinizce yol alırsınız gösterilen yolda.
Ay ışığı, gün ışığı bile kılavuzluk eder insanlara. Analar, babalar kılavuzluk eder… Liderler, bilgeler, düşünürler, erenler, alperenler kılavuzluk eder.
Nebiler, peygamberler…
Kılavuzu kim olursa, ne olursa olsun, bilgisine, tecrübesine meşrebine göre bir yordamla katılır herkes.
Velhâsılıkelâm hiç kılavuzsuz kalmaz insanoğlu.
Birûnî Üniversitesi öğrencilerinin geçenlerde benimle yaptıkları röportajda sorulardan birisi “Bir şairi sizce özel kılan nedir?” idi.
“Şiir yazabiliyor oluşu” diyerek savuşturdum soruyu.
Noksan bir cevap oldu.
‘Kılavuz’ olduklarını söylemeyi atladım.
Sahiden, sadece şairler değil, öteki sanatçılar, yazarlar ve düşünürler de kılavuzdur. İster vazife edinerek yapsınlar, ister yapmasınlar, nihayetinde insanlara kılavuz olur yazdıkları, çizdikleri ve düşünceleri.
Bu insan ehlini, romantik, hayalperest, duygusal bulup gerçekçi olmamakla itham ederek gayretlerine metelik vermeyebilirsiniz.
Bu durum, onların ne kendilerinde, ne de eserlerinde noksanlığa sebep olur.
Birçoğunuza kalsa, hayâl ve romantizm boş işlerdir ya…
Haklısınız, ancak bu böyle düşünen kişilerin romantizm ve hayâlleri için geçerlidir.
Gerçekliğin sert ve soğuk gözlerine bakamayanlar gözlerinizi kapatır, kendini hayâlin romantik ve büyülü kucağına bırakır.
Biraz orada kalır, oyalanır ve yeniden gerçekliğine dönerek, kaldığı yerden devam eder.
Sanatçı ve düşünürlerin romantizmi, hayalperestliği farklıdır biraz.
Doğru, sık sık, gerçeklikten sıyrılarak hayâl ve romantizmin sihirli sarmalına bırakırlar kendilerini.
Onlar da, orada oyalanırlar, ancak, gerçekliğe dönerken, hayâl dünyasından bir şeyleri koparıp getirirler yanlarında.
Hayâl aleminin olağanüstülüğüne taşıdıkları gerçekliğin çarpıklığını, çirkinliğini, marazîliklerini ayıklar, fikir ve düşünceleri estetize eder, biçimler, düzenler ve yeniden gerçekliğe dönüştürürler.
Bu yüzden, onların dünyasından taşanları gördüğünüzde dibiniz düşer, hayretler içinde kalırsınız.
Karşısında, diliniz tutulur, gözleriniz kamaşır, büyülenirsiniz.
Çünkü, hayâl aleminden ve romantizmin kalbinden koparılıp
getirilmiş bu gerçeklik, hakikat sırları taşır.
Biz buna şiir deriz,
Edebiyat deriz,
Resim deriz,
Müzik deriz,
Heykel deriz,
Kısaca “SANAT” deriz.
Sanatçılar ve düşünürler, olağanüstü alemlerinden insanlığa kılavuzluk eden ürünler
Bazılarının kılavuz olarak “kargaları” seçmeleri de bir meşrep ve tercih işi elbette.
Kılavuzu karga olanları meşguliyetiyle baş başa bırakıp, işimize bakalım biz.
En doğrusu bu.
Selam olsun!…