BABY BOX(ÇOCUK BIRAKMA ATM'Sİ)
Bir önceki makalemde Avrupa medeniyetinin insana verdiği değerden, bir çocuğun bir heykel karşısındaki şansının sıfır çektiğinden bahsetmiştim. Bu gün yine verilen bir haberden yola çıkarak başka bir rezaletlerinden bahsedeceğim inşallah.
Haber kanalizyonlarından birinde bir habere denk geldim. "Türkiye'de son bir haftada 6 çocuk çöpe bırakılmış" ardından spikerin Avrupa ülkelerinden birinde "Baby Box uygulamasından bahsediyordu. Nedir bu "Baby Box baktığımda karşıma (çocuk bırakma ATM'si.)" çıkınca donup kaldım. Aman Allah'ım ne oluyor nereye götürülüyoruz.
Yeryüzünün en kutsal ve şerefli varlığı kendi neslini yok etmek için gayrimeşru yollara başvurmasını önlemek yerine böyle bir uygulamaya öncülük edecek edebilecek ileride Allah muhafaza gayri meşru doğumları tamamen meşrulaştıracak bir uygulamanın uygulanmasını istemesi geleceğimiz açısından oldukça karanlıktır.
Bu uygulamada doğum yaptığı halde bakamayacağını düşünen annelerin kilise avlusuna ya da sağa sola bırakmak yerine bir nevi bankamatik ya da kola-kahve makinesi tipinde, devletin kuruluşunu finanse ettiği ve hastanelerde direkt bağlantılı olan, bebeklerin bırakıldığı yerlere baby box bırakılarak sözde çözümmüş gibi.
Bu rezalet uygulama ilk önce Prag'(Çek Cumhuriyeti'nin başkenti ve en büyük şehri)da başlamış, yani sosyalist bir ülkenin merkezinde. Modern çağdaş batı medeniyetinin gelmiş olduğu nokta insanlık adına utanç verici bir nokta.
Orta çağlarda bile böylesi bir rezalet teşvik edici bir iz bulmak oldukça zor!..
Ancak batı bu noktaya da ulaştı, artık gayri meşru çocukları doğurabilir bu konuda hiçbir sıkıntı çekilmeden tıpkı meşrubat ve para ATM'leri gibi çocukları bırakacağınız ATM'leriniz var korkusuz bırakabilirsiniz dercesine çöplükler bırakılan çocukların bu makinelere bırakılması teşvik ediliyor.
Bu duruma niçin gelindi sorgulamak yok, çözüm üretmek yok adeta teşvik var…
Oysa Allah bir cana kıyılmanın bütün insanları katletmekle eş değer kılmıştır. Bu haberi yapan kanalizyonlar, asıl böylesi rezaletlere kendilerinin yol açtıklarını görüp ona göre yayıncılık yapmış olsalar ne gayrimeşru ilişkiler olur, ne çocuklar çöpe veya başka yerlere atılır, ne de geçim derdi nedeniyle anne-babalar canlarından bir parça olan bebekleri şuraya veya buraya bırakmazlar.
Yüce rabbimiz gayri meşru ilişkileri kesin olarak haram kılmıştır. Ahlaksızlığın ve gayrimeşru doğumların toplumu felaketlere sürüklediği gerçeğini engellemek için yüce rabbimiz "Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.(İsra:32)" Dikkat edilirse ayette “zina etmeyin” denilmeyip de “zinaya yaklaşmayın” buyrulması ilgi çekicidir.
Buna göre yalnız zina değil, kişiyi zina etmeye sevk eden yollar da yasaklanmıştır. Esasen bir kere bu yollara tevessül edildikten, yani insanı zina etmeye zorlayan ve cinsi arzuları kabartan bir ortama girdikten sonra, artık, bu arzuların ağır baskısı karşısında iradenin gücü oldukça yetersiz kalır ve zinadan korunmak son derece güçleşir.
Bu çirkinliği haram kıldığı gibi hangi sebeple olursa olsun dünyaya gelen çocukların öldürülmelerini şiddetle yasaklamıştır."Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.(İsra:31)"
İnsanın bu psikolojik zaafını dikkate alan Kur-an-ı Kerim, prensip olarak insanı kötülüklere sevk edici sebepleri ortadan kaldırmak için insanlara yol gösterir. Bu toplumun felaketten kurtulmasının yolu ahlaksızlığı, gayrimeşru ilişkileri teşvik edici yayınların yapılmamasıdır.
Bir takım kanalizyonların toplumda var olan hastalıkların ortadan kaldırılması için çareler üretmek ve insanları bu çarelere ulaşmaları için teşvik etmektir. İflas etmiş olan batılı toplumların düzenlerini uygulamalarını örnek göstermek değil.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
