“Rusya’dan yeni hamle: Fransa’yı bir vuruşta kül edebilir… Rusya termonükleer füzesi ‘Satan 2’nin fotoğraflarını ilk kez paylaştı. 10 bin kilometre menzile sahip “Satan 2” termonükleer füzesi saniyede 7 Km. hızla uçuyor. ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombalarından 2000 kez güçlü termonükleer füze “Satan 2” Fransa büyüklüğünde bir kara parçasını kül edebiliyor”.
Yenişafak/Nedret ERSANEL
Müsaade ederseniz, kafanızı karıştırmak isterim..
Fazla değil biraz…
Birleşik Devletler Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı arasında 26 Ekim’de gerçekleşen telefon görüşmesinin çekirdeği-elbette Suriye, Rakka, PKK/YPG/PYD de konuşuldu ama-Musul’du…
Bu çekirdeği koruyacak ön-sutreler, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın, ABD Savunma Bakanı Asthon Carter ve Fransa Savunma Bakanı Jean Yves Le Drian ile bir araya geldiği Brüksel görüşmesinde kuruldu. (‘Türkiye, ABD ve Fransa arasında önemli uzlaşma‘, 26/10, Hürriyet.)
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in gerçekleştirdiği İstanbul ziyaretinin (10 Ekim) ardından Fransa’ya gerçekleştireceği ziyaretin iptal edildiğini anımsayarak sürükleyelim…
“Rusya’dan yeni hamle: Fransa’yı bir vuruşta kül edebilir… Rusya termonükleer füzesi ‘Satan 2’nin fotoğraflarını ilk kez paylaştı. 10 bin kilometre menzile sahip “Satan 2” termonükleer füzesi saniyede 7 Km. hızla uçuyor. ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombalarından 2000 kez güçlü termonükleer füze “Satan 2” Fransa büyüklüğünde bir kara parçasını kül edebiliyor”. (‘Rusya’nın termonükleer füzesi ‘Satan 2’nin ilk fotoğrafları ortaya çıktı‘, 26/10, Hürriyet.)
Eş tarih ve iki haber ortak algınızı Fransa’ya yönelttiyse doğru yoldasınız. Ama ben sizi “yanlış yola” davet ediyorum…
“Satan” füzeleri!
Bu İngilizce kelimenin anlamını Türkiye’de de dünyada da bilmeyen azdır; Şeytan!
Şaşırtıcı, çünkü İran ya da Kuzey Kore gibi “muktedir görünme” kaygısı olanlar hariç, ülkeler askeri silahlarına bu denli kahredici isimleri genellikle koymazlar. Hepsi “güç” vazeder ama Şeytan daha çok siyasi ve negatif elbise giydirmek için kullanılır. ABD’nin İran tarafından “Büyük Şeytan” olarak tanımlanması veya ABD’nin “şer üçgeni” tarifi gibi…
Gerçekten bu isimde bir termonükleer füze var mı?
Aynı haber şöyle diyor; “Rusya ordusunun ‘Şeytan’ olarak nitelendirdiği «RS-28 Sarmat» füzesi…
Güzel.. Anlıyoruz ki “Satan/Şeytan” bir lakap. Füzenin gerçek ismi değil ve Rus ordusu füzeyi bu takma adla anıyor. Normal bulabiliriz çünkü bu füze 16 nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip ve radardan kaçabiliyor!
Şimdi tamam mı?..
Değil!
Elinizde şu bilgi yok çünkü; “….. was given the NATO reporting name SS-18 Satan”! (Wikipedia.)
Demek ‘Şeytan’ ismini veren Rusya değil.. Bu seriden füzelerin tamamı NATO yani ABD tarafından adlandırılmış.. “Reporting name” dedikleri, Rusya, Çin ve eski Sovyet ülkelerinin silahlarına verilen kod adları.
Yani ‘Şeytanlaştıran’ Amerika.
Ve bizim gazetelerimizin de bir kısmına sirayet ettiği gibi son üç gün içinde dünyanın belli başlı tüm basın-yayın organlarında bu isimle küresel kamuoyunun üzerine boca ediliyor; CNN, NBC, Telegraph, CNBC, Daily Mail, RTL, Washington Times, hatta kimi Rus haber ajansları…
Peki.. ABD’nin küresel algı yönetimi ve psikolojik savaş yöntemi üzerine, üstelik aktüel olaylarla bağlantı kurarak bir örnek verdik ama…
Bu kadar mı?
Bu yeni ve üst sınıf füzelerin gerçek isminin, yani “Sarmat”ın ne anlama geldiğini merak etmediniz mi?
“Sarmatlar, MÖ 6-4 yüzyıllarda Orta Asya’dan Ural Dağlarına, ardından Güney Rusya ve Kuzey Kafkasya’ya, sonrasında ise Balkanlara kadar yayılmış olan Türk veya İranlı halk. Bazı araştırmacılara göre bir kısmı Türk bir kısmı İranlı halk”…
NATO’nun neyi kodladığını anlıyoruz…
“AKDENİZ’İN ORTASI” NERESİ?..
Brüksel’deki NATO ülkeleri Savunma Bakanları toplantısı yapıldı ve İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Rusya sınırlarına büyük askeri yığınak yapma kararı alındı.
NATO, Rusya’nın deniz gücündeki tek uçak gemisi olan Amiral Kuznetsov ve beraberindeki savaş gemilerinin Doğu Akdeniz’deki görev alanlarına ilerleyişinden huzursuz. Daha İngiltere’nin yakınından geçerken Kraliyet Donanması’nın verdiği reaksiyondan bunu anlamak mümkün.
NATO’nun kaygısı bu silahların Suriye’de kullanılma ihtimali. Son noktası Suriye-Halep olabilecek bir riskten yoğun bahsediliyor.
Bu köşede işlemiştik; NATO’nun Temmuz’daki Varşova zirvesi, Doğu Avrupa ülkelerinde 6 karargâh kurmuş, Litvanya, Letonya, Estonya ve Polonya’ya 4 bin asker konuşlandıracağını açıklamıştı…
Bu ayın 26’sında başlayan NATO Savunma Bakanları toplantısını Genel Sekreteri Stoltenberg, “Varşova’da gerçekleştirdiğimiz zirvede müttefiklerimizle her yönden ve her türlü tehdide karşı savunma kabiliyetimizi güçlendirmeye karar vermiştik. Bugün, bu kararın uygulanmasındaki ilerlemeyi değerlendireceğiz” cümlesiyle açtı.
Karadeniz bölgesinde daha fazla mevcudiyet gösterilmesi, NATO’nun kriz durumlarında daha hızlı hareket edebilmesi, siber savunmaların kuvvetlendirilmesi görüşüldü.
Tabii toplantının geri kalan kısmına “gizli” devam edildi…
Fakat elimizde somut bir bilgi de var. Stoltenberg, Brüksel’de İlk gün toplantının ardından bir basın toplantısı yaptı ve “Akdeniz’deki durum ciddi. Müttefikler, NATO’nun Deniz Muhafızı misyonunu destekleme kararı aldı. 2 hafta içinde NATO gemileri ve uçakları orta Akdeniz’de olacak. Ayrıca dün gece Ege Denizi’ndeki konuşlandırmamıza devam etmeye karar verdik”…
Şimdi?
Bundan sonra Irak ve Suriye’de olacakları iyi izleyin..
Çünkü dün başladı!
