SESSİZLİKLE YÜZLEŞMEK VAKTİ

AKİF ŞAHİN

VAN 24.08.2015 11:38:21 0
SESSİZLİKLE YÜZLEŞMEK VAKTİ
Tarih: 01.01.0001 00:00

 Bu gün insanın özü büyük tehlike altındadır. Doğruluk kılıfında yalan söyleme sanatı toplumun içselleştirdiği bir meşru zemin yaratmış durumdadır. Ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlar ama yinede yapıyorlar.

Toplumun değer yargıları ve meşrulaşmış resmi ve özel kurumları kendi içinde tuhaf bir yok oluşun çağrısını yapar durumdadır. Zaman dilimlerinin en sonuna yaklaştığımız bu asırda insani duygularımız yok olmaya yüz tutmuştur. Bunun yerine mekanik politik söylevler inşa edilmiş. Edebiyat ve sanattan uzaklaşmış magazin entrikaları yerleşmeye başlamıştır.

İnsanoğluna kaybedilmiş değerlerini özler duruma gelmiş. İnsanlığı bu gün anlamak ve uyandırmak umuduyla bir bekleyişin eşiğindeyiz. Uyanış vakti geldiğinde yeni bir dünyanın kapılarına gelmiş olacağız. Mekanikleşen insanların iskambillerle oluşturdukları dünyanın çok ilerisinde hayallerimizle bile dokunulmayan bir dünyanın penceresini bize açacaktır. O hayat bir rüyanın kollarına düşmek kadar taze ve sıcaktır.

Masum bir sevginin ellerine dokunan şarkının nakaratları gibi insanlığa muştudur. Güneşin gölgesine sığınmış bir efsunun öyküsüdür. Zambakların ıssızlığına gizlenmiş bir tılsımın gizemidir. Papatyaların kokusunda beslenme umududur. Bu konu evrenin derinliklerine kadar uzanan bir yıldızın ışığıdır.

O ışık binlerce yıl uzaktaki erenlere umut olmuştur. Yıllarca düşünürler tarafından araştırılmıştır. Annelerin dayandığı o sıkıntılı süreçlerin ardına böyle bir duyguyla mümkündür. Bu özlemler bir insana sunulan bir terapi olabilir. Bu tutkuyla o insan ayakta kalabilir. Bu gün insanın özü büyük tehlike altındadır. Doğruluk kılıfında yalan söyleme sanatı toplumun içselleştirdiği bir meşru zemin yaratmış durumdadır. Ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlar ama yinede yapıyorlar.

Toplumun değer yargıları ve meşrulaşmış resmi ve özel kurumları kendi içinde tuhaf bir yok oluşun çağrısını yapar durumdadır. Zaman zaman ilahi dinler olarak kabul edilen mabet ve mistik ekollerin etkisine girmiş toplumsal model; insanlar üzerinde tahakküm kurarak dünyayı yönetmeye başlamıştır. Diğer bir zaman diliminde seküler kültürün öngördüğü pozitivist ve materyalist düşüncenin neferleri toprağı böldüğü gibi insanlığı bölüp gücü eline alıp dünyaya hükmetmeye çalışır durumdadır. Tarihin sayfalarında rastlanan bazı olayların bazı zaman diliminde milliyetçi ve bağlantısız hayat modelleri eklenmeye çalışılsa da bu iki dünyanın savaşı örtülenmiş ve günümüze kadar devam etmiştir. Bu toplumsal kaos hali bile gönüllü sessizliği tercih eden insanların yanında geçmeye cesaret edemez. Bütün bu kaosu yok ederek daha büyük yıldız olan güneşin yıldızları kavurarak yok edişi gibidir.

Bu hayal edip karanlıkta uzaksayışınızı kutlayan gündüzü yudumlayan özgür kuşların kanat çırpmalarıdır. Bunu anladığınız zaman bu ülküde vazgeçmezseniz, derinden gelen bir sessizliğin içine düşersiniz. O an kurtuluş ışığı ruh dünyanıza sızan bir şarkının seremonisini fısıldar.

Bu gün toplumun kültürel sosyal ve ekonomik olarak tabanını oluşturan sessiz bir muhalefet derin bir düşüncenin girdabında boğulmaya varan bir hıncı damarlarındaki akan kan hücrelerinde gizliyor olabilir. İşte bu duygu İsmaillin babası İbrahim’e Allah’ın emrettiği görevi yap demesi kadar gönülden bir itaate ve bağlığa olan inancın ilahi ibadi ve toplumsal değeridir. Aynı zamanda İbrahim’in kendi öz oğlunu ilahi emir karşısında feda etme içgüdüsüdür. Hanımını ve oğlunu bir çölün en kurak ve sıcak beldesine bırakabilme sevdasıdır. İşte bireyin ve toplum vicdanını yaralamayan buna karşılık kendi dünyasal bütün çıkarlarını gerekirse hiçe sayan toplumun her kesimindeki gönüllü sessizlere ve onları fark eden değerli bilgeleri anlamak adına kendimizle yüzleşmek vaktidir.

- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/sessizlikle-yuzlesmek-vakti/#sthash.R3LMI40S.dpuf