Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklama ile, barış sürecinin yavaşlaması ya da durmasının söz konusu olmasının bile kaygı verici olduğunu belirtilerek, "Sürecin devam etmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor" uyarısında bulunuldu.
Van TSO tarafından yapılan yazılı açıklamada; "Ülkemizde 30 yılı aşkın bir süredir devam eden çatışmalı ortamın sona ermesine ilişkin atılan adımların ülkede yarattığı heyecan, Kürt sorununun ülkemiz için önemli olduğu algısına ve bir an önce çözülmesi gerektiği beklentisine dönüşmüştür. Yıllardır ilk defa bu kadar çözüme yaklaşılması, kaçırılmaması gereken tarihi bir fırsat olarak önümüzde durmaktadır.
Türkiye´de ne zaman Kürt sorununun çözümü konuşulsa mutlaka bazı güçler devreye girmiş ve çözümü engellemiştir. Ancak bu defa çözüm için büyük adımlar atılmış, üstelik toplumun geniş desteği ile büyük bir umuda dönüşmüştür. Bu cumhuriyet tarihinin en büyük toplumsal projesidir.
Tüm ülkede oluşan iyimser hava, umutlanan insanların bu umutlarının boşa çıkmasını düşünmek bile istemediğimiz sonuçlara sebebiyet verecektir. Son zamanlarda sürecin durması ve yavaşlaması konusunda basından takip ettiklerimiz yeni bir çıkmaz oluşturuyor gibi görünse de bizler umudumuzu yitirmemekte, mutlak suretle çözümün olacağına inanmaktayız. Çözüm sürecinin başarısı için çalışmayanların veya katkı sağlamayanların tarih önünde hesap veremeyeceğini ve bu durumu topluma izah edemeyeceklerini her kes çok iyi bilmelidir." denildi.
Çözüm sürecinin zorlu bir yol olduğunun hatırlatıldığı açıklamanın devamında; "Sorun sadece hükümetin veya örgütün sorunu değildir. Emek ve çaba sarfedenlerin yalnız bırakılması hem kendilerine hem de bu topluma haksızlık olacaktır. Bu nedenle tüm siyasi partilerin, kurumların, STK´ların ve halkımızın tüm kesimlerinin kendilerine bu sorunun çözümünü vazife edinmeleri ve ellerinden gelen çabayı göstermeleri hem vicdani hem de toplumsal sorumluluğumuzun gereğidir.
Sorun hepimizin ortak sorunudur, başlayan çözüm sürecini sekteye uğratmadan, toplumda oluşan umudu yaşatarak çözümün bir parçası olunmalıdır. Kimse kendisinde bu topraklar üzerinde yaşayan insanların ölmesine, düşük refah düzeyinde yaşamasına sebebiyet verecek hakkı bulmamalıdır. Çözüm süreci atılmış tarihi bir adımdır ve bu adımla başlatılan yürüyüşe destek vermek ve sorunu çözmekten başka şansımızın olmadığını içselleştirmeliyiz. Umudumuz, beklentimiz ve çabamız bu yöndedir ve katkı sunmaya devam edeceğimizi, tüm kesimlerin desteğini sürdürmesi gerektiğini hatırlatmakta yarar görmekteyiz. Umuyoruz ki barış, huzur, refah ve kardeşlik bu topraklara bir daha hiç çıkmamak üzere hâkim olsun" ifadelerine yer verildi.
/ Prestij Haber Merkezi
