1
Bazen en kolay anlatım yolu malumun ilanıdır.
Malum; asırlar önce söylemiş İbn-i Haldun:
Hadari olanla seferi olan, yani yerleşik olanla hareket halinde bulunan ya da merkez ile çevre karşı karşıya geldiğinde; hadari olan kısa vadeli kazanımlar elde etse de uzun vadede başarı hareket halinde bulunanın olmaktadır.
Bütün insanlık tarihi bunun sınamasıyla doludur, yani defalarca test edilmiştir. Ve geçerliliği teyit edilmiştir.
AK Parti’nin kuruluşu ve iktidarı da bu çerçevede gerçekleşmiştir.
Bir çevre hareketi olarak başlayan AK Parti süreç içinde merkezi ele geçirmiş ve yerleşik duruma geçmiştir.
İbn-i Haldun’un teorisine göre; çevreden gelecek seferi bir güç günün birinde, yerleşik olan AK Parti iktidarına son verecektir.
Bir yıl veya yüz yıl sonra.
2
Şimdi.
Çevrede bir güç birikimi olmadığı halde;
Yani, sefere çıkan ve merkeze talip birileri bulunmadığı halde…
Ne oluyor AK Parti’ye ve AK Partililere,
Ki, sanki sürelerini doldurmuş gibi absürt olayların faili olabiliyorlar.
3
Hulasa, görünen ve var olan verilere göre AK Parti daha uzun bir süre iktidara ‘mahkûm’ gözükmektedir.
‘Mahkûm’ kelimesi boşuna kullanılmadı.
Gelin, mecbur olduğumuz önümüzdeki süreci ‘mahkûm’ psikolojisi içinde yaşamak durumunda kalacağımız davranışlardan kaçının.
Kaldı ki 2002’de AK Parti’yi iktidara taşıyan irade (milletin iradesi) hâlâ iktidarı AK Parti’ye verme yönünde devam eden bir iradedir.
Milletin iradesine karşı gelinmeyeceğini hepimiz, hepimiz çok iyi bildiğine göre;
Sığ sulara dalmanın âlemi var mı?
Üstelik dışarıdan bir itmeye maruz kalmadan…
