Seçim

Sebahattin Çil

VAN 27.06.2018 08:42:56 0
Seçim
Tarih: 01.01.0001 00:00
 “Allah, mü'minleri, sizin yaşadığınız hayat tarzı üzere bırakacak değildir; nihayet Allah iyiyi kötüden ayıracaktır. Allah gaybı size bildirecek de değildir; fakat Allah (bu amaçla) elçilerinden dilediğini seçer. Şu halde Allah'a ve elçilerine inanın; zira eğer iman eder ve sorumluluk bilincini kuşanırsanız, işte o zaman sizi muazzam bir karşılık bekler.” (3/179)

 

“İnsanlık tarihine bir başkaldırı öncülük etmiştir” der  Erich Fromm. Evet, belki bir başkaldırı ile başlamıştır ama; bir tercihle/seçimle de devam etmiştir insanlık tarihi. Beşer’in Adem olma sebebi tam da budur; yani tercih (seçim) edebilme kabiliyetidir. Adem’in tercih edebilme (irade) kabiliyeti kendisine verildiğinde veya geliştiğinde yine kendisi varlık aleminden seçilmiştir. Adem’in seçilme sebebi nedir diye sorduğumuzda görüyor veya öğreniyoruz ki, kendisinde bulunan veya kendisine verilen; akletme, seçme ve üretme kabiliyetine (halife) sahip olmasıdır. 

Âdem’in gelişmesi bu üç değerin aktiflik derecesine bağlı olarak seyretmiştir. Tarihi beşerin tekamül serüveni diye düşünürsek, topluluklara öncülük edecek Resullerin seçiminde kullanılan ölçüt insanlık değerlerini de belirlemiştir denebilir. Kur’an’dan anladığımız kadarıyla Allah elçilerini kendi toplumlarının en vicdanlı, duyarlı ve aktif iyilerden seçmiştir. Din literatüründe de Resuller, bu üç değeri etkin kullanarak toplumlarını uyandıran insanların arasından  seçilmiştir. Resullerin ve arkadaşlarının seçilmesini Kur’an, kıssalar üzerinden mücadelelerini aktararak anlatmıştır. Tarih sadece adilleri ve tevhid ehlini, yani iyileri yazmakla kalmamış, zulmü ve şirki seçen öncüleri de  yazmıştır. Kıssalara tümel/genel anlamda baktığımızda iki taraf arasındaki mücadeleye şahit oluyoruz: bir tarafta hakkı, adaleti, doğruluğu seçerek iyiler (ebrar)sınıfına girenler; diğer tarafta ise zulmü, yalanı, hırsızlığa taraf olan kötüler sınıfına girenler.

Nebilerin sonuncusu Hz. Muhammed (a.s) ile aynı dönemde yaşamış, onun arkadaşı olan, Kur’an terbiyesinden geçmiş dostları ve arkadaşları Ömer, Ali gibileri hilafeti ve adaleti seçip bu yönde yönetim gösterirken; bunlardan sonra gelen ve Ali’ye darbe yaparak iktidara gelen Muaviye gibileri ise “saltanat”ı seçerek bu yönde bir yönetimi tercih etmiştir...... 

Ebu Hanif kendisine teklif edilen görevi sırf zalim oldukları için geri çevirdiğinde, tarih onu adil imam ve İmam-ı Azam  olarak seçmiş ve yazmıştır… Bu tür seçme ve seçilme böylece günümüze kadar devam edegelmiştir...... 

Evet, seçim devem ediyor; her yaptığımız eylemin sünnetullah bağlamında bir karşılığı vardır. Geleceğimizi belirleyen seçimlerimiz, tercihlerimiz ve kendi ellerimizle yaptığımız davranışların bir sonucudur. “Hiç kuşkusuz bir toplumun bireyleri kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe Allah da o toplumun gidişatını değiştirmez.” (13/11)

Yarın devletin yönetimine gelecek olan bir iktidarı demokratik usullere göre seçeceğiz. Bunu seçerken herkesin kendisine göre bir seçme kriteri vardır ve bu da gayet normaldir, olması gerekendir... Biz birini seçerken bizim hayatımızda neleri tercih edip neleri öncelediğimiz, nelere dikkat ettiğimiz belirleyici olacaktır. Kısacası, seçme kriterimiz (adili, zalimi / iyiyi, kötüyü / doğruyu, yanlışı tercih bağlamında) asıl bizim seçilmemize sebep oluyor, bunu unutmayalım lütfen... Seçimler ülkemiz için hayırlı olsun