Sayın müdür bu ne iş? Naif Yaşar yazdı...

Ümüt yurdakul’un bu anlatımlarında haklı olduğu birçok nokta ebetteki vardı. Oysa bu söylem, polise “rast gele sağa sola ateş açın, önünüze kim gelirse gaz bombalarıyla vurun, küfür edin,bağırın,dövün,intikam duygularıyla da

VAN 4.12.2012 12:02:52 0
Sayın müdür bu ne iş? Naif Yaşar yazdı...
Tarih: 01.01.0001 00:00

Yaklaşık iki hafta önce ,yani 15.11.2012 günü Van polis evinde,göreve yeni atanan emniyet şube müdürlerinin da hazır bulunduğu kahvaltıda bir araya eldik..


Van yerel ve ulusal medya temsilcilerinin katıldığı,,ev sahipliğini ,göreve yeni atanan  il emniyet müdürü Ümüt Yurdakul’un yaptığı kahvaltıda, Van’daki süreçle ilgili detaylı bir değerlendirme yapıldı.



Naif YAŞAR yazdı...


Emniyet müdürü Ümüt Yurdakul, gerek giyim, kuşamı, gerek kullandığı üslup ve anlatımlarıyla, alışagelmiş “polis” tiplemesinin dışında, farklı bir duruş sergiliyordu.


Yurdakul’u dinlediğimde “ya bu memlekette, sivil anlayışlı, halkı kucaklayıcı, sağduyulu polisler de varmış”diye düşünmedim değil.


Yani Gaffar Okan, Recep Güven gibi polis memurları gerçekliğinden sonra “Umüt Yurdakul, neden bir üçüncüsü olmasın ?” diye düşündüm.


Bu düşünceler arasında yoğunlaşırken, meslektaşlarımızdan birinin “sayın müdürüm, polis ve halk arasındaki orantısız güç olayı hakkında ne düşünüyorsunuz, yeni bir projeniz olacak mı?” sorusuyla tekrar masaya döndüm.


Çiçeği burnunda, akademi çıkışlı,yani mektepli olan genç müdür,bu soru karşısında şunları söylüyordu “inan bu olay bizleri de düşündürüyor.bunu tüm içtenliğimle söyleyeyim ki,kimi zaman oluyor ki,toplumsal olaylar sırasında,sivil giyimli memurlarımız,müdürlerimiz,amirlerimiz dahi polislerin yönelmelerinde nasiplerini alıyor ve kafaları kırılanlar,tazyikli suya hedef olanlar,taşla yaralananlar oluyor.yani o anki ruh hali ve psikolojik bir durum”


Ümüt yurdakul’un bu anlatımlarında haklı olduğu birçok nokta ebetteki vardı.


Oysa bu  söylem, polise “rast gele sağa sola ateş açın, önünüze kim gelirse gaz bombalarıyla vurun, küfür edin,bağırın,dövün,intikam duygularıyla davranın ” hakkını vermez.


Yani haber yapmak için, görevin başında olan Adil Harmancı’nın kafasının yarılması yetkisi vermez.


Yaşlı kadını yerlerde sürükleme, kucağında bebeği ile yolda yürüyen kadının üzerine panzeri sürme yetkisini vermez.


Sayın müdür’ün bu emirleri verdiğine inanmıyorum ve bunu idia eden söylemlerin de doğru olmadığını söylüyorum.


Ancak, o kahvaltıda gazetecilere sivil bir profil çizen sayın müdür ve ekibini bilgilendirmek üzere,tanık olduğum ve duyduğum bazı söylemleri paylaşmak istiyorum.

1- Sayın Yurdakul, özellikle toplumsal olaylarda,yani miting,yürüyüş,basın açıklaması gibi etkinliklerde,kolluk kuvvetlerinizin saflarında yer alan kimi sivil giyimli kişilerin ,eyleme katılan özellikle kadınlara,küfürler savurduğunu duyuyoruz.(Eylem alanında bulunan,ya da orada geçmek zorunda olan bu insanlara küfreden kişilerin,kimler ve ne amaçla bu davranışı sergilediklerini bilmek istiyoruz)



2-
Kimi personeliniz, Üstlerine giydikleri üniformalar ve kullandıkları devletin aracıyla, kendilerine farklı ve Ayrıcalı bir misyon biçiyorlar,olağan durumlarda dahi ,üstlerindeki üniformaları ve kullandıkları resmi araçların verdiği güvenle hak ihlalleri yapıyorlar.(özellikle,Trafik,asayiş,güvenlik birimleri)



3-
Kent esnafı, işyerlerinin kapısına rastgele park eden zırhlı ve normal resmi araçlardan dolayı, müşterinin dükkâna girmemesinden şikayetçi ama bu durumu personelinize ilettiği zaman azar işitiyorlar.



4-
Kentte meydana gelen toplumsal olaylarda, sapla saman bir birine karışırken, kimi polisleriniz bunu fırsat bilircesine, orantısız güç kullanıyor ve güvenlik şeridi oluşturulmadığından, yolda geçen her kes bu orantısız gücün hedefi oluyor.


5-
Polisin fiziki yönelmeler sırasında, sıktıkları biber gazı ve tazyikli sudan, çocuklar, yaşlılar, hastalar etkileniyor ve kimi zaman hastanelik oluyorlar. Yere düşen çocuklar tekmeleniyor, yerlerde sürükleniyor, kafaları ,gözleri yarılıyor ama kimi personeliniz ,sokaklara düşen bu acı tablo karşısında nispet yaparcasına kahkaha atıyor.



6-
Her toplumsal olay sonrasında birçok meslektaşımızın ya kameraları kırılıyor, ya başı yarılıyor, ya kolu veya bacağı kırılıyor (Adil Harmancı olayında olduğu gibi),ama henüz bunun için bir önlem alınmış değil.



7-
Özellikle sivil plakalı ve sivil giyimli memurlarınızın seyir halindeyken,sollamalar ve yol verme  gerekçeleriyle,araç sürücüleri ve yayalara yönelik tutumları,taciz ve hakaretleri kent genelinde ciddi sorunlar yaratıyor.(Araçlarda inen kimi sivil giyimli personeliniz.araç sürücüleri ve yayaları durdurarak,önce silah ve telsizlerini göstermeleri ,sonrasında da hakaret etmeleri anlaşılır değil)



8-
Son bir noktayı belirterek sizinle paylaştığımız gözlerimize son noktayı koyalım.Büyük şehir olma statüsüne kavuşan ve turizm alanında umut vaad eden kentimizin ana arterleri ve merkezi caddelerinde koşullandırılan (panzer,Toma,trafik araçları vs.) gibi polis araçları kentte bir kaos halini çağrıştırıyor.insanların her köşe başında bir polis aracını görmesi çok da iç açıcı bir görüntü oluşturmuyor.


Biz bunları gördük ve duyduk. Sanırım sizin de kulağınıza bu duyumlar gelmiştir.


Daha on beş gün öncesinde, aynı masada bir araya geldiğimiz, sivil bir hava yaratan ve nezaket kurallarının üst çizgilerinde bir duruş sergileyen Siz emniyet müdürü ve ekibinizin bu gözlemlerimiz karşısında yeni bir durum değerlendirmesi yapacağınızı ümit ediyoruz.



Nede olsa, güç ve iktidar ancak toplumsal çıkarlar adına kullanıldığı sürece anlaşılır kabul edilir. aksi hallerde, sadece (kin, nefret, öç alma ve iktidarın çıkarlarını koruma)için hayata geçirilen davranışların başarıya ulaşamayacağını bizler kadar sizlerde biliyorsunuz.

Çünkü geçmişte hayata geçirilen bu davranışlar sadece toplumsal kutuplaşmaları ve ayrışmaları yarattı.

Çünkü öç alma duygusuyla hayata geçirilen önlemler, çözümden ziyade çözümsüzlüğü yarattı.


Ancak ve ancak karşılıklı analyış, sahiplenme, yakınlaşma ve bir arada yaşayabilme duygularıyla, bir birimi anlayabilir ve görev ve sorumluluklarımızı yerine getirebiliriz.


Sözlerimi, Xaçort’un bir sokak arasında TOMA aracına taş atan ve daha sonra TOMA aracı çamura saplandığında, aynı araca taş atan çocukların,o aracın çamurdan çıkması için gerisin,geriye el birliğiyle nasıl yardım ettikleri olayını sizlere hatırlatarak tamamlayayım.