Sarıgül'ün arkasında kimler var

Reha Muhtar, Deniz Baykal’ın Mustafa Sarıgül’e karşı çıkmasının gerçek nedenini yazdı.

VAN 24.10.2013 13:32:02 0
Sarıgül
Tarih: 01.01.0001 00:00

Reha Muhtar vatan gazetesindeki bugünkü köşe yazısında Deniz Baykal’ın Sarıgül’e ilişkin sert sözler söylemesinin arka planını yazdı.

Muhtar, Baykal’ın bazı odakların Sarıgül üzerinden kendisine operasyon yapıldığını düşündüğünü belirterek “Baykal o çevrelerin kendine operasyon yaptıktan sonra şimdi de “yeni bir dizayn” peşinde olduklarını düşünüyor” diye yazdı. Baykal’ın Sarıgül’ün şahsıyla bir problemi olmadığını ifade eden Muhtar, “Sarıgül‘ün şimdi arkasında olan ve zamanında Baykal‘a seks kaseti operasyonu yaptığını düşündüğü çevrelerle olan kavgasıdır” dedi.

İşte Muhtar’ın o yazısı:

Baykal’ın kendisine seks kaseti hazırlayanlara karşı; Mustafa Sarıgül üzerinden yaptığı savaş...

Deniz Baykal, Mustafa Sarıgül’den hiç haz etmiyor...

Onu CHP’ye yeniden sokmamak için elinden gelenden de fazlasını yapıyor...

Dün Talat Atilla imzalı bir haber düşüyor internet sitelerine...

Meclis’teki odasında parlamento muhabirlerini, kayıt dışı bir sohbette (off the record) kabul ediyor Deniz Baykal...

Mustafa Sarıgül için o sohbette o kadar gazetecinin önünde “CHP’ye katılırsa, CHP’yi bozar” diyor...

Yetmiyor “CHP çapulcu partisine döner” ifadesini kullanıyor...

Gazeteciler sözlere heyecanlanınca “bu sohbet kayıt dışıdır hatırlatırım...” şerhini düşüyor...

Oysa ben Deniz Baykal’la çok defa, çok uzun sohbetler yaptım...

Baykal, kendi düzeyindeki bir politikacıdan beklenmeyecek kadar “açık sözlü, çarpıcı” laflar eder kayıt dışı konuşmalarında...

Fakat Baykal‘ın konuşmaları kayıt içi de, kayıt dışı da, olsa “sert ve kırıcı üslup” içermez...

- “CHP çapulcular partisine döner“ gibi laflar Baykal‘ın lafları değildir...

Kayıtla ilgili değil bu mesele...

Birisi hakkındaki konuşma üslubu bu değildir Baykal‘ın...

Lafın nereye gideceğini bilecek kadar tecrübeli, boş bulunmayacak kadar tedbirlidir...

Tanıdığım Deniz Baykal bu sözleri “taammüden, bilinçli, hesaplı, planlı ve amaçlı” söylemiştir...

Lafların “çarpıcı etkisi de, kayıt dışı ifade edilmiyor gözükmesi de” planlanmıştır...

AKP; Mustafa Sarıgül’ün “CHP’ye katılıp İstanbul Belediye Başkanı adayı olmasını istemiyor...”

Seçimlerde İstanbul çok önemli ve İstanbul’da bir “sürpriz” en son isteyeceği şey AKP’nin...

CHP’ye gelince;

Gönlünde İstanbul aslanı yatan bir sürü politikacı var bu partide...

Fakat hepsinden öte, Sarıgül‘ü “büyük bir mesele yapan” bir Deniz Baykal var...

Gürsel Tekin’in İstanbul adaylığının arkasında Deniz Baykal’ın yüreklendirici konuşmalarının olduğunu düşünüyorum...

Herkes Deniz Baykal’ın; Mustafa Sarıgül’ün önünü kesme nedeninin, kendisiyle girdiği ve sonra ihraç ettiği genel başkanlık yarışı olduğunu zannediyor...

Oysa kazın ayağı öyle değil...

Deniz Baykal; Sarıgül üzerinden kendisini CHP Genel Başkanlığı’ndan düşürdüğünü düşündüğü çevrelere karşı ölümüne bir savaş açıyor...

O çevreler Baykal‘a göre, kendisini düşüren çevreler...

Baykal o çevrelerin kendine operasyon yaptıktan sonra şimdi de “yeni bir dizayn” peşinde olduklarını düşünüyor...

Dışarıya söylemiyor...

İçinden geçen haykırış şu;

- “CHP’yi size yedirtmem...”

SARIGÜL’Ü KİMLER İSTİYOR?.. BAYKAL’IN ONLARLA ALIP VEREMEDİĞİ NE VAR?..

Deniz Baykal’ı CHP Genel Başkanlığı’ndan eden seks kaseti yayınlandığında “tecrübeli bir politikacı” olarak Baykal kimseleri açıktan suçlamadı...

Kimseleri isim vererek “sorumludurlar” diye ilan etmedi...

Baykal başlarda bu işin sorumlularını bilmiyor gözüküyordu...

Oysa bu ihtimal akıl dışıydı ve mantıksızdı...

Baykal gibi, 50 yıldır CHP politikasının içinde olan bir “kurt”un bunu “bilmemesi, anlamaması, çözememesi, deşifre edememesi” mümkün değildi...

Aslında kimlerin olmayacağını söyleyerek, kimlerin olabileceğini işaret etmişti Deniz Baykal...

Hakkındaki kuşkuları dağıtırcasına Fethullah Gülen ve cemaatini olumlu taraftan işaretledi...

Onlara teşekkür etti ve onların olmadığını ima etti...

Konu; CHP Genel Başkanı’nın “seks kasetiyle” düşürülmesi olayı olunca şüpheler ister istemez, AKP iktidarını, istihbaratı ve bu dünyaların etkilediği çevreleri akla getiriyordu...

Şüpheler, bir şekilde AKP bağlantılı çevreler üzerinde yoğunlaştı durdu...

Baykal bunlara ses çıkarmadı...

- “Hayır onlar da değil” deseydi, kontrpiyede kalacağının farkındaydı...

“Kendi partisine yakın çevreler tarafından düşürülen lider” imajı ve şayiası, Baykal’ın karizmasını hepten çizecekti...

Biraz konuştu, ama fazla girmedi bu topa...

Oysa bal gibi biliyordu ki Baykal;

AKP ve hükümete yakın çevreler “kendisine mümkün değil böyle bir komplo hazırlamazlardı...”

Deniz Baykal hiç zorunlu olmadığı halde, anayasayı değiştirmiş ve Türkiye’nin yeni Başbakanı’nı belirlemişti...

“Milletvekili seçilemeyen Tayyip Erdoğan’ın seçilmesini sağlayarak, Başbakanlığı’nın önünü açmıştı...”

Politikada böyle anlar hayatta sadece bir kez olurdu...

O “bir kez”lik favörü tereddüt etmeden Tayyip Erdoğan’a yapmıştı Deniz Baykal...

Rakibi de olsa Tayyip Erdoğan’ın bunu hiçbir zaman unutmayacağını, “onu; gururunu böylesine kıracak bir hamleyle düşürecek bir operasyonu, yakın çevresine hiçbir şekilde yaptırtmayacağını, buna zinhar izin vermeyeceğini” adı gibi biliyordu...

“Mahkum olmuş Tayyip Erdoğan’ı milletvekili seçtirmemek demokrasiye ayıptır” demişti Baykal...

Tayyip Erdoğan’la Baykal arasında sadece iki kişinin bilebileceği, zımni bir gönül köprüsü vardı...

Hayat böyleydi çünkü...

Siyasi değil; insaniydi...

Peki o zaman ne?..

Hükümet yapmadıysa, Fethullah Gülen cemaati değilse, kim yapmıştı; Deniz Baykal’ı CHP liderliğinden düşüren seks kaseti operasyonunu?..

Bir gazeteci elinde “açık belgeleri” olmadan bilse de, hukuki nedenlerle bu cevabı yazmaz...

Baykal’ın politikacılığı 55 yıla yaklaşıyorsa, benim gazeteciliğim de 35 yıla yaklaşıyor...

“Kesin kanıtlarını elimde açık açık tutmadığım bir olayda” ne bilirsem bileyim, ben “şunlar yaptı bu kaset operasyonunu” demem...

Ama şöyle söyleyebilirim...

“Deniz Baykal kendisine o kaset operasyonunu yapanların, bugün Mustafa Sarıgül’ü CHP’nin başına monte etmeye çalıştıklarını düşünüyor...

Onların aynı kişiler olduğu inancını taşıyor...”

Baykal’ın Sarıgül‘le kavgası, gerçekte Şişli Belediye Başkanı’yla yaptığı bir kavga değil...

Savaş; Sarıgül‘ün şimdi arkasında olan ve zamanında Baykal‘a seks kaseti operasyonu yaptığını düşündüğü çevrelerle olan kavgasıdır...

O paralı ve pahalı sırtı kalın çevrelerin; seks kaseti operasyonunun bizzat mimarı olduklarını nereden biliyor dersiniz Deniz Baykal?..

Tahmin mi ediyor sadece?..

İnanabilir misiniz böyle olabileceğine?..

Mesela “devletin istihbarat birimlerinin tepeleri, ellerindeki seks kaseti operasyonunun gizli bilgilerini geçmişte Başbakan’a çok iyilikleri dokunmuş eski bir dostla paylaşmış olabilirler mi acaba?..”

Geçmişte yapılmış bir favör, bu olayda kendi çapında mütevazı bir jestle bir miktar karşılanmaya çalışılmış olabilir mi?..

Acaba Başbakan Tayyip Erdoğan talimat verip “bu olayı bütün detaylarıyla ortaya çıkartın ve mağduru her konuda bilgilendirin” demiş olabilir mi birilerine?..

- “Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye katılması CHP’yi bozar...”

Ne demek istiyor acaba Deniz Baykal?..

Kaset operasyonu yapanlar “Şimdi de Sarıgül’ü getirmek istiyor...” diyor olabilir mi?..

“Bu operasyonlarla dizayn edilen CHP, bozulur, çapulcu partisine döner” demek ne demek?..

Çoğu kişi dün Gezi Parkı’ndaki “çapulcu” sıfatını hatırlayarak Baykal’ın sözlerinin “iltifat” olabileceğini söyledi...

Oysa acaba; Gezi Parkı’ndaki protestocu “çapulculara!!” mı?..

Yoksa “seks kaseti skandalının mimarlarına mı” edilmiş bir söz o?..

Ne dersiniz...

Sizce hangisi...

Kiminle hesaplaşıyor Deniz Baykal?..