Sana 'Yeni Türkiye'ni kurdurtmayacağız Bay Fuller!

Cengiz Sözübek

VAN 30.07.2015 12:31:53 0
Sana
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Sevgili Graham Fuller,

Seni “devlet” 2010’larda bir dizide ortağın Paul Henze ile birlikte harmanlanarak yaratılan Aron Feller karakteriyle topluma ifşâ etmeden çok daha önce seni tanıyorduk. Hakkını vermeliyiz, sen bizi bizden çok daha iyi tanıyordun; edebiyatımızı, türkülerimizi, tarihimizi ve özellikle de eski devletin genlerini.

12 Eylül-90’lar-28 Şubat-Ergenekon-7 Şubat/17-25 Aralık silsilesinde matruşkanın en derinlerinde gizlensen de, sofistike istihbarat savaşlarının en “temiz”i olan açık istihbaratla karşımıza çıkmaktan çekinmedin: Kemalizm’in yıkılacağından ve yıkılması gerektiğinden, İslâmcıları muhalefette tutmak yerine iktidar yaparak ellerinde sihirli değnek olmadığını göstermekten, 12 Eylül’le kurguladığınız paralel islâmın ABD derin devletindeki vize sorunlarını “tanırım, iyi kâinat imamıdır” diyerek halletmekten ve tüm dünyaya gerçek islâm diye pazarlayarak yataklık etmenize kadar… Adeta kaybedeceğini bildiği hiçbir savaşa girmeyen tanrısal bir iddia ile kartlarını açıkça oynadın.

Kemalizm yıkılacaktı; selefin demir lady’nin küresel sisteminin kurulabilmesi için yıkılmalıydı, hem zaten daha önceki selefin Churchill’in bu topraklara attığı kördüğümün târihin ve sosyolojinin kılıcıyla çözüleceğini bildiğinden, yeniyi yâni isim babası olduğun Yeni Türkiye’nin mimarisini çizerken eski’nin hafriyat işlerini de taşeronun paralele ihale ederek üstlenmiştiniz.

Asker haddini bilmeliydi; meslektaşın, yoldaşın ve kurumdaşın Soros’un “TSK, Türkiye’nin en iyi ihraç kalemidir” aforizması senin Yeni Türkiye’nde paralel komuta kademesine havale edilecekti. Son yüz yıldır devlete yaptığınız en sofistike saldırı olan paralel devlet yapılanması, bu ülkenin genel kurmay başkanından “terör örgütü lideri” çıkartabilecek güce dahi ulaşmıştı. Sanal düşmanlıklarla meşruiyet ve muafiyet kazanan “yurtta statükocu cihanda ılımlı NATO’cu” eski askerler gidecek, “yurtta ve cihanda otoriteci” yeni kurşun askerler gelecekti.

Otoriteden izin alan devlet aklı akamete uğramamalıydı; ABD derin devletinin bir kanadının içimizdeki İngilizlerolarak gördüğü sen yani senin şahsındaki Anglo-Sakson akıl ve bu aklın tetikçisi Yahudi sermayesi otoriteniz, İslâmcılığın ve AK Parti’nin içerisine eklemlediğiniz “gül&en” kanadının Erdoğan’ın elini kolunu bağlayacağını ve direnirse de tasfiye edileceğini planladınız. Amerika devleti de dahil tüm devletlerin gücünün zayıflatılarak inşa edeceğiniz devletler üstü ve devlet tanımayan küresel finans kapital kurgunuza, 2008 yılında yine (eski’yle karıştırdığınız ve yeni yeni tanımaya başladığınız) yeni devletin bir refleksi olarak “Erdoğan Operasyonu” kitabıyla deşifre edildi.

Devleti o kadar köşeye sıkıştırdınız ve Ergenekon günlerinde o kadar pervasızca parmak izi bıraktınız ki; devlet’in en iyi bildiği tarihî hilâl harekâtındaki kadim refleksinin şiddetinin bu ölçüde olacağını tahmin bile edemediniz. Devlet’in son var kalma refleksinin Erdoğan’ın şahsında tecessüm etmesi nihayetinde fâni olan birisine bağlanmasıyla “altın vuruş”unuz için iştahlandırırken, devletin son mühimmatını harcatmayacağını ve bedeli ne olursa olsun tüm kanatlarıyla savaşacağını da tecrübe etmiş oldunuz.

Bu savaşınızın cepheleri tüm devlet’lerdi; 90’larda Rusya’daki oligarklar (Rus TÜSİAD’ı ve Yahudi sermayesi konsorsiyumu) üzerinden ele geçirdiğiniz Rusya’yı, Rusya devletinin Putinizm refleksleriyle kaybettiniz. Soros ağı ve İngiliz-BBC üzerinden çıkan diktatör Putin tezviratı da, Putin’in Rusya’yı oligarklarınızın elinden alıp eski meslektaşları ile birlikte yönetmesinin verdiği derin acının dışa vurumuydu. Aynı mahreçlerden aynı retoriklerle “diktatör Putin”e eklenen “diktatör Erdoğan” tazyikleri de, Erdoğan-Putin şahsında şekillenen Türk-Rus devletlerinin var kalma reflekslerine yaptığınız saldırıların işaretiydi. İkisinden birisi düşerse diğeri de fazla dayanamazdı; ilave olarak ise Erdoğan düşerse, Arap Baharı sonrası kaybettiğiniz ve zorbalıkla geri aldığınız mevziler artık tamamen tahkim edilecekti.

Ve senin Yeni Türkiye sevdan ve 2015’e dair kehanetlerin;

7 Haziran’da “Selocan” projesiyle barajların yıkılarak başlanan ve AK Parti’de “gül&en” devrimiyle devam etmesi planlanan iç müdahale, dışarıda ise PKK üzerinden çözüm sürecinde ipleri devletin elinden alıp “Selocan”a bırakmayı ve IŞİD üzerinden “teröre destek veren devlet/lider” ile Erdoğan’ın gücünün zayıflatılması.

Küresel bir PR ile “ilkel IŞİD’le savaşarak insanlığı kurtaran PKK” projeni, içeride HDP-Selocan destekli ve Derwish zihniyetli AK Parti-CHP Koalisyonu ile süslemek istedin. Kaybettiğin Barzani-Öcalan’ı “Sempatik Selocan”la dengelemek, İngiliz-alman ortak stratejisiyle Kuzey Irak-Kuzey Suriye-Rojava üzerinden kantonlarla kürt petrollerine çökmeyi son bir umut olarak denedin.

Küresel finans kapital olarak Çin-Hind’i büyük ölçüde teslim almışken; ABD devletinin Ortadoğu’dan Uzak Asya’ya geçiş kararıyla birlikte Ortadoğu’da doğacak boşluğu “Hangi Yeni Türkiye”nin dolduracağı ile ilgili müthiş bir savaşın tam ortasındayız. 1960 darbesinden 2.Irak savaşındaki Tezkereye, 28 Şubat’tan “Erdoğan Operasyonu”na kadar şahit olduğumuz İngiliz(küresel finans kapital)-Amerikan(küresel devletler sistemi) yarılmasının en şiddetli haline geçerken; devlet’in ve devletler sisteminin son bir karşı manevrasıyla karşılaştınız..

Devlet açık komplonuza açık cevap verdi: İngiliz-alman konsorsiyomuyla ve onların taşeron örgütlerinin (paralel dahil) hepsiyle aynı anda savaş.

Bu savaşın galibi kim olacak?

Ömer Muhtar’ın İtalyanlar için söylediği “belki onları hiç yenemeyeceğiz; ama çocuklarımız okuyabilirse, İtalyanlar da bizi yenemeyecekler” sözünden mülhem:

Sana Yeni Türkiye’ni kurdurtmayacağız bayım.