Samimiyet İçin, Şimdi Öz Eleştiri Yapmanın Zamanıdır

Evet, bize göre bizler birey ve/ya toplum olarak kendimizde olan yanlışları görmeyiz. Biz her zaman doğruyuzdur. Etrafımızdaki insanların yanlışlarını çok çabuk görür kınarız, ama asla kendimize dönüp bakmayız. Kendimizi öz eleştir

VAN 8.04.2013 12:36:24 0
Samimiyet İçin, Şimdi Öz Eleştiri Yapmanın Zamanıdır
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

ABDURRAHMAN ALMAZ / evrenselvicdannsesi

Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez ve Allah insanlara (kendi kötülüklerinin bir sonucu olarak) bir felaket tattıracağı zaman hiçbir şey bunun önünde duramaz: çünkü onların, kendilerini O'na karşı koruyabilecek kimseleri yoktur. (Rad suresi 11 ayeti)

Evet, bize göre bizler birey ve/ya toplum olarak kendimizde olan yanlışları görmeyiz. Biz her zaman doğruyuzdur. Etrafımızdaki insanların yanlışlarını çok çabuk görür kınarız, ama asla kendimize dönüp bakmayız. Kendimizi öz eleştirilerden hep uzak tutarız, başkalarının bizi eleştirmesine tahammül edemeyiz. Peki, bu şekilde insan hatalarını düzeltebilir mi? elbette düzeltemez?.

***

Kürd sorununun en yoğun yaşandığı Kürdistan coğrafyasında, gerek Kürdistan, gerekse İslam adına mücadele vermiş hareketlerin temel problemleri söylem ve eylem çatışması içinde hem milleti hem de kendilerini harcamış olmaları gerçeğidir.

Son Kürd isyanı adı verilen, ancak egemenlerin bir koordinasyonu olan PKK'nin etrafında kenetlenmiş samimi Kürdistan gençlerinin ortaya koyduğu bağımsızlık mücadelesi lider kültü etrafında meşru zeminini kaybetmiştir. Ayrıca mücadele sürecinde açıklanamayan çok kirli ilişkilerin yanı sıra affedilmeyecek hatalar işlenmiş, Kürdistan'ın haklı bağımsızlık mücadelesi çıkmaz sokaklara düşürülmüştür.

Aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında İslam adına çıkmış hareketler de İslam adına çıktıkları halde, bir takım şaibeli ilişkiler ve lider kültünden kaynaklı olarak, hem PKK sempatizanlarına hem de kendi içindeki muhalif sesleri susturmaya yönelik bir takım affedilemez hatalar işlemişlerdir.

Adına barış süreci dedikleri ve Öcalan’ın mektubu ile büyük ivme kazanan bu süreçte, Kürdistan coğrafyasında bulunan siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının bir ittifak arayışında oldukları gözlenmektedir.

İnsanlar olarak hepimiz zaman zaman hatalar işleriz. Bazen zulmederek bazen de zulme sessiz kalarak zalimlerden oluruz. Burada aslolan dönüp arkamıza baktığımızda insanların yüzüne bakabilecek yüzümüzün olup olmadığı gerçeğidir.

Kendi geçmişleriyle yüzleşmeden, Kürd halkına yaşattıkları zulümlerin ve haksızlıkların hesabını vermeden, dahası zulmettikleri insanlardan özür ve helallik dilemeden, geçmişte birbirleriyle çatışarak binlerce Kürdü birbirine düşman ettikleri halde, bunun bir hata olduğunu kabullenmeden ve bunu kendi tabanlarına anlatmadan, ortaya konulacak hiç bir ittifak Kürd milletine güven vermeyecektir.

Bu anlamda Kürd/Kürdistan paradigması etrafında bir dayanışma ortaya koymak isteyen Kürdistanî her oluşum kendi geçmişiyle yüzleşmeli, hatalarını kabul etmeli, geçmişteki kirli ilişkilerinden kaynaklanan zarar ve ziyandan dolayı Kürd milletine hesap verebileceği bir mekanizma geliştirerek işlevselleştirmelidir...

Unutulmamalıdır ki; süreç içerisinde şeffaflığı olmayacak, geçmişi kirli ve şüpheli birlikteliklerin başarı şansı ve/ya güvenirliliği olamayacaktır!..

Bugün Kürdistan adına bileşen oluşturanların yapabileceği en güzel şeylerin başında geçmişleriyle yüzleşmek olacaktır.

Kürd hareketinin sol kanadını oluşturan BDP/PKK/DTK bu kırk yıllık süreçte siyasi, politik ve silahlı mücadele sonucunda söylemlerinden ve eylemlerinden kaynaklı olarak zarar gören Kürdistan milletinden özür dileyerek kendi geçmişleriyle yüzleşerek kendi milletine demokrasi adına hesap verebilecekleri bir komisyon ortaya çıkarmalıdırlar.

Aynı zamanda bölgede İslamcılığı üstlenmiş HİZBULLAH/HÜDA-PAR ve diğer İslamcı bileşenler de geçmişleri ile yüzleşmeli ve kendi milletlerine hesap verebilme erdemini ortaya koyabilmelidirler.

Gerçek şu ki; bu süreçte Kürdistan da kürdlere yönelik imha, inkâr ve asimilasyon projelerini yoğun bir şekilde ahlaksızca ve çok zalimce uygulayan işgalci devlet, yaptığı katliam, sürgün ve sindirme politikalarının birçoğunu bizatihi devlettin derin güçleri ve/ya farklı güçler ile geliştirilen bu kirli ilişkiler üzerinden işlenmiştir.

Bu sebeple Kirli ve güven kaybı oluşturmuş geçmişler üzerinden inşa edilmeye çalışılan Kürdistanî birliktelikler veya Kürdistan gerçekliği etrafında bütünleşme çabaları bu yüzleşme ve hesap verebilme ahlakı/erdemi ortaya konulmadan hiç kimseyi nihai başarıya götüremeyecektir.

Kirli geçmişler üzerinden inşa edilmek istenen Kürdistanî düşünceler, Kürdistan ve Kürd milleti için gelecekte bir güven sorunu olarak yeniden karşımıza çıkacak ve belki de daha büyük acıların yaşatılmasına sebebiyet verecektir..

O yüzden samimiyetle Kürdistan'ın bağımsızlığı için mücadele etmeyi şiar edinecek her kesin/kesimin Kürd milletine karşı öz eleştirisini vermesini insani/vicdani/ahlaki bir sorumluluktur.

Bu öz eleştirimizi önce Allah’a yönelip tövbe ederek, yüzümüzü milletimize ve mazlumlara dönerek, onlara samimiyetle hesap vermeli, özür, helallik ve af dilemeliyiz.

Bu şekilde bir yöneliş hiç kimseden bir şey eksiltmeyecek, aksine kaybedilmiş güvenin yeniden inşası için büyük bir fırsatı ortaya çıkararak Kürdistan'ın özgürlük mücadelesinin güçlü bir temel üzerinden yeniden yükselmesini sağlayacaktır…

***

Gerçek şu ki;”Bir topluluk kendinde olanı değiştirmedikçe, Allah da o toplumun durumunu asla değiştirmeyecektir.

***

Çocuk, babasından kendisini parka götürmesini ister. Babası götüreceğini söyler. Ancak gazetede çizili olan dünya resmini, yırtıp parçalar ve çocuğa “eğer bunu birleştirirsen hemen gideriz” der. Babaya göre çocuk bunu başaramaz. Bir süre sonra çocuk babasına “tamam baba birleştirdim hadi gidelim” der. Baba şaşırır. Bunu nasıl yaptığını sorar. Çocuk şöyle der. “yırttığın dünya resminin arkasında insan resmi vardı. İnsan resmini düzeltince, dünya da düzeldi.” Evet, insan düzelince dünya da düzeliyor.

 Bir şeyler değişecekse bu ancak bizlerin değişmesi ile mümkün olabilecektir...

Allah'a emanet, Xuda hafız...