Salak'lar ve asalak'lar, medeniyet ufku'ndan ne anlar!

Yusuf Kaplan

VAN 16.06.2014 11:02:02 0
Salak
Tarih: 01.01.0001 00:00

Bendeniz, 'medeniyet ufku' diyorum, adam, 'komplocu!' diye yaftalıyor beni!

Oysa komplocular da, komplo karşıtları da aynı çanaktan su içerler!

KOMPLOCULAR SALAK, KOMPLO-KARŞITLARI ASALAK'TIR!

Komplocular, toplumların iradelerini yoksayarlar. Komplo karşıtları ise, içinde yaşadıkları ülkelerdeki halkların özgür bir iradeye sahip olduklarını sanırlar.

Ama komplocular da, karşıtları da aynı yerde durduklarını göremeyecek kadar zihin körü olduklarını kavrayamazlar.

Kavrayamazlar çünkü komplocular salak'tır; sözümona 'ateşli komplo karşıtları' ise asalak!

Komplocuların ciddiye alınacak bir tarafı yok. Asıl marazî tipler, komploculardan ziyade, ateşli komplo karşıtlarıdır. Bunların bir kısmı uluslararası şebekelerin maaşlı köleleridir; bir kısmı ise zihin körlüğü yaşadıklarını bile göremeyecek kadar 'konjonktürlerin fahişeleri', zavallı kişiler...

Ateşli komplo karşıtlarına göre, liberalizm, özgürlük tanrısı! Sekülarizm, mutluluk ve refah tanrıçası! Kapitalizm, insanlığa zenginlik, eşitlik, adalet dağıtan yeni Zeus!

Ateşli komplo karşıtlarına göre, dünyadaki bütün ülkelerin halklarının kendi özgür iradeleri var! Bu ülkelerin halklarının özgür iradelerini hiçe sayarak 'dış düşman' aramak aptallık!

'EN KARANLIK YÜZYIL'

Çin bağımsız mı şimdi? Kapitalizm tarafından yutulan ve mankurtlaştırılan Çin gibi derin medeniyet tecrübesine sahip bir dev'in bağımsız olduğundan sözedenler ya salaktır ya da asalak.

Ortadoğu bağımsız mı? İngilizler tarafından lime lime edilerek 24 parçaya bölünen, petrodolarla, diktatörlerle, darbecilerle yönetilen Ortadoğu Arap dünyasının bağımsızlığından, halklarının özgür iradelerinden sözedenler ya salaktır ya da asalak!

Bütün zengin doğal kaynakları İngiliz, Fransız, Portekizli, Alman, Hollandalı ve Belçikalı haydut sömürgeciler tarafından talan edilen, yağmalanan ve açlığa mahkûm edilen Afrika ülkelerinin halklarının özgür iradelerinden sözeden adam ya salaktır ya da asalak!

Bugün, kadim Amerika medeniyetlerinin yerinde yeller esiyor.

Dünyanın en zengin doğal kaynaklarına sahip Afrika, açlığın, çatışmaların pençesinde inim inim inletiliyor!

Tarih felsefecisi Pitirim Sorokin, '20. Yüzyıl, insanlığın en karanlık yüzyılıdır' derken tam da bu sömürgecilik, emperyalizm ve seküler-kapitalizm barbarlığına dikkat çekiyordu.

İNSANLIĞIN YAKASINDAN DÜŞÜN!

İnsanlığın insanca bir dünyada yaşayabilmesinin tek yolu var: Batılıların insanlığın yakasından düşmeleri! Derhal kendi fizikî coğrafyalarına çekilmeleri... Afrika'nın, Asya'nın, Ortadoğu'nun, Balkanların, Kafkasların halklarının kendi kaderlerine kendilerinin karar verebilmelerinin önündeki küresel engellere, emperyalist oyunlara derhal son vermeleri...

Bugün İslâm dünyası iki asırdır bağımsızlığını tam anlamıyla yitirmiş durumda. İslâm dünyası, bağımsızlığını Batılıların sömürgeci ve emperyalist saldırıları nedeniyle yitirdi.

Bağımsız olmayan bir dünyanın halklarının özgür iradelerini kullanmalarını istemek, en hafif ifadeyle, bu insanlarla dalga geçmektir!

Ortadoğu, bağımsız değil ve sömürgeciler tarafından çizilen sınırlarla ve sorunlarla kıskaca alınmış durumda. Batılılar, bölge üzerindeki hâkimiyetlerini, kendilerinin kurdukları kukla rejimlerle ve diktatörlerle sürdürüyorlar!

Bu nedenle, bölgeyi istedikleri şekilde karıştırabiliyorlar. Bölgedeki mezhep, etnisite, aşiret farklılıklarını istedikleri zaman, istedikleri şekilde kaşıyıp kışkırtabiliyorlar ve bölgeyi yangın yerine dönüştürebiliyorlar.

BATILILAR, MAŞALARI VE TÜRKİYE'NİN DİRENİŞİ...

Türkiye'nin dışında hiç bir dünya gücü, modern ve postmodern sömürgeci haydutlara 'dur!' diyebilecek tarihî derinliğe, irfanî derinliğe ve medeniyet tecrübesine sahip değil.

Batılılar, 500 yılda dünyayı savaşların, çatışmaların eşiğine sürüklediler. Bütün medeniyetlerin kökünü kazıdılar.

Batılıların insanlığa, insanlığın medeniyet birikimine yaptıkları bu saldırıyı, ancak Türkiye gibi, tarihî derinliği, irfanî derinliği ve medeniyet tecrübesi güçlü aktörlerin bütün medeniyetlere hayat hakkı tanıyan, yeniden hakikat medeniyetini insanlığa sunacak köklü ve uzun soluklu bir yolculuğa soyunması sona erdirebilir.

Türkiye'nin etrafının ateş çemberiyle sarılmasının nedeni, Batılıların, Türkiye'nin insanlığın son adası olabilecek medeniyet yolculuğuna soyunabilecek emareler gösterdiğini çok iyi görmelerinden kaynaklanıyor.

İngilizler tarafından yol haritaları çizilen Suudilerin finanse ettikleri Selefilerle, İran'ın önü bu yüzden inanılmaz bir şekilde açılıyor.

Türkiye'nin sözkonusu tarihî rolünü yeniden oynamasını önlemek amacıyla Türkiye hem içeriden hem de dışarıdan kuşatılıyor.

KARAMSARLIĞA GEREK YOK; MODERN TARİHTE İLK DEFA ÖZNELEŞTİK

Burada karamsar olmaya gerek yok. Tam aksine.

Zira Batılılar, Türkiye'nin gelişine ve İslâm dünyasını yeniden toparlama yürüyüşüne bakarak geliştiriyorlar bütün stratejilerini.

Bu, özelde Türkiye'nin, genelde ise İslâm'ın son iki yüzyılda ilk defa yeniden özne konumuna yerleştiğini gösterir.

O yüzden Türkiye'nin büyük hata yapmaması, Batı ittifakını doğrudan karşısına almaması ama kendi tarihî yürüyüşünü önce dalga-kıracak sonra da dalga-kuracak bir yolculuğu adım adım hayata geçirmesi gerekiyor.

TÜRKİYE, DİZE GETİRİLEMEYECEK!

İslâm dünyası kan gölüne döndü diye enseyi karartmayalım.

Unutmayalım: Büyük doğumlar, büyük sancıların çocuğudur. İslâm dünyası, sancılı, sancılı olduğu için de büyük bir doğumun arefesinde...

Türkiye, artık kolay kolay dize getirilemeyecek ve durdurulamayacaktır Allah'ın izniyle...

Bugüne kadar, etrafımızdaki bütün ülkelerin teker teker düşürülmesi ama Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan yapılan saldırıları püskürtmesi, büyük yanlışlık yapmadığımız sürece Türkiye'nin bölgenin geleceğini şekillendirecek bir noktaya geleceğinin umut vaadeden göstergeleridir.

Yeni Şafak