Said Nursi'nin “İslam Cumhuriyetleri Birliği“ düşüncesi doğru ve isabetli bir tespittir.

İslam Cumhuriyetleri Birliği sayesinde ümmetin renksiz, tatsız ve kokusuz hali yerine; Ümmetin tüm kesimlerinin kendilerine has dillerini, renklerini, tatlarını, kokularını, kültür ve ananelerini yaşadığı bir sisteme kavuşmak mümkün.

VAN 30.04.2015 19:38:01 0
Said Nursi
Tarih: 01.01.0001 00:00
 GELİYA AMED “Dİ ROJHİLATA NEVİN KURD Ü AŞİTİ”

ORTADOĞUDA KÜRTLER VE BARIŞ SEMPOZYUMU

25-26 Nisan tarihlerinde Diyarbakır'da İHH'nın organizatörlüğünde orta doğuda Kürtler ve barış adlı sempozyuma davet üzerine katıldım. Ortadoğu'dan birçok âlim ve akademisyenin katıldığı bu toplantıda katılımcılar Kürtlerin tarih boyunca karşılaştıkları durumlar ele alındı, bu gün özellikle Türkiye'de Kürt sorunu konusunda önemli bir mesafenin alınmasının büyük şans olduğunu ve özellikle Kobanili akademisyen prof. Mustafa Müslim'in kapanış konuşmasında söylediği bu söz damgasını vurdu. "Tarih yazmak kolaydır, ancak tarih yapan azdır." Erdoğan'ın bu konuda tarih yapacak konuda daha fazla gayret göstermelidir.

Ardından Mustafa Müslim cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir çağrıda bulunarak siyasi tutsakların serbest bırakılmasını hiçbir fikri birlikteliğim olmamasına rağmen barış sürecinin selameti açısından Öcalan'ın serbest bırakılmasını istiyorum dedi. İki gün süren toplantıdan özellikle dikkat çeken konuşmalardan birkaçını not aldım bunları sizlerle paylaşmak istedim. Allah nasip ederse değerlendirmemi ise bir başka makalemde yapacağım.

İHH genel başkanı "Bülent Yıldırım" açış konuşmasında: "Çözüm Süreci için birtakım kararlar almak mecburiyetinde olduklarını belirterek, “Hem kendimize, hem milletimize, hem de insanlığa yol göstermek mecburiyetindeyiz. Bütün egemen güçlere rağmen Çözüm Süreci’ni hukuki ve siyasi adımlar atarak gerçekleştirmek durumundayız”

“İslam milleti kendi meselelerini çözecek yetenektedir. İşte bunu dediğimiz an, kararımızı verdiğimiz an ve bunda da kararlı olduğumuz an çözümü kendimiz üretebiliriz. Fakat bundan rahatsız olanlar var. Bunlar ise İslam dünyasının parçalanması, bölünmesi, kolay yenilir, yutulur hale gelmesi için gayret eden egemen güçlerdir”

“Biz diyoruz ki ‘Bir araya geldik Çözüm Süreci için birtakım kararlar almak mecburiyetindeyiz.’ Hem kendimize, hem milletimize, hem de insanlığa yol göstermek mecburiyetindeyiz. Bütün egemen güçlere rağmen Çözüm Süreci’ni hukuki ve siyasi adımlar atarak gerçekleştirmek durumundayız. Çin devletine karşı Doğu Türkistan’da Uygurca eğitimi savunuyorsak elbette Kürtlerin yaşadığı coğrafyada, Kürtçe eğitimi savunabilmeliyiz. Türkistan’da istediğimiz her şeyi Kürdistan’da yaşayan insanlar için de isteyebilmeliyiz.”

"Çözüm sürecinin tarafları millettir. Çözüm ve barış sürecine katkıda bulunanların unutulmayacağını belirten Yıldırım, “Taraflar söylediklerine dikkat etmeli, birbirlerini rencide edecek şeylerden kaçınmalı. Bu sürecin tarafları millettir, halktır. Artık partileri, örgütleri aşmıştır”

“Bu süreçte yapılan bütün eylemleri hemen bir tarafa mal etmeden önce, oturup arkasında kim var kim yok diye tartışmalıdır. Bunlar belki de Çözüm Süreci taraflarını, içinde var olan bir klik de olabilir, hepsini kapsamayabilir. Dışarıdan bir el, bölgesel bir takım güçler olabilir”

“Nasıl ki örgütü ve siyasi kanadını bu tür barış görüşmelerinde inkâr edemezsek, Peygamber sevdalılarını, HÜDA-PAR ve diğerlerini inkâr edemeyeceğimiz gibi medrese âlimlerini de inkâr edemeyiz”

Yıldırım’ın konuşmasının ardından, Dünya Âlimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhyiddin Ali Karadaği, “Ortadoğu barışının tesisinde Kürtlerin rolü” konulu sunum yaptı.

İnsan kardeşliği... İman kardeşliği...(sözleriyle başlayarak bir saati aşan konuşmasında)

Allah Kuran'da dolaylı olarak 200'ü aşkın yerde insan kardeşliğinden söz eder ve iman edenlere kendileri dışındaki "Hıristiyan, Yahudi, putperest, ateist" vs kardeşleriyle ortak noktalarda buluşmayı ve tahammülü emreder.

1- Bütün Halklar eşit haklara sahiptir. 2- Bütün diller eşittir ve haktır. 3- Federalizm sistemi Raşit halifelerin uyguladığı bir sistemdir ve federasyon tavsiye edilir. 4- Kürt halkına büyük zulümler reva görüldü. Devlete tavsiyem; barış sürecinden geri adım atmayın ve Adaleti tesis etmekten geri durmayın.

İHH Urfa sorumlusu "Behçet ATİLA"

"Bu cihanda her şeyin bir BEDELİ varken,  Kürdistan’da bir kaç BEDELİ var.

 Hatta başka yerlerde bedeli olmayan şeylerin bile, Kürdistan’da bedeli vardır.

 Mesela mı ? Mesela; Kazakistan demenin bedeli yoktur bu cihanda,

 AMMA, Kürdistan demenin bedeli var ve de AĞIRDI(R) Bu coğrafyada…"

Altan Tan: Ulusalcılık Kürt için haramsa Türk için de haramdır. Yeni bir Türkiye inşaa etmemiz gerekiyor.

"Abdurrahman Kurt"

"Kürtler Türkiyelileşti, ama Türkler bir türlü Türkiyelileşmedi.

Kürtler eşitliğe razı, ama Türkler ne yazık ki eşitliğe razı değil."

"Nevzat Çiçek"

Nevruz Meydanı'nı nevruzda ve kutlu doğumda dolduran her iki toplumsal kesim de bu bölgenin gerçeğidir, görmezden gelinemez.

Bu toplumsal kesimlerin ikisi de kucaklaşmayı ve barışı istiyor.

Urfa bağımsız milletvekili adayı "Mehmet Yavuz"

Devletin Kürt halkının 90 yıl önce Laik sistem tarafından gasp edilen insani ve İslami haklarını hiçbir pazarlığa indirgemeden iade etmesi gerekir. Bu kapsamda dinin ve kavmin önündeki bütün engellerin kaldırılmalı.

Said Nursi'nin "İslam Cumhuriyetleri Birliği" düşüncesi doğru ve isabetli bir tespittir.

İslam Cumhuriyetleri Birliği sayesinde ümmetin renksiz, tatsız ve kokusuz hali yerine; Ümmetin tüm kesimlerinin kendilerine has dillerini, renklerini, tatlarını, kokularını, kültür ve ananelerini yaşadığı bir sisteme kavuşmak mümkün.

"Orhan Miroğlu"

"İran'ın geçmişte de bugün de Kürt politikası hep olumsuz olagelmiştir. İran adeta 'En iyi Kürt, ölü Kürt'tür' politikasını izliyor. Bu bir iftira değil. Şu anda İran zindanlarında 2 bini aşkın Kürt aktivist, siyasi ve insan hakları aktivisti var ve bunların 500'ü idamla yargılanıyor."

"Gülden Sönmez"

"İnsanlık onurunu korumak mükemmel metinlerle değil, her coğrafyada adaletin tesis edildiği bir sistemle mümkündür." Sözleriyle bitirdi. 40'a yakın panelistin katıldığı sempozyum iki gün boyunca 400-500 dolayında katılımcının iştirakiyle kesintisiz olarak sürdü. Bu ilgi bölgedeki İslami hassasiyetli STK'ların barış sürecine verdikleri önemin göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.