Prof. Dr. Mustafa Sarı Van Gölü’ndeki çekilmeyi yorumladı: “Endişeye gerek yok“!

“Van Gölü’nde su seviyesinin 150-200 metre çekildiği” yönündeki haberler üzerine, açıklamalarda bulunan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Van Gölü’ndeki çekilmenin küresel

VAN 13.10.2018 09:40:08 0
Prof. Dr. Mustafa Sarı Van Gölü’ndeki çekilmeyi yorumladı: “Endişeye gerek yok“!
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

“Van Gölü’nde suların 150-200 metre çekildiği” yönünde basında yer alan haberler üzerine, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde 24 yıl süren akademik yaşamını şu anda Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nde devam ettiren Prof. Dr. Mustafa Sarı, bir tv kanalına açıklamalarda bulundu.

 

ANORMAL DEĞİL!
Uzun süre Van’da kaldığını ve Van Gölü konusunda araştırmalar yaptığını belirten Prof. Dr. Mustafa Sarı, şunları söyledi:
“Ömrümün büyük bir bölümünü Van Gölü’nde ve Van Gölü’nün diğer özelliklerini araştırmakla geçirmiş biriyim. Dolayısıyla Van Gölü’nün adının geçtiği yerde heyecanlanıyorum. Van Gölü çok özel bir ekosistem… Şu anda bu çekilme, bu ekosistemde zaman zaman gözlemlediğimiz bir şey… Çok büyük bir anormallik olduğunu söyleyemeyiz. Ama hemen şunun altını çizelim; Van Gölü’nün suyu tuzlu ve sodalı. 3712 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Yani Marmara Denizi’nin yaklaşık olarak üçte biri.  Bu büyüklükteki bir su kütlesinin dışarı akışı yok, kapalı bir havza!”

 

YAĞIŞ REJİMİ VE BUHARLAŞMA
Yapısı itibariyle Van Gölü’ndeki çekilme ve yükselmenin sadece yağış rejimi ve buharlaşma ile gerçekleştiğini anlatan Prof. Dr. Sarı, sözlerine şöyle devam etti:
“Kapalı bir havza olduğu için de, su kayıpları sadece buharlaşmayla meydana gelir. Buna bağlı olarak da buharlaşma olmazsa, yağışlar artarsa gölün seviyesi yükseliyor veya tersi durumda yağışlar azalsa, buharlaşma artsa, bu durumda da su seviyesi çekilmeye, düşmeye başlıyor. Yıllık olarak 25 santim ila 50 santim arasında su derinliği anlamında bir değişim söz konusu zaten Van Gölü’nde. Her yıl Ekim ayında yağış sezonuna gireriz, öbür yılın 30 Eylül’üne kadar da biz buna ‘su yılı’ deriz. 1 Ekim - sonraki yılın 30 Eylül arası, su yılıdır. Şu anda Van Gölü’nde mevsimin en düşük seviyesini yaşıyoruz. Yani, yaz boyunca sıcaklıklardan dolayı su seviyesi düştü, buharlaşma arttı, yağışlara kaldık, bu yüzden de geriye doğru bir gidiş var. Bu yıl ilkbahar aylarıyla beraber, karların erimeleriyle beraber zaten bir su seviyesi yükselmesi yaşadık Van Gölü çevresinde. Şu anda bu yükselen sular tekrar buharlaşmayla kaybolmuş oldu.” 

 

KÜRESEL DEĞİL, MEVSİMSEL…
Van Gölü’ndeki çekilme ve yükselmenin iddia edildiği gibi küresel iklim değişikliği sonucu değil, tamamen mevsim şartları içinde gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Sarı, şu açıklamada bulundu:
“Kaygılanacak, tereddüt edilecek bir şey söz konusu değil. 2014 yılında da yine bu hale gelmişti. Yani mevsime bağlı olarak, iklim şartlarına bağlı olarak su seviyesi yükselip alçalabilir, bunu 1994 yılında yaşadığımız Van Gölü’ndeki çok büyük su seviyesi yükselmesiyle lütfen karıştırmayalım! İklim değişikliği ile karıştırmayalım! Yani bir yılda, bir mevsimde meydana gelen yükselme-çekilme hemen iklim değişikliği ile açıklanamaz, ama iklim şartlarına bağlıdır. İklim, Van Gölü’nün su seviyesindeki değişimleri sürekli olarak etkiler. Çünkü Van Gölü’nün suları tuzlu ve sodalı olduğu için sulamada kullanamazsınız, evlerinizde kullanamazsınız, dışarıya bir akışı yoktur, bu yüzden de Van Gölü’ndeki suyun birikmesi ya da azalması yağış-akış ve buharlaşma arasındaki dengeye bağlıdır. Şu anda bir geriye gidiş söz konusudur, bu da anormal bir şey değildir. Bunu rahat bir şekilde söyleyebiliriz.”

 

VAN GÖLÜ’NDE BALIKÇILIK NE ZAMAN TARİHE KARIŞTI?
Sunucunun, ülkedeki bir ekonomik değere dair bilgimizin ölçüsü diyebileceğimiz, “eskide Van Gölü’nde balıkçılar varmış, tekneleri varmış, bu iklimsel değişiklikler sonucunda bu balıkçılık falan artık tarihe karıştı diyebiliriz, biraz da eskiyi anlatırsanız seviniriz, geçmiş ile şimdiki arasındaki fark nedir” sorusuna Prof. Dr. Sarı, gülümseyerek şu cevabı verdi:
“Hemen belirtelim, balıkçılığın su seviyesinin yükselmesi ya da düşmesi o bölgedeki balıkçılığı çok fazla etkilemez. Balıkçılık halen var, Van Gölü’nde şu anda 165 tane tekne var. Balık avlamak için her gün gidiyorlar, ağlarını atıyorlar- çekiyorlar. Görüntülerde yer alan bu bölge kıyısal alan, kıyısal alanda derinlik çok az zaten. Sürekli Enginsu çayının getirdiği alüvyonla burası doluyor, buna bağlı olarak da burada çekilmenin payının biraz daha fazla olduğunu görüyoruz. 50 santimlik su çekilmesi, başka bir alanda, derinliğin daha yüksek olduğu alanda az etkilerken, böyle sığ alanlarda çok geniş alanları etkiliyor. Bu yüzden de burada etkisi biraz fazla gözüküyor.”

 

TARİH BOYUNCA OLDU
Göldeki bu hareketliliğin yeni olmadığını ve tarihi boyunca olageldiğini anlatan Prof. Dr. Sarı, şu örnekleri verdi:
“Van Gölü’nün çevresi, insanlara yurt olduğu günden beri, 7 bin - 8 bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz, bu 7 bin - 8 bin yıllık tarih içerisinde defalarca Van Gölü su seviyesi yükseldi ve yine defalarca geriye gitti. Şu anda bulunan durumundan 100 metre daha yukarıda olduğu gibi, şu andaki durumundan 100 metre daha aşağıda olan durumlar oldu. Dolayısıyla tarih boyunca bunlar hep yaşandı. Van Gölü altında Urartu kalesi çıktı. Eskiden insanlar bu gölün içerisine o kadar yerleşmişlerdi ki kaleler kurmuşlardı. Bugün o kaleler suyun altında. Ama iklime bağlı olarak Van Gölü su seviyesi geçmişte de hep değişti, bazen yükseldi, bazen düştü, bugün de değişir, değişmeye devam eder, gelecekte de değişecektir.” 

 

“GÖLLE YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ!”
Van’da yaşayan vatandaşların, göl ile birlikte yaşamayı öğrenmelerini öneren Prof. Dr. Sarı, “Sadece bizim, gölle yaşamayı öğrenmemiz lazım. Bu göl, kapalı bir havza ve sodalı-tuzlu sulara sahip. Bu gölün etrafındaki yerleşim yerlerimizi, göldeki bu değişimleri dikkate alarak oluşturmamız lazım. Eğer kıyı şeridini sadece bu şekilde kabul eder, yollar yapar, yerleşim yerleri kurarsak, daha sonraki yıllarda onlar suyun altında kalacaktır. Ya da bugün Van Gölü’nün kıyısına suyun etkisinde bir alan oluşturursak, belki bu yapılar, bu alan yıllar sonra gölden çok uzakta kalacaktır. Bunlar, bu göl için normal davranışlar, normal durumlar.” diye konuştu.

 

“VAN GÖLÜ LABORATUARDIR”
Dünyadaki küresel değişimleri izlemek için Van Gölü’nün önemine de değinen Prof. Dr. Mustafa Sarı, açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı:
“Van Gölü küresel iklim değişikliğiyle ilgili inanılmaz bir laboratuardır, küresel iklim değişikliğiyle ilgili çalışmaları izlemek, değerlendirmek, bunun etkilerinin dünyayı nasıl şekillendirdiğini görmek için Van Gölü’nü izlemeye devam edeceğiz. Van Gölü’nü takip etmeliyiz. Ama şu andaki durumun küresel iklim değişikliğiyle bir bağlantısının olmadığını net ve rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Vatandaşlarımız rahat olsunlar, tarlaları eskiden suların altında kalmıştı şimdi çıktı, yine suyun altında kalacak, işte göl müsaade ettiği kadar o tarlayı kullanacaklar, ekecekler. Ama balıkçılık yapan vatandaşlarımız hiç kaygılanmasınlar, şu anda balıkçılık yaptıkları alanlarda balıkçılık yapmaya devam etsinler, İnci Kefali bu kadar çekilmeden ya da yükselmeden etkilenmez, balığın dağılım alanları, göldeki yerleri değişmez, balıkçılarımız rahat rahat, geçmiş günlerde nasıl balıkçılık yapıyorlarsa aynı rahatlıkla balıkçılık yapmaya devam edecekler.”

Haber: Adil HARMANCI

Prof. Dr. Mustafa Sarı Van Gölü’ndeki çekilmeyi yorumladı:

Kaynak: (Prestij Haber Merkezi) - Prestij Haber Merkezi