“PKK'nin saldırıları IŞİD'i güçlendirecek“

Sedat Laçiner, PKK'nin bölgeyi cehenneme çeviren saldırılarının ideolojik olarak IŞİD'i daha da güçlendireceği kanısında...

VAN 9.10.2014 15:33:55 0
“PKK
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Sedat Laçiner’in yorumu:

TÜRKİYE, PKK'YI MI DESTEKLESİN?

Kobani gösterilerinde Türkiye savaş alanına döndü, can kaybı iki günde 24’e çıktı… PKK ve taraftarları sokaklarda… İşyerleri, otobüsler, kamu binaları yakılmak isteniyor. Yanan Türk bayrakları ve Atatürk heykelleri var… En ağır darbeyi ise Doğu ve Güneydoğu bölgesi alıyor... En kötüsü sokaklarda rakip gruplar birbirlerini cezalandırma eğilimine giriyor… Diyarbakır’da Hizbullah-PKK, diğer bazı illerde ise Kürtçü-Türkçü gerilimi ileride doğabilecek felaketlerin nüveleri gibi…

PKK’nın iddiası belli, örgüt kendisinin Suriye’de desteklenmesini istiyor… Hatta PKK, Türkiye’nin IŞİD’i kendisine karşı desteklediğini öne sürüyor…

İlginçtir örgüte bazı Türk yorumcular da destek veriyorlar. Örneğin gazeteci Cengiz Çandar, Türkiye’nin Kobani’nin düşmesi için elinden geleni yaptığını öne sürüyor ve Türkiye’yi ağır bir dille eleştiriyor… Çandar gibi pek çok yazara göre Türkiye Kobani’de PYD’yi, yani PKK’yı desteklemek zorunda, çünkü PKK Kobani’de ‘vatan savunması’ yapıyor, masum insanları savunuyor. İkinci olarak eğer Türkiye Kobani’de IŞİD’e karşı Kürtleri desteklemezse içeride Çözüm Süreci çöker…

Benzeri bir hava yurt dışında da oluşturuldu. Pek çok uluslararası yorumcuya göre Türkiye ‘zavallı Kürtleri’ ölüme terkediyor, hatta IŞİD’i el altından destekliyor…

Öncelikle Türkiye’nin IŞİD politikasını çeşitli defalar eleştirmiş biri olarak Türk dış politikasının dosta-düşmana karışık mesajlar verdiğini kabul etmeliyiz... Türkiye, IŞİD ve benzeri gruplara Esad’a karşı Suudi Arabistan ve Katara ile birlikte zamanında destek verdi. Bunu dünya alem biliyor. Ancak geçmişte kalan bu destekten hareketle IŞİD’in bugün de desteklendiğini iddia etmek insafsızlık olur.

Kaldı ki varsa böyle bir destek bunu kanıtlamak zor değil. Bugünlerde yeryüzünde en çok ajanın dolaştığı yerler Türkiye-Suriye sınırı. Eğer ortada bir delil olsaydı CIA başta olmak üzere pek çok örgüt bunun delillerini masaya çoktan koymuş olurdu… Buna karşın geçmişteki desteği sürekli olarak ısıtıp ısıtıp Türkiye’nin önüne koymak en hafif tabiriyle Türkiye’yi taciz etmek demektir...

PKK EYLEMLERİ IŞİD'İ İDEOLOJİK OLARAK GÜÇLENDİREBİLİR 

Buna karşın 'Türkiye’de IŞİD’e karşı sempati duyan kişi ve gruplar var' deniyorsa buna ben de katılırım. IŞİD, İslami bir söylem kullanıyor ve bayrak olarak kullandığı figürlerHz. Muhammed’in mührüdür. IŞİD bayrağı geçmiş dönemlerdeki cihad bayraklarının bir kopyasıdır ve İslam dünyası için hiç de yabancı değildir. Bayrakta kelime-i tevhidyer almaktadır. Yani bayrağın üzerinde “Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed de onun elçisidir” yazmaktadır. Kısacası IŞİD, İslam’ı ve onun kutsallarını istismar eden bir örgüttür ve bu haliyle Türkiye de dahil İslam dünyasında ciddi bir taraftar toplaması mümkündür… Bu nedenle, IŞİD ne kadar gayri insani eylemlere girişse de, hatta ne kadar gayri-İslami eylemelere (katliamlar, işkenceler vs.) girişse de avam da mutlaka belli bir sempati uyandırabilir. Türkiye’nin asıl sorunu da zaten budur. Yani, eğer Türkiye Suriye ve Irak bataklığına girecek olur ise kendisini sadece etnik değil, mezhepsel ve laik-dinci çatışmaların göbeğinde bulabilir…

PKK’nın Kobani’yi bahane ederek gerçekleştirdiği eylemler de aslında bahsettiğimiz tehlikeyi uyandırma potansiyeline sahiptir. PKK ülkeyi yakıp yıkarak belki de bilmeden Türkiye’de IŞİD yanlılarının sayısını arttırmaktadır…PKK taraftarları Atatürk heykellerini yıkıp ona hakaret ederken, Türk bayraklarına saldırıp resmi kurumları kundaklarken özellikle Batı’da toplumun nefretini kazanıyor. Kürtler arasında dahi PKK’nın saldırgan tutumu tepki çekiyor. Örgüt maddi ve manevi anlamda Türklere ve Kürtlere ciddi bir zarar veriyor. Bu noktada unutmamak gerekir ki PKK hala halk arasında din karşıtı, komünist bir örgüt olarak algılanıyor. Bu şartlar altında PKK mı, IŞİD mi sorusunu insanların aklına düşürürseniz ummadığınız kadar çok insan dinci radikalizme yönelebilir…

Birkaç gündür sosyal medyada dolaşan mesajlara bakıyorum da, seküler Türkçü kişiler dahi IŞİD’in PKK’yı ortadan kaldırmasını temenni eden mesajlar paylaşıyorlar…

Başka bir deyişle, PKK’nın Türkiye’yi cehenneme çeviren eylemleri Türkiye’de çok az bir kesimin sempatisini kazanırken örgütten ve eylemlerinden nefret eden çoğunluk “dinsizin hakkında imansız gelir “mantığıyla PKK’ya zarar veren kim olursa olsun onu kabul eder noktaya sürüklenebilir…

IŞİD, HİZBULLAH ve PKK 

Bundan daha tehlikeli olanı ise Suriye’deki iç savaş, başta Güneydoğu olmak üzere Türkiye’de dinci damarları harekete geçiriyor. Dinci hareketlenmede en hassas nokta ise daha çok Kürtler arasında kök salmış olan Hizbullah’ın Türkiye'de yeniden dirilişi.

Hizbullah, PKK eylemleri sayesinde yeniden geniş kitlelere ulaşabilir ve örgüt saldırılarını püskürtmeyi bir dava haline çevirebilir.

Buna ek olarak IŞİD ve El Kaide’nin farklı versiyonlarının tüm Türkiye’de yayılması da istikrarsız ortamlarda çok daha kolaydır. Türk toplumunda insanların binde biri IŞİD gibi örgütlere meyletse terör örgütleri onbinlerce taraftara sahip olurlar.

TÜRKİYE KİMİ DESTEKLESİN?

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Enerji Bakanı Yıldız da çok net bir şekilde ifade ettiler, “bizim için PKK da, IŞİD de aynı” dediler. Hükümetten gelen açıklamalarda IŞİD’in ve PKK’nın terör örgütü olduklarının altı çizildi, ikisiyle de mücadele edileceği ifade edildi.

Buna karşın Türkiye’nin müthiş bir çelişki içinde olduğu da görülüyor. Türkiye, bildiniz üzere PKK ile görüşme aşamasını geçti, müzakere ve hatta belli konularda pazarlık aşamasına geçti. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay birkaç ay önce devlet görevlilerinin sadece İmralı ile görüşmelerinin yeterli olmayacağını, Kandil’le, yani PKK terör örgütünün yöneticileriyle de görüşmesi gerektiğini öne sürmüştü.

Türkiye, Çözüm Süreci’nde kanaatimce çok ileri gitti ve bu mesafenin ardından “PKK da, IŞİD de bizim için aynı” dendiği zaman belli kesimlerde büyük bir hayal kırıklığı yaşanması normaldir…

Aynı şekilde Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın “Kandil yan gelip yatacak yer değildir” şeklindeki ifadeleri de meselenin ne kadar karıştığının açık delilidir. Eğer bizim için PKK ve IŞİD aynı şeyse bu durumda birileri de çıkıp “Rakka yan gelip yatma yeri değildir” derse Türkiye ne yapacaktır?

Bu bağlamda İçişleri Bakanı Ala’nın PKK eylemlerini kastederek “şiddet misliyle karşılık bulur” şeklindeki sözleri de akıl karıştırıcıdır ve Çözüm Süreci’nde sergilenen performansla uyumsuzdur. Hiç şüphesiz devlet kanunlarla idare edilir ve şiddet de dahil her türlü suçun karşılığı misliyle değil, kanunda tanımlandığı şekliyle verilir…

Demeye çalıştığım şudur, Türkiye Cumhuriyeti devleti söylemine yeni şartları dikkate alarak yeniden ayar getirmek zorundadır. Maksadını aşan açıklamalar iyi niyetli de olsa dünyaya ve içeriye yanlış mesajlar vermektedir.

Oysa Türkiye Kobani’de büyük bir insanlık sınavını başarıyla geçmiştir. Mesele PKK’nın aktardığı gibi değildir. 180 binden fazla Kürt sadece Türkiye’ye sığınabilmiştir. Aynı şekilde onbinlerce Iraklı Yezidi de yine Türkiye’de sıcak bir yuva bulabilmişlerdir. Türkiye’nin kucak açtığı Iraklı ve Suriyeli sayısı 2 milyona doğru ilerlemektedir. Anlayacağınız savaşın yükünü önemli oranda Türkiye çekiyor. Bu ortamda bir de Türkiye’den gidip Kobani’de veya başka bir yerde savaşmasını beklemek haksızlık olur. Üstelik bunu PKK’nın talep etmesi akla ziyan bir istektir. PKK uzantısı grupların önce tezkereye karşı çıkıp, ardından “neden Kobani’ye yardım etmediniz” serzenişleri ise ayrı bir garipliktir…

Suriye ve Irak’ta Türk toplumunun akrabası olan Araplar, Kürtler ve Türkler yaşıyor. Ancak bu iki ülke hala başka ülke topraklarıdır. Burada yaşanan sorunlar Türkiye’yi ilgilendirse de Türkiye neden burada savaşmıyor demek en hafif tabiriyle insafsızlıktır. Tam tersine, asıl eleştirilmesi gereken Türkiye’nin zamanında Suriye iç savaşına gereksiz ve ölçüsüz şekilde müdahale etmiş olmasıdır.

"PKK, BARZANİ'Yİ BİLE İSTEMEDİ"

Kobani’deki savaş, tıpkı Halep ve Şam’daki gibi Suriye iç savaşıdır… Üstelik PKK, Suriye Kürtlerini tek başına yönetme hırsıyla diğer Kürtleri dahi bu iç savaşta kendisine destek vermekten menetmiştir. Örgüt, Barzani ile dahi iktidarı paylaşmaya karşı çıkmaktadır… Bu durumu Suriye Kürdistan Demokrat Partisi Siyasi Büro Üyesi Nuri Brimo şu şekilde özetlemektedir:

“Savaşmamıza izin vermediler… PYD, diğer Kürt siyasi partilerinin güçleriyle Kobani’ye girerek, IŞİD’e karşı savaşmasına izin vermedi. ‘Biz tek başımıza Kobani ve köylerini savunacağız’ dedi. 360 köyün tamamını koruyacaklarını söylediler, ancak hepsini boşaltmak zorunda kaldılar… YPG, Kobani’de mahsur kaldı.”

Brimo diyor ki Kobani’de bir felaket varsa bunun baş sorumlusu PYD/PKK’dır… Savaş ortamında dahi iktidarı diğer Kürtler ile paylaşmaya yanaşmayan PKK’nın öte yandan Esad ile ittifak içinde olması meseleyi ayrıca karmaşıklaştırmakta ve Türkiye’yi kendisinden daha da uzaklaştırmaktadır…

Özetleyecek olursak, Türkiye’nin herhangi bir terör örgütünü desteklemesi ve Irak’ta, Suriye’de iç savaşlara taraf haline gelmesi büyük bir felaket olur. Bunun maliyeti Türkiye’nin 50, belki de daha fazla yılının harcanması demektir. Ayrıca PKK, Türkiye’yi savaş alanına çevirerek kendisine Kürtlerden dahi yeterince destek alamayacaktır. En kötüsü örgütün şiddet dolu eylemleri zaten harap olmuş Kürt diyarlarını daha fazla harap edecek ve belki de bir 100 yıl daha Kürtler sefalet ve cehalet içinde yaşamaya mahkûm edileceklerdir… Örgütün Türkiye karşıtı eylemlerinin IŞİD ve benzeri dinci terör örgütlerini ideolojik açıdan güçlendirme ihtimali de bir diğer tehlikedir…

Son söz olarak herkese şunu hatırlatmak isteriz, Türkiye'den bir terör örgütünü desteklemesini beklemek, her ne sebeple olursa olsun bir terör örgütünün yanında yer almasını istemek onun kendisini inkar etmesini istemek olur...

Ek olarak Türkiye, IŞİD'e karşı olsa bile neden onun şerrini tek başına üzerine çeksin? Bu bağlamda, ABD'nin ve Batı'nın sitemleri de yersizdir. IŞİD'le mücadeleye yeterince destek vermeyen, sadece hava saldırıları ile yetinen, hatta yanlış politikaları ile IŞİD'i besleyen Batı'nın Türkiye'ye yüklenmesi bir yönüyle kendi ayıbını örtmeye çalışmak, suçu başkalarına atmak gibidir... Ne yazık ki Batı, bugüne kadar Müslümanı Müslümana kırdıran bir politikayı fiilen desteklemiş, çıkarlarına dokununcaya kadar bölgede yaşanan insanlık dramına ses çıkarmamıştır...

İnternethaber.com