PES DOĞRUSU

Dünya Bülteni/ Kemal Kahraman

VAN 22.06.2015 12:37:36 0
PES DOĞRUSU
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Bunlar Irak’ta bir milyon kişi öldürülürken neredeydi? Afganistan katliamlarında neredeydi? Gazze’de siviller bombalanırken neredeydi? Myanmar’da nerede? Suriye’de bir devlet başkanı yerinde kalacak diye bütün ülke yıkıldı. Üç yüz bin sivil öldü. Tarih diye bir şey kalmadı. Bu mahkeme nerede? Doğu Türkistan bütünüyle bir hapishane. İnsanlar dilediği gibi katlediliyor. Oruç bile tutamıyorlar. Bu mahkeme nerede?
Batı dünyası sanayi devrimi sürecinde ürettiği ve bütün dünyaya pompaladığı laiklik, eşitlik, insan hakları, demokrasi, serbest pazar, gibi kavramları sanki bir bir yemeye başladı. Öyle ki bu durum modern uygarlığın beşiğinde işlerin pek iyi gitmediği izlenimini fazlasıyla veriyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Sudan Devlet Başkanı Ömer Beşir hakkında verdiği yakalama kararı, bu izlenimi veren olaylardan sadece birisi. Adam uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde bir ülkeye (Güney Afrika) programa gidiyor. UCM “tutuklayın bu adamı” diyor. Yahu bir ülkede elçilik binası ve bahçesinin bile dokunulmazlığı vardır. Elçiliğe saldırı, ülke toprağına tecavüz sayılıyor. Bu mahkeme tutmuş, koskoca devlet başkanının çağrılı geldiği bir uluslararası toplantıda adi bir suçlu gibi tutuklanmasını istiyor. “Adamlar iyice azmış” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
Evet adamlar iyice azmış. Bunlar Irak’ta bir milyon kişi öldürülürken neredeydi? Afganistan katliamlarında neredeydi? Gazze’de siviller bombalanırken neredeydi? Myanmar’da nerede? Suriye’de bir devlet başkanı yerinde kalacak diye bütün ülke yıkıldı. Üç yüz bin sivil öldü. Tarih diye bir şey kalmadı. Bu mahkeme nerede? Doğu Türkistan bütünüyle bir hapishane. İnsanlar dilediği gibi katlediliyor. Oruç bile tutamıyorlar. Bu mahkeme nerede? Mısır’da bir komutan seçilmiş bir cumhurbaşkanını silah zoruyla indirdi, yerine kendisi geçti. Bunu yaparken, protesto için sokaklara çıkan binlerce sivili katletti. Sonra da “uygar” dünyanın başkentlerine ziyaretler yapmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde elini kolunu sallayarak Almanya’ya gitti. Bayan Merkel’le görüştü. Sokakta bir avuç insanın protestosuna izin verildi. UCM neredeydi?
İnsan araştırma gereği bile duymuyor; “Ömer Beşir Darfur’da kesin Hıristiyanlara zarar vermiştir” diyorsunuz. Herhangi bir Hıristiyan sivil nüfusa verilecek zarar, baskı veya katliama sonuna kadar karşıyız. Zulüm her yerde zulümdür. Burada konumuz o değil. Bir hukuk kurumunun bu kadar taraflı olmasını kabul etmekte zorlanıyoruz o kadar. Katil, darbeci bir komutanın, cumhurbaşkanı sıfatıyla Batı ülkelerinde dolaşmasını kabul edemiyoruz o kadar. Esasen bu beklemediğimiz bir şey değil de, UCM’nin yanlı tutumunu vurgulamaya çalışıyoruz.
Yanlı tutum derken, konunun Batı medyasına yansımasına değinmeden geçmek olmayacak. Mursi’ye verilen idam cezası temelde Batı dünyasını tatmin etmişe benziyor. Ama yüzyıldır pompaladıkları değerler açısından, etkisiz bazı açıklamalar yapmayı da ihmal etmiyorlar. Hani, Batı o kadar da onaylamamış olacak, ihale Mısır’lı, Ortadoğulu bir komutana kalacak. Onu engelleyecek güce sahip oldukları halde, bir ülkenin “iç işlerine” karışmama bahanesiyle sonucu bekleyecekler. Bunu söylerken, haksız çıkmayı ne kadar isterdim bilemezsiniz.
Bu tür durumlarda Batı dünyasındaki sözde bağımsız organların ortak dilini hep komik bulmuşumdur. En diplomatik kurtuluş yolu neyse onu bulmakta üzerlerine yoktur. Kelimeleri özenle seçerler. İdam kararından sonra Birleşmiş Milletler ve AB, ABD’nin açıklamasını bekledi. ABD uzun bir bekleyişten sonra, karardan “derin bir kaygı duyduğunu” (deeply concerned) açıkladı. Gayet derin. Meğer Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de aynı duyguları paylaşıyormuş. İnsan hiç olmazsa farklı kelimelerle ifade etme gereğini duyar. Hayır. Hiç risk almayacak; Bay Ban Ki Mun da “derin bir kaygı” duymayı tercih etti.
AB’den de ufak tefek eklentilerle benzer tavır geldi. “Derin kaygı”ya ilave olarak, “AB’nin her durumda ölüm cezasına karşı olduğu, bu kararın Mısır’da uzun vadede istikrarı olumsuz etkileyebileceği, böyle bir cezanın Mursi’yi kahraman yapacağı” belirtildi. Fakat açıklamalarda herhangi bir önleyici tedbir, yaptırım gibi şeyler göremiyorsunuz. Aksine medyada ceza karşıtı yayınlar için önlem alınıyor.
Girin internete; “Against the Death Penalty” (Ölüm cezasına karşı) yazın. Veya “worldcoalition.org” yazın. Burada onlarca organizasyon ölüm cezasına karşı birleşmiş. Tıklayın. Karşınıza bildik bir manzara çıkacak; Web page blocked! Yani Web sayfası bloke edilmiş. Forti Guard adlı bir filtreye takılmış. Belki de bu sayfa, Mursi’nin idamından sonra açılacak. Ama şimdilik maharetli bir el, bu tür kontrolsüz inisiyatifleri engellemiş oluyor; “Tamam karşı olalım ama bu arada Mursi’den de kurtulsak fena olmaz doğrusu.” Aynı şekilde İngiliz The Guardian gazetesinin haberi de bloklanmış. Olaya fazla duygusal yaklaşmış olabilir. Derin bir kaygıyla yetinmemiş, ölüm cezasıyla ilgili eleştiriler getirmiş olabilir. Gazete bunu soğukkanlılıkla karşılıyor, “hukuki bir engele takılmış olabilir” diyor.
Öte yandan Reuter’in konuyla ilgili haberi sapasağlam yayınlanıyor. Neden acaba? Çünkü burada ölüm cezasına dönük duygusal veya hukuki odaklanma yok. Cezanın Müslüman kardeşlere darbe olduğu vurgulanıyor. Mursi ile Hizbullah, Hamas gibi örgütler arasında bağlantı kuruluyor. Süreci etkileyecek bir dil kullanılmıyor. Mısır basınının amiral gemisi ünlü “yarı resmi” El Ahram gazetesi editörü Yehia Ghanem de “ölüm cezası beklenen bir şeydi” diyor. Ülkemizde alışkın olduğumuz bir üslup.
Belki gün gelecek Sisi de bugün işlenen cinayetler için yargılanacak. Batı açısından bunun önemi yoktur. İnsanlar gelir gider. Ama statükoda devamlılık esastır. Biz Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin himmetini bekleyeduralım Mısır’da işler eskisi gibi devam ediyor. İşte size aynı konuda iki haber; 1.Mısır Anayasası yüzde 98 evetle kabul edildi. (Çünkü oylamaya sadece evet diyenler katıldı) 2.Amerikan hükümeti Mısır’a Hellfire füzesi satışını onayladı. Adamlar hem parayla hem zorla satıyor, bir de lütfedip onaylıyor. Bunun adı da serbest pazar oluyor. Pes doğrusu.
- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/pes-dogrusu/#sthash.iOXlJyuX.dpuf