“Paşa paşa imzaladı” diyenler, şimdi nerede?

Ali Karahasanoğlu

VAN 15.09.2018 10:05:33 0
“Paşa paşa imzaladı” diyenler, şimdi nerede?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Haziran’daki başkanlık seçiminde seçilirse, artık hepten “tek adam” olacaktı.

İddia böyle idi..

Tayyip Erdoğan başkan seçildi..

Karşı mahallenin palavra iddialarının da etkisi ile.

Bizim mahalledekiler bile bekliyorlar ki, Merkez Bankası Başkanı’ndan başlamak üzere, görevden almalar başlatılıp, “tek adam”lık gösterilsin..

Böyle bir gelişme yaşanmadı.

Yaşanmadığı gibi.. Uluslararası arenadaki Türkiye’ye yönelik döviz operasyonu sonrasında, Başkan’ın tüm itirazlarına rağmen, faizde de ciddi bir artışa gidildi..

Hem de, faiz ile ilgili kararın açıklanacağı günün sabahında, Başkan’ın “Faiz, enflasyonun sebebidir” açıklamasına rağmen, rekor faiz artışına gidildi..

Bu tablo, bende 28 Şubat günlerini hatırlattı..

28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu toplantısı öncesinde, kartel medyası “Kritik gün”nitelemesi ekseninde ne kadar tedirgin edici ifade varsa kullanarak dikkatleri çektiği toplantıda..

Kuvvet komutanları Başbakan Necmettin Erbakan’a, onlar “18 madde”demişlerdi ama..

Bizim üç madde halinde toplayabileceğimiz dayatmaları yaptığında..

1) İmam hatip liselerinin orta kısımlarının kapatılması..

2) Üniversitelerde başörtü yasağının ilan edilmesi..

3) Kur’an kurslarının orta öğretimden önce yasaklanması şeklinde özetleyebileceğimiz uygulamaların karar altına alınmasını istediğinde..

Erbakan Hoca direndi..

“En uzun toplantı”, “Boncuk boncuk terledi” başlıkları ile çıkan o günkü gazeteler, Erbakan Hoca’nın direnişini ayıplıyorlar, askeri vesayetin yanında yer alıyorlardı..

Sonuç mu?

Erbakan Hoca, yalnız bırakılmıştı..

Askeri vesayet, zaten ondan hoşlanmıyordu..

Süleyman Demirel’i, Bülent Ecevit’i, Deniz Baykal’ı, Mesut Yılmaz’ı.. 

Kartel medyası..

Sivil toplum kuruluşu adı altında faaliyet gösteren asker yalakaları..

Hep birlikte Erbakan Hoca’ya saldırarak, o kararların uygulamaya geçmesişeklinde değil ama..

TBMM’de görüşülmesi anlamında imza edilmesini sağladılar..

Erbakan Hoca’nın Milli Güvenlik Kurulu kararlarını, tarihte hiç görülmemiş bir şekilde 3 gün boyunca imzalamaması, bunların hepsini delirtmiş olacak ki..

Nihai noktada imza atılınca..

Başlıklar şu şekilde idi:

“Paşa paşa imzaladı..”

“Tıpış tıpış imzaladı..”

Aslında Erbakan Hoca, o kararı istemeye istemeye imzalamıştı..

“TBMM’ye sevkedilsin, orada zaten bu talep olumlu karşılanmaz” diye düşünmüştü..

Ama ahlaksızlar..

Sivil toplum kuruluşu adı altında örgütlenmiş darbeci sivil toplum kuruluşları.

Kartel medyasına yerleşmiş darbeci dinazorlar..

El birliği ile, Erbakan Hoca’yı itibarsızlaştırmaya çalıştılar..

Mecburen atılan bir imzayı..

“Tıpış tıpış imzalanmış” gibi gösterdiler..

İşte tam bu noktada..

Tayyip Erdoğan’ın, Erbakan Hoca’nın bir talebesi olduğunu dikkate aldığımızda..

Bakalım, o günlerde “Tıpış tıpış imzaladı” diyenlerin..

“Paşa paşa imzaladı” diye başlık atanların nerede olduklarına..

Nerede onlar?

O zamanki Sabah’ı ile..

Dinç Bilgin nerede?

O zamanki Hürriyet’i ile Milliyet’i ile..

Aydın Doğan nerede?

Kamuoyundan silindiler, değil mi?

Silindiler..

28 Şubat’ta, Erbakan Hoca’ya istemeye istemeye o kararları imzalatanlar nasıl ki, Türkiye’nin gündeminden çıktılar..

Nasıl ki, güçlerini kaybettiler..

Tarihin çöplüğüne atıldılar..

Bugün, Tayyip Erdoğan’a faiz üzerinden nanik yapanların da..

Yakın bir tarihte, tarihin çöplüğüne gideceklerinden emin olabilirsiniz..

Dolardaki operasyona imza atanlar..

Belki sadece bu sebeple değil..

Dünya genelinde imza attıkları tüm zalimliklerinin bir sonucu olarak..

İşledikleri cinayetlerin bir sonucu olarak.

Afganistan’da, Irak’ta ve son olarak da Suriye’de kanına girdikleri milyonlarca Müslümanın “ah”ları sonucu..

Dünya gündeminden silinip gideceklerdir..

Merak ediyorum..

Dünya egemenlerinin körüklediği ateşe, ellerine benzin bidonunu alarak koşanlar..

Son gelen ekonomik rakamlar için, ne görüş serdedecekler?

Temmuz ayındaki cari açığımız, aylık olarak ortalama 5 milyar dolara kamp kurmuş iken.. 

Şimdi 1,7 milyar dolara inmiş..

Kıyametleri kopartanlar, yerli ABD’cilerden bir tanesinin bile..

“Cari açığımız büyük oranda inmiş.. Bu şekilde giderse, dövizdeki bu değer artışı geri gelir” şeklinde bir tek yorum göremedim..

Cari açık milyar dolar civarında dolaşırken..

“Bu cari açık ile, doların ne olmasını bekliyordunuz” diyenler..

Cari açık aylık 1,7 milyar dolara indiğinde..

Bunu önemsizleştirmek için..

Hiçbir kıymeti harbiyesi yokmuş gibi göstermek için..

Görmemiş, duymamış, bilmiyormuş havasına yatıyorlar..

Aynısını..

OHAL için de yapmamışlar mıydı?

“Bir ülkede OHAL var ise, dövizin yükselmemesini nasıl beklersiniz?” diyenler..

OHAL kaldırıldıktan sonra..

Dövizde küçücük bir inişin olmamasını izaha hiç girmediler..

Şimdi aynı üç maymunu oynamayı, faizin yükseltilmesinde de kısmen görüyoruz..

Faiz % 24’lere çıkartıldı..

“Faiz yükseltilmeli” diye ter ter tepinenler..

Faizin en fazla eziyetini çekecek olan işadamlarının bile, “Faiz yükseltilmeli”açıklamalarına şahit olduğumuz Türkiye’de..

Yükselen faize rağmen, dövizdeki iniş çok çok küçük oranlarda yaşanmış ise..

Artık dövizdeki operasyonu, kimse “ekonomik veriler”le gerekçelendirmeye kalkışmasın..

En başta da.. Bizim mahalledekiler..

Aksi taktirde..

Onlar da..

28 Şubat’ta “Paşa paşa imzaladı” diyerek, gerçekleri çarpıtanlar gibi..

Tarihin çöplüğüne, hızla atılırlar!

Benden hatırlatması..