“özellikle muhalefetin”

“Bir kişi konuşacak, Türkiye susacak. Bir kişi konuşacak hâkim ona göre karar verecek”

VAN 13.05.2016 10:21:35 0
“özellikle muhalefetin”
Tarih: 01.01.0001 00:00
 SİYASET YERİNE “KAN DÖKMEDEN” BAHSEDEN SİYASETÇİ VAN’A GELİYORMUŞ!

Türkiye’nin gündemini uzun süredir meşgul eden “Başkanlık sistemi” tartışmalarında muhalefetin hırsı her gün daha da agresifleşerek devam etmektedir.

Gittikçe yükselen siyasi söylem tansiyonu muhalefet yaptıklarını zannedenler halk nezdindeki yükselişi önleyemeyince toplumu daha fazla gerecek açıklamalar yapmaktadırlar.

Muhalefetsiz muhalefetin tavrı kendileri için bayıldıkları başkanlık sistemine gelemeyeceklerinden hiçbir zaman seçilemeyeceklerinden dolayı, iç politikadan dış politikaya, ekonomiden teröre, yasamadan yürütmeye tek seçenekleri ülkeyi “Başkanlık tartışmaları”na kilitlenmiş durumda.

Ana muhalefetin en son marifeti yine marifetleriyle ünlü kılıçdaroğlundan geldi. Kılıçdaroğlu, “Bir kişi konuşacak, Türkiye susacak. Bir kişi konuşacak hâkim ona göre karar verecek” ve ardından “böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” iktidar hayalini kurduğu siyasette, siyasetçinin kurmaması gereken cümleyi kurarak toplumu yeniden germeye başladı.

Oysa Kan ve mürekkep, bu ikisi insanlık tarihinin yönetim anlayışına damga vurun iki önemli etkendir. Kanla zulümle kurulmuş olan hiçbir sistem payidar olamamıştır.

Dünyadaki değişimlerden ve insanlığın bilgi iletişim eğitim ve teknolojik alanda geldiği nokta ister istemez toplumların yönetim anlayışlarına da yansımakta hatta yön vermektedir.

Bilindiği üzere Türkiye’deki 90 yıllık sistem anlayışı artık dar gelmektedir. Değişmesi lazım, halkın benimsediği halkın refah düzeyini huzurunu dünya ülkeleri nezdindeki temsiliyetini daha güçlü bir şekilde yürütebilmek için bu sistemin değişmesi lazım.

Hal bu olunca iktidarın siyasilerin “özellikle muhalefetin” aydınların, akademisyenlerin STK’ların bunu tartışması ve tartışarak halkı bilgilendirmesi lazım.

Ancak tek parti diktatörlüğünden bu yana iktidar olabilmeyi başaramayan ideolojik anlayış bir türlü siyaset mecrasına giremeyerek hep toplumu geren açıklamalar yer vermesi Türkiye’nin en büyük talihsizliğidir. İktidar olmayı düşünmeyen tek parti CHP’nin darbeci vesayetçi halkı dışlayıcı tepeden bakıcı politikaları AK Partinin siyasetini tartışmasız kılmaktadır.

Çünkü, diktatörlükle suçladıkları Erdoğan’ı kendi geçmişlerini kapatmak için uğraşmaları toplumsal hafızayı etkileyememektedir. Onlar Mustafa Kemalin ve ismet İnönü’nün hem cumhurbaşkanı hep de parti başkanı olduklarını saklamaya çalışmaktadırlar.

Onlar, ülkede halkı dışlayan, aşağılayan, hor gören ne kadar kurum kuruluş varsa bütün bunlarla göbek bağları vardır, halk bütün bunları görüp bildiği için iktidar yüzü görmeleri her geçen gün zorlaşmaktadır. Hal bu olunca madem bu halk bizi iktidar yapmayacak o halde bizlerde halka hizmet eden halka değer veren kim olursa olsun onu karalayarak halkı gererek siyasetimizi idame ettirelim düşüncesindedirler.

Bugün gelinen nokta artık halk eskisi gibi yontulamıyor, halk neye nasıl karar vereceğini çok iyi biliyor, halk ne yapacağını bildikçe CHP’de battıkça batıyor, bu germenin sebebi, hepten tarih olmamaları için!..

Sonuç olarak, Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti Türkiye’yi mandacılık zihniyetini kurtarmaya çalışmasa da…..

Siyaseten öz güven vermese de…..

Devasa yatırımlara imza atamasa da…..

Ekonomik anlamda gözle görülür bir iyileştirme sağlamasa da….

Avrupa ülkelerine Türkiye’nin size mecbur olmadığını söylemese de…….

Bu halk sadece CHP’nin evet sadece CHP’nin siyaseti ve liderlerinin söylemleriyle daha uzun yıllar AK Partiye iktidar olma, iktidarda kalma şansını verecektir.

Halkın yanında yer alıp beklentilerine “derman” olmak yerine germeyi tercih eden, “mürekkep” yerine “kan”dan bahseden “böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” diyebilecek kadar gözü dönen bir siyasetçiye halkın cumhur”başkan”ından verilen cevap: “Kızılay’dan başkasına kan vermeyiz”………

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.