ÖTEKİLEŞTİREN DAMAR AYNI DAMAR

Siz hiç televizyonda Arapların biz Türkler için ağlayanını gördünüz mü?

VAN 3.01.2014 23:48:15 0
ÖTEKİLEŞTİREN DAMAR AYNI DAMAR
Tarih: 01.01.0001 00:00
                                                ÖTEKİLEŞTİREN DAMAR AYNI DAMAR                                    
Akıl tutulmasının hiç bu kadar en üst perdeden yaşandığına şahit olmamıştım doğrusu, dünyanın, özelde coğrafyamızın içinden geçtiği bu süreç kimi insanların renklerini daha net ortaya koydu sanırım. Neden mi bahsediyorum? Anlatayım;  Türkçülüğü bütün hücreleriyle hisseden zavallının biri bakın ne yazıyor ” SÖYLEYİN” başlıklı kısa ve kafasının içindeki habis fikirleri anlatan yazısında.
       Siz hiç televizyonda  
       Arapların biz Türkler için ağlayanını gördünüz mü?
       Karabağ’da Türkler katledilirken, Adeviye meydanında gösteri yapan mısırlı gördünüz mü hiç?
       Kerkük’te Türkmen katliamı yapılırken Gazze’de sokaklara dökülen Filistinli gördünüz mü hiç?
       Ya da Doğu Türkistan’da Türkler katledilirken Müslüman Kardeşler nerdeydi, hiç merak ettiniz mi?
       Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıyan bir tane Arap ülkesi gösterebilir misiniz?
       …
      Bu sorulara cevap vermek elbette mümkün,  ama bunları düşünen ve söyleyen bir güruhun kafasının içindeki asabi maraz, insanlığını unutmuş, başka canlıların gösterdiği düşünüş biçimi değil mi ALLAH aşkına?  –hoş böyle bir türünde olduğunu zannetmiyorum ya… - Bu bir boyut, keşke bu kadarla kalınsa… Bir başka boyutta şu ki; kabilesinin sınırlarını aşamamış,  kendisinden olmayanı hain ilan eden iktidar yanlısı olarak yansıtan bir cenahta var ki edebiyatının ana teması mazlumdur, ama kabilesinin dışında da mazlum tanımaz. Bu yapının içten içe ya bizdensiniz yâda hiçsiniz gibi bir efelenme jargonuyla caka sattığını da anlamak mümkün, ya İslami olduğunu iddia edip Müslümanlardan her yönüyle fersah fersah uzak durduklarına ne demeli? Elbette ki Kürdün derdiyle dertlenmeyen Muhammed’i(AS)  değildir ama Arap’ın, Çeçen’in, Afgan’ın derdiyle dertlenmeyeninde Muhammed’i(AS)  olduğu söylenemez, ulusal sınırların dışında yaşanan kıyımlarda tarafsız -bizce taraf- durduğunu gösterip kendi memleketindeki elli bini aşkın cana mal olan savaşta taraf olup bir şekilde ölen gençlerin kanına girdiklerine ne demeli? Bu kadar kör olduklarını sanmıyorum, elbette bir siyasetin sonucudur bu düşünüş biçimi.
 Afrika'da açlık var! Dersin Van ne olacak Van? Der Araka’nda insanlar katlediliyor! Dersin, Van ne olacak Van? Der, Irak'ta bombalar patlıyor! Dersin Van ne olacak Van? Der Suriye'de çocuklar donarak ölüyorlar! E Van ne olacak oradakiler de üşüyor! Der… Bende diyorum ki Ülke sınırlarınızı çizmişsiniz bari vicdan sınırlarınızı çizmeyin! Suriye'ye, Arakan’a Filistin’e Irak’a duyarlı olan insanlar merak etmeyin düşünce biçimlerini kabileden değil akideden aldıkları için ve
 “
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batıya çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, Allah'a, âhiret gününe, meleklere ve kitaba iman edenin; malını çok sevmesine rağmen onu akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere, köle ve esirlere verenin; namazı dosdoğru kılanın; zekâtı verenin; sözleştikleri zaman gereğini yerine getirenin; sıkıntıda, darlıkta, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanda sabır gösterenin eyleminden oluşur. İşte doğru olanlar bunlardır; işte sakınanlar da bunlardır.” Emrinişiar edindikleri için
 
  bütün  mazlumlara çok yakındırlar.
      Somut örnekle edindiğim bir bilgiyi paylaşayım; arada bir ziyaretlerine gittiğim İHH İnsani Yardım Vakfı çalışanı bir gönüllüye sordum! Van’da ne yapıyorsunuz diye? Aldığım cevap bir müslüman olarak yüzümü ağarttı doğrusu, yaklaşık bin aileye –bunun önemli bir kısmı dul ve yetimlerden oluşuyor- kimisine üç kimisine iki kimisinede her ay  ziyaret edilerek ayni ve nakdi yardımlar ulaştırılıyormuş, ikiyüzelli’ye yakın yetimede her ay düzenli olarak belirlenen yardımlar yapılıyormuş. Bu sadece bir kurumun çalışması diğer vakıf ve derneklerde işin içine katıldığında İslami camianın çok açık bir sosyal yarayı sardıklarını gözlemledim. Hal böyleyken İHH’ya ve İslami yapılara bölgesel mazlum edebiyatı yaparak kara çalanların emeli çok bellidir… Son söz … kervan yürür Vesselam…