Önümüzdeki seçimler ve kaybettiğimizi hatırlamak

Yahya Coşkun

VAN 16.03.2015 10:35:32 0
Önümüzdeki seçimler ve kaybettiğimizi hatırlamak
Tarih: 01.01.0001 00:00


Şüphesiz, kaybettiklerimizi; moderniteye yahut da modern zamanların dayattığı yaşam şekline feda ettiklerimizi konuşmalı, “neyi kaybettiğimizi hatırlamak” için çabalamalıyız. Ancak bu çaba, maziye dizilen övgülerin heyecanında veya nostaljik hikayelerin sıcaklığında kaybolmamalı. Kaybettiğini bulma çabası, esas hüviyetinden uzaklaşıp geçmişteki tatlı hatıraların anahtarı olarak kalmamalı. Bir taraftan kaybettiklerimizi hatırlamaya çalışırken diğer taraftan da bugün nelere sahip çıkmamız gerektiğini en gerçekçi şekilde tespit ederek, elimizde tutmamız gerekenlere sımsıkı tutunmalı; fakat bununla yetinmeyip yarınları oluşturacak idrakte, dünden nelerin bulunması gerektiğini de belirginleştirmeliyiz. 
   Şuncacık paragrafa sıkıştırmaya çalıştığım bu derin meselenin, ne bu paragrafla ne bu paragrafın sırtına yüklemeye çalıştığım manayla ne de bu kadar kolayca hayat bulacağını biliyorum. Bu meselenin, günlük/gündelik meşgalelerin arasında fabrikasyon fikirlerin aydınlığıyla, uzun lafın kısasıyla çözülemeyeceğini de çok iyi biliyorum. Somut sorunlara somut çözümler üretmeye çalışan ve gündemin labirentlerinde kaybolmaya mahkum olan siyasetin de bu meselenin ilacı olamayacağının farkındayım.
   Kaybettiğini bilmek, kaybettiklerini fark etmek, neyi kaybettiğini aramaya koyulmak, bugün elinde bulunanlara sahip çıkmaya çalışmak ve bu idrakle yarını tasarlamayı amaçlamak... Ciddi bir iş. Böyle bir idrak, büyük bir düşünsel faaliyetin, birbirini tamamlayan zihni çabaların, belki de bir istihale devresinin eseri olabilir. Belki de bambaşka bir şekilde tezahür edebilir. Bilebilmek, pek de kolay değil. Ancak önümüzde böyle bir idrakin yeşermesi için umut beslememize yetecek yeni bir çağrı var. Hem de hiç beklenmedik bir yerden, siyasetten...
   Türkiye’nin meselelerinin pek çoğunun, gündelik mevzulardan ibaret olmadığını bilen bir ses, “Medeniyetimizin ihyası için Yeni Türkiye’nin inşaası” dedi. Kaybettiklerimizden, en azından bir kısmından bahsederek, neyi kaybettiğimizi aramamız gerektiğini ifade ederek ve bu idrakle yarınları şekillendirmeyi vaat ederek “Yeni Türkiye” diyen bir ses var şimdi. Bu sese kulak vermek gerek, bu sese hayat vermek, bu ihtimalin hayat bulması için bir fırsat vermek gerek. 
Muhakkak önümüzdeki seçimlerin, birçok önemli gündem maddesi var. İhanet çeteleriyle hesaplaşmak, yeni bir anayasa yapmak ve yeni bir sistem inşaa etmek... Seçimin en önemli meseleleri arasında olacak.
   Ancak bu seçimlerin, Yeni Türkiye’nin kapılarını sonuna kadar açan bir umut olmak gibi de farklı ve özel bir manası var. Az evvel zikrettiğim hususlar ve bunlara ilave edilecek diğer maddeler, bu seçimi böylesi bir idrakin hakim olacağı bir manaya büründürebilir. Ve böylesi bir mana, zorlu eşikleri aşmak mecburiyetinde olan Türkiye’yi, selamet limanına salimen ulaştıracak bir kuvvet olabilir. Anlatmaya çalıştığım meselenin, özellikle muhaliflerce alelade bir çağrı gibi algılanarak günlük siyasetin bayağı diline kurban edilecek mahiyette olduğunu biliyorum. Fakat ne yapayım, “Medeniyetimizin ihyası için Yeni Türkiye’nin inşaası” cümlesi beni çok heyecanlandırıyor.