OLAYLAR VE YORUMLAR

RUSYA BU TABLONUN NERESİNDE VE NASIL DURUYOR ?

VAN 9.10.2016 12:18:53 0
OLAYLAR VE YORUMLAR
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Cehalet tespiti, bir sorunu ortaya koymak adına yapılmışsa ve bu sorunu ortadan kaldırmak için ıslah çabaları içine girilmişse bir anlam taşır hem de çok değerli bir anlam taşır her baba yiğidin üstlenemeyeceği herkesin elini altına sokmaya cesaret edemeyeceği bir sorumluluk ister çünkü cehaletin tespitini yapmak onu ortadan kaldırmayı gerektirir.
Muhammet Sevim
01.10.2016 (SURİYE, RUSYA İÇİN KÜRESEL SİYASETİN KAPISI) KONULU MAKALEDEN SONRA
Türkiye’nin askeri strateji anlamında elini bağlayan iki konu var biri Kürt kardeşlerimizle aramıza sokulan kin ve nefrete dayalı düşmanlık, Kürtler yıllarca bu ülkede asimilasyona tabi tutulup ya sev ya terk et gibi söylemlerle inkar edilip Türkiye Türklerindir şeklindeki aşağılamalarla emperyalizmin kucağına itildi hiç kuşkusuz bu süreçte PKK nın da rolü çok fazla birçok şeyimizle aynı olduğumuz insanlarla saçma bir “ulus” ve “ırk” mücadelesi/savaşı içine girmişiz bu savaş bizi emperyalizme karşı zayıflatmakta. Biz aramızdaki bu gerçek dışı savaşı bırakıp kardeş olamazsak başkasına hayat hakkı tanımadığımız terk etmesini istediğimiz topraklar uğruna savaşmak zorunda kalacağız o zaman Türkiye Türklerindir sözünün pek bir anlamı olmayacak. Tamamıyla emperyalizmin çıkarlarına hizmet eden ve Kürt halkının gerçekliklerinden uzak terör faaliyetinde bulunan pkk/pyd ye karşı kalkan harekâtları yapıp kendi sınırlarımızı korumak adına daha büyük teröristlerin planlarına alet olmayacağız. İkincisi ise kendi güvenliğimizi sınırlara hapsetmek, sınırları korumak düşmana karşı mücadelede artık bir anlam ifade etmiyor sadece bizi oyalıyor ABD yıllar önce “önleyici savaş” konseptine geçti yani kendine tehdit olarak gördüğü unsurlar ile onların yerinde savaş, tabi bunu yaparken de insanlık dışı şekilde hareket etti insanlık dışı hareket etmesi bir yana artık tüm emperyal devletler bu şekilde mücadele ediyor kendi hâkimiyetlerinin ve güçlerinin devamını, sınırlarını korumakla değil sınırlarının ötesinde bizzat askeri olarak varlık göstererek yapıyorlar bizimde acilen sınır güvenliği stratejisinden vaz geçip daha radikal önlemler almamız gerek önleyici savaş konseptini kendi doğrularımızla yapmalıyız yoksa ilerde önlenemez bir savaşa doğru gidiyoruz bu bağlamda fırat kalkanı harekatı ile Suriye’deki esed karşıtı ABD ve Rusya ile iş tutmamış tüm direniş guruplarını birleştirmeli onlara açıktan destek vermeliyiz. Bunu yaparken de düşmanlarımızı azaltma dostlarımızı artırmak için çalışmalıyız bunun da en güvenli yapabileceğiniz unsurları bence halklardır. Kürtler düşman, Araplar düşmanda ABD, Rusya dost mu her iki ülkede hem sınır güvenliğimiz açısından hem de (yer altı kaynakları anlamında) ekonomik açıdan askeri ve siyasi olarak bizi kuşatmışken hamasete dayalı “Türk gücü” saçmalığını bırakmak zorundayız bazen en iyi savunma saldırıdır. Bu ABD ye Rusya’ya savaş açalım demek değildir ama Suriye’de daha anlamlı ve kararlı pozisyon almalıyız bence bu pozisyona destek hazır bunu Suriye’deki gurupların açıklamalarında görebiliyoruz.
26.09.2016 (YUSUF KAPLAN SESLİ MAKALE “UYARIYORUM DARBE GİRİŞİMİNİN 2. VE 3. DALGASI GELİYOR)
Tespitler güzel özellikle 28 şubat sürecinin 15 temmuz üzerinden yürütülmeye çalışılması tespiti çok yerinde fakat yazarın “15 temmuzu var eden (direniş) ruhun kaynağını oluşturan cemaatleri tarikatları hedef tahtasına yatırıyorlar” sözündeki 15 temmuzu var eden ruhun tarikatlarca sağlandığı kısmına şiddetle karşı çıkıyorum cemaatler ve tarikatlar üzerinden İslam’a saldırdıkları doğrudur fakat İslam’ı muhafaza etmek adına dibine kadar şirke bulaşmış tarikatları aklamaya çalışmak çok anlamsız asıl 15 temmuz darbe sürecini var eden gerçek, bu İslam dışı tarikat inancıdır. Bu darbeye kalkışanlar unutulmamalıdır ki bunu kendilerince İslam adına yapmışlardır 15 temmuz direniş ruhuna ve Fetö üzerinden (cemaat tarikat algısı) İslam’a yapılan saldırılara karşı durmak kadar tarikatların İslam’a uymayan inanç sistemleriyle de mücadele etmek gerekir. Eğer bu millet tarikatlar üzerinden İslam’a yapılan saldırıya karşı koyamıyorsa bunun tek sorumlusu yine tarikatların halk nazarında sarsılan yani meşruiyeti yara almış inanç yapılarından dolayıdır yani dinini Kur’an dışı kaynaklardan öğrenen millet bu kaynakları sorgularken aslında İslam’ı bu kaynaklardaki gibi zan ediyorsa o zaman bu süreçte İslam’a yapılan saldırılar karşısında duramaz, durmaz. Aslında bu büyük bir fırsattır diyanetin üzerine büyük sorumluluk düşmektedir tıpkı askeriyede ki gibi veya yargıda, bürokraside ki gibi diyanetin de tarikatlar üzerinden mücadeleye girmesi gerekir hem de acilen milletin tarikatlar üzerindeki anlamsız güveni sarsılmışken en azından toplumun bir kısmı üzerinde soru işaretleri doğmaya başlamışken diyanetin sadece fetö nün inanç yapısını değil fetönünde beslendiği ana tarikat inancının şirk unsurlarını İslam’a zıt yapısını deşifre etmesi gerekir bu gün fetö kötü yarın hangi tarikatın ihanetine kötü diyeceğiz. çünkü bu yapılar ihanet etmeye çok elverişli yapılardır (zaten yapılarındaki şirk hiyerarşisi ile İslam’a ihanet etmekteler) akletmeyen kesin kör itaate dayalı ve yaptıkları her şeyi Allah adına yaptığına inanan bu insanlar kullanılmaya müsaittirler Allah boşuna demiyor aldatan sizi Allah ile aldatmasın diye
29.08.2016 FIRAT KALKANI HAREKATI
Türkiye Suriye’de yaptığı operasyon ile ABD nin bölgede yaptığı planları yakın planda bozmuştur [ABD nin PYD ye verdiği destek (Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen) ve emperyalist sicilinden dolayı Suriye’yi parçalama ve kendi çıkarları adına yönetme ve Türkiye’yi kuşatma amacı açıktır bu herkesin üzerinde ittifak sahibi olduğu bir gerçektir yani komplo teorisi değildir.] Erdoğan bunu yaparken kuşkusuz ABD’ye karşı dengeleyici unsur olarak Rusya’yı kullandığı ortadadır 15 temmuz darbe girişimi sonrası ve mülteci sorunu karşısındaki AB’nin Türkiye’ye karşı tutumu ve ABD’nin girişilen darbe karşısındaki payının açığa çıkması Türkiye’yi bu bağlamda güçlendirmiştir. Aslında Cerablus’a yapılan çıkartmanın asıl işide yönelik olmadığını işidin diğer ülkelerin de yaptığı gibi geçerli bir bahane olduğunu herkes biliyor bu durumda ortaya çıkan soru şu ABD gerçekten Suriye’nin kuzeyinde Kürt devleti kurmaktan vaz mı geçti yoksa aktörünü mü değiştirecek çünkü ABD öyle kolay kolay Türkiye’ye veya Rusya’ya teslim olmaz ya şuan için arasının bozulduğu Türkiye’ye karşı “bir parmak bal çalmak” adına sessiz kalıyor yada aktörünü değiştirecek bunların cevabı Türkiye bu operasyonunu fıratın batısına kaydırmak isterse veya Türkiye’nin desteklediği ÖSO nun terör listesine alınıp alınmaması ile açığa çıkacaktır. Benim asıl merak ettiğim soru Rusya’dır çünkü Rusya ile uçak krizinden sonra arkasında nato desteği olmasına -her ne kadar sorgulamaya açık olsa da- ve teröre karşı meşru müdafaa hakkını kullanma hakkına sahip olsa da -Irakta yaptığı gibi- işidi bahane ederek dahi osa Suriye’de uçak uçuramaz durumdaydı ne oldu da Rusya bu operasyona izin verdi. İzin verdi diyorum çünkü Rusya’nın izni olmadan Türkiye Suriye’de böyle bir operasyon yapamaz ABD, İran, Mısır, Esed ile olan durum açıkken Türkiye yalnız kalacağı bu operasyona öyle güçlü devlet edasıyla kalkışamazdı Rusya’nın dengeleyici unsur olduğu aşikardır. Peki Rusya bu durumu bilmiyor mu ebetteki biliyor Türkiye’nin ABD yi ve onun çevresinde oluşan paktı terk etmeyeceğini kendisinin dengeleyici unsur olarak kullanıldığını biliyor (bunu söylerken Erdoğan’ın gerçekten ABD ve çevresinde paktan ayrılmayı cesaret edemeyeceğine inanıyorum) öyleyse neden izin veriyor Türkiye üzerinden sağladığı veya sağlayacağı kazanç ne Putin ne Türkiye aşığı ne de Erdoğan sempatizanı benim en çok korktuğum soru işte bu, acaba Rusya mı ABD’ye karşı bizi dengeleyici unsur olarak kullanıyor daha kötüsü Suriye’deki direnişin önü mü kesilecek RUSYA BU TABLONUN NERESİNDE VE NASIL DURUYOR ?
05.10.2016 LOZAN’A BAŞARI DENİLMESİ
Erdoğan ne dedi Lozan başarı değildir aslında biz az fedakârlıkta bulunduk (İsmet Paşa nın ifadesiyle) daha çok fedakârlıkta bulunmalıydık mı dedi aslında Sevr daha büyük başarıydı mı dedi bu ülke bize büyük geliyor küçülelim mi dedi ne dedi Lozan’da biz kazandık kim kaybetti kaybedenler neden Erdoğan haklı demiyorlar Lozan’ın tekrar tartışılması gerek demiyorlar bir Yunanlılar tartışmayın diyor bide bizimkiler adalar konusu yahu bu ülke Kardak kayalıkları için (ada değil kayalık) Yunanistan ile savaşın eşiğine geldi kayalıklara bayrak dikme savaşı yaşadık o ayrı Erdoğan bağırsan sesin duyulur dedi herkes bağırma diye bağırmaya başladı İsmet Paşa Lozan’da Yunan’a karaağacı savaş tazminatı olarak vermiş oysa Yunan bizi işgal etmedi mi biz yunan işgaline karşı savaşmadık mı bize böyle öğretilmedi mi o halde bu neyin tazminatı Lozan da ne oldu sınırları masada çizilen adına Misakı milli dedikleri kutsal “vatanımız” oldu Halep, Musul, Şam, bunlar Lozan’dan bir gün önce neydi onlar o zaman bizim devletimizin illeriydi Lozan’dan sonra ne oldu “yabancı topraklar” peki o topraklar “kutsal Türk kanıyla” sulanmadı mı bu şuna benziyor atıyorum yarın mozan anlaşması olsun (Lozan’da ki şartlarla) biz karsı Ermenistan’a verelim 100 yıl sonrada bizim evlatlarımız (özellikle milliyetçi abilerimizin evlatları) mozan başarıdır tartışmayın desin Lozan’da ki en büyük yenilgi bizim olanlara yabancılaşma mızdır düşmanlık üzerine kurulu ulus devlet ideolojisi ile bizim ve bizden olan her şeye yabancı gözüyle bakmaya başlamamızdır şimdi dünyanın emperyalistleri bu topraklara nasıl yerleşirimin peşinde bizimkiler Erdoğan’ın peşinde bu nasıl akıl tutulmasıdır anlamadım siz sizin olandan vazgeçin elin abd si moskofu dünyanın öbür ucundan gelsin her gün katliam yapsın o toprakları işgal etsin siz Misakı milli başarıdır deyin bir medeniyet kurulan topraklardan anlaşma maddeleri ile vazgeçin siz gerçi kendi tarihiniz ide düşmansınız sizi gördükçe İttihat ve Terakkiyi, jön Türkleri daha iyi anlıyorum ve bu zihniyetin “fedakârlıklarından” Allah’a sığınıyorum aman siz bir daha fedakârlık yapmayın
DEAŞ ÜZERİNDEN MÜSLÜMANLARI CEHALETLE AŞAĞILAYAN CEMAAT ARTIĞI BİRİNE VERİLEN CEVAP
cehalet 3 guruptur ; 1: bir konu hakkında bir şey bilmemek “İşte böylece sana da emrimizle Kur’an’ı vahy ettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu (Kitap’ı), bir nur yaptık. Kullarımızdan dilediğimizi, onunla hidayete iletiyoruz. Ve şüphesiz ki sen, doğru yola götürüyorsun.” (şura:52) Bu gurupta çok fazla sıkıntı yoktur çünkü bu durum “öğrenme” faaliyetiyle ile son bulur 2: Bir şey bilmediği halde bildiğini düşünmek “Eğer sen yeryüzünde yaşayan insanların çoğuna uyacak olursan, bunlar seni Allah’ın yolundan saptırırlar.

Onlar sadece zanların, sanıların peşinde giderler, sırf tahmin yürütürler.” (enam:116) 3: Yanlış bildiklerinin doğru olduğuna inanmak “Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun.” dendiği vakit de: “Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız.” dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?” (bakara:170) Cehaletin insanı karanlığa gömen tarafı ise bu üç guruptan birinin insanı tamamı ile kuşatması ile olur “Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.” (yasin:10 ayrıca bakara: 6,7) Cehalet tespiti, bir sorunu ortaya koymak adına yapılmışsa ve bu sorunu ortadan kaldırmak için ıslah çabaları içine girilmişse bir anlam taşır hem de çok değerli bir anlam taşır her baba yiğidin üstlenemeyeceği herkesin elini altına sokmaya cesaret edemeyeceği bir sorumluluk ister çünkü cehaletin tespitini yapmak onu ortadan kaldırmayı gerektirir.

Fakat; yüksek perdeden konuşup Müslümanları cahil diye aşağılamaksa amaç başka bir şeydir. Aslında onlar “din cahil bırakır” demek isterlerde demeselerde biz anlarız. Müslümanları cehaletle suçlayan kişi (bu söyleyeceklerim tamamıyla din bilgisi için geçerlidir) “acaba ben ne kadar biliyorum” yada “ben ne kadar cahilim” diye kendilerini sorgulamazlar karşısındakinin cehaletini ölçen sağlam bir veri de yoktur ellerinde “bu adama neye göre cahil diyorsun” diye sorsan sorunun karşılığını bulan bir bilgi de yoktur kendilerinde hatta biraz karıştırsan belki de “cahil” diye aşağıladığı adamla aynı şeylere inanıyordur. Dertleri cehalet değildir aslında çünkü “bilgilenmek”, “bilgilendirmek” gibi acıları yoktur. Neyse hepsini boş ver at çöpe bu adam cahil neden “Allah diyerek adam öldürüyor” kendisi cahil değil neden ” Allah diyerek adam öldürmüyor” Allah diyerek adam öldüren cehaletle, zulmü meşrulaştıran “oh olsun” diyen cehalet arasındaki farkı ölçen terazi yok bende hangisi daha kötü bilmem